Dalgalı piyasada altın sörfü yapıyoruz

'Altın pahalı oldu mu vatandaş alamıyor. Fiyat değil işlem sayısı bizim için önemli' diyen Ahmet Ahlatçı, 'Türk halkı dalgalı piyasayı seviyor. Çıkınca satıyor, düşünce alıyor. Fiyatları yakından izliyor' ifadelerini kullandı.

Dünyada 62, ülkemizde dört adet onaylı rafineriden biri olan Çorum'daki Ahlatçı Metal Rafinerisi'ni ziyaret ettik. Ahlatçı Holding'in davetlisi olarak bulunduğumuz Çorum'da "36 yıldır abu işlerle uğraşıyorum. Cumhurbaşkanımıza fırsat buldukça ekonomiye ilişkin öneriler sunuyorum" diyen Ahlatçı HoldingYönetim Kurulu Başkanı Ahmet Ahlatçı ile hem piyasalar hemde ekonomik kriz üzerine konuştuk. Ahlatçı'ya Venezuela altınlarını ve Çorumspor'u da sorduk. Ziyaretimizde bize Ahlatcı Yatırım Menkul Değerler Genel Müdürü Tuncay Karahan da eşlik etti.

200 MİLYAR DOLAR ALTINDA

Piyasalardaki dalgalanmaları Türk halkının yakından takip ettiğini anlatan Ahmet Ahlatçı, "Altın pahalı oldu mu vatandaş alamıyor. Biz fiyattan çok tonaja bakıyoruz. İşlem çoksa iyi. Sığ denizde pek bir şey olmuyor ama Türk halkı bu dalgayı çok seviyor. Çıkınca satıyor, düşünce alıyor. Altında iyi sörf yapıyoruz" diye konuştu.

Vatandaşın altın almakla aynı zamanda dolar almış olduğunu ifade eden Ahlatçı, "Ons fiyatı yükselince iki türlü kazanıyor. 250 liraya çıktığında satıp 218 liradan alıma geçti vatandaş. Bilinen 3 bin 850 ton altın tasarrufu var. Giren-çıkan altın hesabna göre ise 4 bin 4 bin 500 ton altınımız var. Yaklaşık 200 milyar dolar eder" bilgisini verdi.

GAYRİMENKUL EN BÜYÜK KÖTÜLÜK

Piyasalardaki dalgalanmalar yüzünden herkesin adeta ekonomist olduğunu ifade eden Ahmet Ahlatçı, "20 sene önceki müşterimiz yok. Vatandaş onsun nasıl hesaplandığını biliyor.. Türkiye'de masraflar çıktığı zaman işletmelerin kazancı yüzde beşi geçmez kazanç ama mevduata bakın yüzde 20'lerin üstünde" diyerek, tasarrufların mevduatta kalmasının nedenini anlattı. Ekonomik olarak gelişmemiş olmamızın nedeninin "gayrimenkul hastalığından" kaynaklandığını anlatan Ahlatçı, şunları söyledi: "Göçebe bir millet olduğumuzdan ataalrdan gelme bir durum. 'Burası bir daha ele geçmez' diyerek alıyoruz. Kim kazandığını gayrimenkule yatırdıysa geri düşmüştür. Kirzde en önemlisi nakitte kalmaktır. Evladına yapacağın en büyük kötülük dört dükkan alıp kiralamaktır. Çünkü o kira geliri yetmeyince veya krizde kiranalamayınca satılıyor. Bu yüzden gayrimenkul varlığından en az yüzde 60 kira geliri almak lazım. Gayrimenkul yerine çocuklarınıza işletme bırakın!"

Kırsalda üretimin artması için önerilerde bulunan Ahmet Ahlatçı, şunları söyledi: "Biz insamınıza bir ev bir araba vereceğiz desek 40 yıl çalışır. Anadolu'dan büyükşehirlere getirmişiz insanlarımızı.. Ülkeyi bir mağaza gibi düşünüyorum. Varoşlardan merkeze taşıyoruz insanları zenginlere hizmet etsinler diye bir de bunun için taşımaya döviz ödüyoruz. Oysa kırsalda üretime teşvik etsek; desek ki giden başına aylık iki bin lira vereceğiz. Kendi gitti, eşi, çocuğu gitti. Bunlara besi hayvanı versek, devletin önereceği ürünü ektirsek, bu hayvanları ürünleri alsak sadece et ithalatından 14 milyar kurtarmış oluruz. Bu üreticiye sübvansiyonu da para basarak yaparsın. İşte iki bayramdır veriyoruz!"

PARA BASMAKTAN KORKMAYIN!

Para basmaktan korkmamak gerektiğini ifade eden Ahmet Ahlatçı, "Sen parayı basıyorsun kimseye sorumluluğun yok eğer onu güzel kullanıyorsan, döviz kazandırıcı işlere harcıyorsan sorun olmaz. İthal patatesi iki liraya da alsan ülkeye zarardır. Beş sente de alsan da! İçeriyi terbiye etmek için nasıl dolar harcarsın? İhracatçı o doları getirmek için ne çabalar harcıyor... Çin den ithalatın 21 milyar doları tabak çanak... Biz de bir de yazlık hovardalığı var; 'kullanmadığını o aylar kiraya verin' desin devlet, yurtdışına çıksak 'Kim gelirse on beş gün konaklama parası almıyorum' diye ayrıca her 15-20 turiste öğretmen mihmandar versek. Bakın ödemeleri hep TL ile yaptık ama turist harcama yapacak döviz kazandıracak!"

ALACAKLARA SİGORTAYI HAZİNE YAPSIN!

Zaman zaman projelerini fırsat buldukça Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a sunduğunu belirten Ahmet Ahlatçı, şunları söyledi: "En önemli projemiz de faturanın sigortalanması.. Bütün firmalar tahsilat yapamamaktan, veresiyeden ve nakit akışı doğru olmadığından batıyor.. Dört ay ödenmedi mi çek, adam batıyor. Fatura kesti yüzde 18 KDV'den iki puan indirim yapsın devlet. İki puan da adam yapsın. Yüzde 14 kalsın. Yüzde dört sigorta. Faturayı kestim. Çek verdi. Sigorta parasını yatırdık. Müşteri ödemezse devlet ödeyecek. Bir de kıymetli evrak aldık, sigortası yatmış fatura. Banka devletin bu kıymetli evrakını alsa garanti olarak. Adliyede hiç icralık evrak kalmaz. Ayrıca kayıt dışılık ve tefecilik biter.. Bu her sene Hazine'ye yüz milyar lira bırakır. Sadece yüzde dördünü Hazine sigortası verdiğimizde.. Bu önerimiz BDDK'nın yönetimine geldi. İnşallah çıkacak. 36 yıldır paranın içindeyim ben. Hocalar anlatır ama pratiğin içinde ben varım. Şu anki sistemle parası olup yatırım yapmayanı ödüllendiriyoruz."

VENEZUELALILAR DA ABD'LİLER DE TESİSİ BEĞENDİLER

Venezuela altınları konusundaki söylentilere de yanıt veren Ahmet Ahlatçı, bu ülkeden herhangi bir altın alımlarının olmadığını bildirdi. "Dünyada ABD bir işleme yasak deyince bunu yapamazsınız. Çünkü yan yana olan iki bankadan birine para transferi olduğunda ABD onu sistemi üzerinden izliyor" diyen Ahlatçı, şu bilgileri verdi: "Venezuela'ya gittik. Yılda 270 ton altın üretiyoruz ABD'ye yolluyoruz. ABD üstüne yatıyor, İngiltere, İsviçre parasını vermiyor. Üstüne yatıyor' dediler. 'Burada rafineri yapsak da biz de külçe yapıp satsak' dediler. Cumhurbaşkanımız da 'Ahmet Ahlatçı bey yapsın rafineriyi' dedi. Maduro'nun yardımcısı buraya (Çorum rafinerisi) geldi. ABD Büyükelçisi de geldi. Herkesi ağırlıyoruz. Venezulalılar altın getirmey değil, rafineriyi görmeye geldiler. İtalyanlar'a yaptırdığımızı söyledik. Tesisi gezip gittiler. ABD'liler de geldi. Bu kadar modern bir rafineri görmediklerini söylediler, beğendiler. 'Venezuela altınları Çorum'da yapılıyor' diye söylentiler oldu. Oysa öyle bir durum yok, sadece tesisi gezildi."

TİM LİSTESİNE İKİ FİRMAYLA GİRDİ

Ahmet Ahlatçı 36 yıldır, 2 bin 500 kuyumcuya bilezik ve altın yaptıklarını anlatıı. Her giriş çıkışın faturalı olduğunu asla faturasız çalışmadıklarını vurgulayan Ahlatçı, rafineri ve kuyumculuk başta olmak üzere altı ayrı sektörde faaliyet gösterdiklerini ve bu yıl Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) 1000 İhracatçı listesinde iki firma ile yer aldıklarını kaydetti. Çorumspor'a da maddi destek yerine sürekli gelir getirici bir iş modeli önerdiklerini söyleyen Ahlatçı, "İhracatı Çorum'dan yapıyoruz. Çünkü burada kalkınmayı sağlamamız lazım. Bir havayoluna ihtiyacımız, bir de tren yoluna ihtiyacımız var" diye konuştu. Çorum'un tren yolu hikayesini bir başka yazıda ele alacağız.

Sonraki Haber