Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 15 Temmuz mesajı: Türkiye'nin ekonomiyle teslim alınmasına rıza göstermeyeceğiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında ekonomiye yönelik mesajlar verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü nedeniyle yayımladığı mesajda, "Sadece FETÖ'cü hainleri değil, tıpkı diğer terör örgütlerinin mensupları gibi onları da üzerimize salan güçlere cevabımızı geri çekilerek değil, ileriye atılarak verdik. Vesayetle istikameti değiştirilemeyen, darbeyle yıkılamayan, terör örgütleriyle hizaya getirilemeyen Türkiye'nin ekonomi ile teslim alınmasına rıza göstermedik, göstermeyeceğiz." ifadesini kullandı.

'ESİR EDİLEMEYECEĞİMİZİ GÖSTERDİK'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Erdoğan, halkın tavrına dikkat çekerek şunları söyledi: “Cumhuriyetimizi bir asır önce verdiğimiz Milli Mücadele'yle kurmuştuk. Demokrasimizi 1950'de milletin sandıktan çıkan iradesiyle hayata geçirmiştik. 2002'den itibaren de Türkiye'yi her alanda tarihinin en büyük kalkınma ve yatırım hamlesi ile buluşturmuştuk. Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesi, Cumhuriyetimize, demokrasimize ve tüm bu kazanımlara canımız pahasına sahip çıktık. Türkiye'nin asla esir edilemeyeceğini, Türk milletine asla diz çöktürülemeyeceğini gösterdik.”

Erdoğan, darbenin başlamasıyla birlikte darbeci hainleri ve onları üreten yapıyı kökünden kurutmak için ülkenin tüm hukuki ve idari gücünü harekete geçirdiklerini, ülkenin bir daha böyle bir tehdide maruz kalmaması için gereken tüm tedbirleri aldıklarını, almaya devam ettiklerini aktardı:

15 TEMMUZ ÖNCESİ 15 TEMMUZ SONRASI

"Hainleri üzerimize salanların heveslerini kursaklarında bırakırken dostlarımızın yüreklerini ferahlattık, umutlarını güçlendirdik. Türkiye'nin bir daha benzer tehditlerle karşılaşmaması için her alanda gereken tedbirleri aldık. 15 Temmuz tarihini Demokrasi ve Milli Birlik Günü ilan ederek, bu büyük direniş destanının tarihe altın harflerle kazınmasını sağladık. Bu tür hadiseler, milletlerin tarihinde yeni bir atılımın, yeni bir yükselişin, yeni bir dönemin işaretleri olarak yerini alır. Hamdolsun biz de 15 Temmuz'u işte böyle bir nirengi noktası haline dönüştürmeyi başardık. Artık Türkiye tarihi demokrasimizin rüşdünü ispat etmesi ve milli iradenin gücünün tereddütsüz anlaşılması bakımından 15 Temmuz öncesi ve 15 Temmuz sonrası olarak iki dönem halinde incelenecektir.

'İLERİ ATILARAK CEVAP VERDİK'

“Darbe girişimi sırasında maşalarıyla uğraştığımız mücadelenin asıl büyük cephelerini sonrasındaki meydan okumalarımızla aştık. Sadece FETÖ'cü hainleri değil, tıpkı diğer terör örgütlerinin mensupları gibi onları da üzerimize salan güçlere cevabımızı geri çekilerek değil, ileri atılarak verdik. Sınırlarımıza yığılan terör örgütlerini DEAŞ'ından PKK/YPG'sine kadar darmadağın ederek, tehditleri kaynağında kurutma stratejisine geçtik. Yaptığımız harekatlarla terör örgütlerini, saldırılarını, kendi topraklarımızda karşılamak yerine sınırlarımızın ötesine çektiğimiz bir çizginin gerisine hapsettik."

Türkiye ekonomisini çökertmeye yönelik tuzakları birer birer bertaraf ederek, hedeflerinden uzaklaştırılmalarına izin vermediklerini bildiren Erdoğan, şunları söyledi:

ENFLASYON TÜRBÜLANSI

“Elbette en büyük etkisini hayat pahalılığı olarak hissettiğimiz sıkıntıları da yaşadık ama hamdolsun bu sıkıntıları aşacak güce, imkana, iradeye, kararlılığa sahibiz. Vesayetle istikameti değiştirilemeyen, darbeyle yıkılamayan, terör örgütleriyle hizaya getirilemeyen Türkiye'nin ekonomi ile teslim alınmasına rıza göstermedik, göstermeyeceğiz. Salgın ve savaş şartlarının tetiklediği enerji başta olmak üzere, küresel emtia fiyatlarındaki fahiş artışın hızlandırdığı enflasyon sadece bizim değil, tüm dünyanın sorunudur. İnşallah uzunca bir süredir hep yaptığımız gibi bu türbülanstan da ilk çıkan ülkelerin başında geleceğiz. Böylece, 15 Temmuz'un devamı olarak gördüğümüz bir badireyi daha geride bırakarak büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası yolunda mücadeleye devam edeceğiz. Ancak bu şekilde kendimizi şehitlerimizin emanetlerine hakkıyla sahip çıkmış, gazilerimize layık olmuş, milletimize karşı sorumluluklarını yerine getirmiş hissedebiliriz.”

Sonraki Haber