Doğu Akdeniz'de sular ısınıyor

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Doğu Akdeniz’de tek taraflı ilan ettiği münhasır ekonomik bölgedeki kışkırtmaları sürüyor. ABD’li ExxonMobil de sürece dahil oldu

Amerikalı enerji devi ExxonMobil, Doğu Akdeniz’de doğalgaz araştırması yapmak üzere denizaltı robotu taşıyan iki gemisini bu ay sonunda Kıbrıs açıklarına göndereceğini duyurdu. Türk Deniz Kuvvetleri ise Doğu Akdeniz’deki haklarımızın gaspedilmemesi için alarma geçti. Geçen ay İtalyan ENI şirketine ait bir geminin 3. parsele girmesine müsaade etmeyen Türk Donanması, ExxonMobil’e ait gemilerin olası bir hak ihlaline yönelik, bölgeye yeni savaş gemileri göndererek önlemlerini artırdı.

ABD Dışişleri Bakanı olmadan önce Rex Tillerson’un CEO’luğunu yaptığı ExxonMobil şirketi ve Katar’a bağlı Qatar Petroleum ortaklığı, Rumların tek taraflı ilan ettiği münhasır ekonomik bölgedeki (MEB) 10’uncu parselde doğalgaz aramak için kolları sıvadı. Daha önce 2018 yılı içinde iki sondaj çalışması yapacağını duyuran ExxonMobil yetkilileri, yaz sonunda başlatmayı planladıkları çalışmalar için iki araştırma gemisini ay sonunda bölgeye göndereceğini açıkladı. Bölgeye gelecek gemilerde, sondaj yapılacak noktaların kesinleştirilmesi için denizaltı araştırmaları yapacak robotların bulunacağı öğrenildi. Uzaktan kumandalı denizaltı robotlarının deniz dibi yüzeyini tarayarak sondaj için alternatif noktalar belirleyeceği, bu çalışmalar çerçevesinde alınacak çoğu verinin de, sondaj izni için şart olan olası batıklar, eski eserler, hassas çevresel veya diğer şartlarla ilgili olacağı belirtildi. Yaz sonu itibarıyla 10’uncu parselde çalışmaya başlayacak iki geminin, bugünlerde Hayfa Limanı bölgesinde benzer çalışmalar yürütmekte olan “Med Surveyor” ve uzaktan kumandalı sualtı robotu operasyonlarının gerçekleştirileceği “Ocean Investigator” isimli offshore gemisi olduğunu iddia edildi. Exxon Mobil’in bu aşamada 10’uncu parselde bulunan “Anthias”, “Delfinos” ve “Glafkos” olarak isimlendirilen üç hedef üzerinde odaklandığı öğrenildi.

AKDENİZ KALKANI

Türkiye ise Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY)’nin tek taraflı ilan ederek ABD, Katar, İtalya, Güney Kore, Fransa gibi ülkelerin enerji devlerine sözde ruhsat verdiği parsellerde araştırma yapılmasına karşı çıkıyor. Türk Donanması, Doğu Akdeniz’deki hak ihlallerine karşı Akdeniz Kalkanı Harekatı kapsamında bölgede iki fırkateyn, bir korvet, bir akaryakıt gemisi ve iki hücumbot ile deniz eğitimleri icra ediyor. Bir karakol gemisi ise sürekli karakol faaliyeti yürütüyor. Kardak’ta tansiyonun düşmesinin ardından bazı savaş gemilerinin de Kıbrıs’a sevkedildiği belirtiliyor. Türkiye’nin sismik araştırma gemisi Barbaros Hayrettin Paşa da Deniz Kuvvetlerimizin mihmandarlığında bölgedeki çalışmalarını sürdürüyor.

SINIRI AŞTILAR

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, geçen kasım ayında da Fransız Total ve İtalyan ENI enerji şirketleriyle vardığı mutabakat sonucu ada açıklarında bir blokta ortaklaşa doğalgaz aramaya başlayacaklarını duyurmuştu. Şirketler de daha önce çalışma yaptıkları 11 numaralı bloktan iyi sonuçlar alamamış olmamasına rağmen, 6 numaralı blokta çalışmaya devam edeceklerini doğrulamıştı. ENI, 2016’nın aralık ayında 6 numaralı bloğun işletme hakkını, Total ile yüzde 50 ortaklık koşuluyla aldı.

28 Aralık 2017 tarihinde, Rum Yönetimi’nin ENI’den kiraladığı ‘Saipem 12000’ adlı doğalgaz arama gemisi ada açıklarına geldi. Rum yönetimiyle yaptığı anlaşma uyarınca 6 numaralı blokta bir süre faaliyet yürüten ‘Saipem 12000’ adlı geminin, sondaj çalışmalarının ardından geçen hafta 3 numaralı bloğa yönelmesi, krizin fitilini ateşledi.

3 NUMARALI BLOK

Rum yönetiminin 2011’deki MEB hamlesinin ardından KKTC de, Ankara ile anlaşarak Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO)’na ada açıklarında petrol ve doğalgaz arama yetkisi vermişti. TPAO’ya yetki verilen bölgelerden bazıları, Rum yönetiminin arama yaptırdığı bloklarla çakışıyor. Bunlardan biri de ‘Saipem 12000’ adlı geminin yöneldiği 3 numaralı blok.

Rum Yönetimi’nin 2011 yılında belirlediği münhasır ekonomik bölgede yer alan 1, 2, 3, 8, 9, 12 ve 13 numaralı bloklar; KKTC’nin TPAO’ya petrol ve doğalgaz arama ruhsatı verdiği E, F ve G bölgeleriyle kesişiyor.

TÜRK SAVAŞ GEMİSİ DURDURDU

‘Saipem 12000’ adlı doğalgaz arama gemisi, 6 numaralı bloktan 3 numaralı blokta bulunan Supia bölgesine yönelince Türk savaş gemileri devreye girdi. Bölgede askeri faaliyet gösteren ve gerekli uyarıları yapan Türk Donanması’na rağmen şirket tarafından Supia’ya gitmesi zorlanan Saipem 12000, fırkateynlerimiz tarafından engellendi. Bölgeye girişine müsaade edilmeyen İtalyan gemisi, 15 deniz mili uzaklıktaki Greko Burnu’na çekilerek beklemeye başladı.

NOTAM VERİLDİ

Saipem 12000’in bölgeye girebilmesi için bekleyişi hala sürüyor. Türk savaş gemileri ise Rumların haklarımızı ihlal edebileceği bölgeleri notamlayarak, Navtex ve radyo kanalı aracılığıyla yabancı gemilerin bu alana girmemesi çağrısında bulunuyor. Navtex aracılığıyla yapılan bir duyuruda 09-22 Şubat tarihleri arasında bölgede atış eğitimleri yapılacağı, 10-22 Şubat tarihlerinde de sualtı cihazı yedekleme faaliyeti yürütüleceği ilan edildi. Böylece Saipem 12000’in bölgeye girişi de engellenmeye devam ediyor.



ERDOĞAN AÇIKLAMIŞTI

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Kıbrıs açıklarında ve Ege’deki fırsatçı yaklaşımlar gözümüzden kaçmıyor; Kıbrıs ve Ege’de bu yaklaşımda olanlar haddini aşmamalı” uyarısında bulunmuştu. Rum basını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kısa zaman önce Roma’ya yaptığı ziyarette duyduklarından memnun kalmadığını, ENI şirketinin Kıbrıs açıklarında yaptığı araştırmalara yönelik itirazlarına istediği yanıtları alamadığını yazdı. Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker da “Türkiye’nin davranışına kesinlikle karşı olduğunu” söylemişti.

TÜRKİYE MEB'İNİ İLAN ETMELİ

Enerji Uzmanı Necdet Pamir, Doğu Akdeniz’deki gerginliği Aydınlık’a değerlendirdi. Türkiye’nin münhasır ekonomik bölge (MEB) kabul ettiği alanlarla, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’nin ada üzerindeki eşit haklarına yönelik ihlaller olması durumunda müdahale edilmesi gerektiğini belirten Pamir, Türkiye’nin bir an önce münhasır ekonomik bölgesini kurumlar nezdinde ilan etmesi gerektiğini vurguladı. Pamir şunları söyledi:
“İşin iki boyutu var. Birincisi, en büyük hatamız, Türkiye’nin MEB kabul ettiği alanı hala ilan etmemiş olması. Bir ihlal olduğu zaman itiraz etmek, fiili durum yaratmak vs. için bunun kurumlar nezdinde ilan edilmesi gerekiyor. Türkiye’nin kabul ettiği bir münhasır ekonomik bölge var. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKYR)’nin tek taraflı tasarruflarıyla bunun içine giren ister ENI olsun, ister ExxonMobil, ister Total, yada sismik yapmak için herhangi bir Norveç bandıralı gemi olsun... Doğrudan bir müdahalemiz söz konusu olur.
İkincisi, bizim MEB’imize girsin yada girmesin, KKTC’nin de adanın üzerinde Rum yönetimiyle eşit hakları var. GKRY’nin tek taraflı tasarruflarına karşı da yine girişimlerimiz oluyor. Mesela onların 3. blok diye açıkladıkları blokta, KKTC de TPAO’ya arama ruhsatı verdi. Biz de ona F ruhsat alanı diyoruz. Yani onların 1-2-3-8-9-13 numaralı bloklarıyla, KKTC’nin TPAO’ya verdiği ruhsatlar çakışma gösteriyor.

BU NE PERHİZ BU NE LAHANA TURŞUSU

10. bloğa baktığınızda da, bizim MEB’in dışında kalıyor ama KKTC’nin burada eşit hakları var. GKRY’nin tek taraflı tasarrufları uluslararası hukuka aykırı. Bu noktada itirazlarımız devam eder ama iktidarın nasıl bir tasarrufu olacak onu bilemem. Burada Katar’a dikkati çekmeye çalışıyorum. “Katıksız dostumuz”, “can dostumuz” Katar’ın burada ne işi var? Türkiye’nin Katar’ın da bir kulağını bükmesi gerekmez mi? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Katar bütün itirzlarımıza rağmen, hala 10 blokta ExxonMobil’le birlikte hareket ediyor. Mevcut ikttidar işine geldiğinde milliyetçi ama kayalıklar teslim edildiğinde sessiz. Niye 6. blokta sessiz kaldılar da 3. blokta Navtex çektiler? Katarla ilişkilerde de tutarsızlık var.

EXXON ABD DEMEK

ExxonMobIl, diğer tüm tröstler gibi ABD Hükümeti ile son derece içli dışlı. Exxon’un bugünkü özgünlüğü, eski CEO’sunu Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturtmuş olmasında. ABD’nin çıkarları nerede nasıl davranmayı icap ettirirse Exxon onu yapar! Bu durum, Irak’ın kuzeyini Bağdat’tan koparma faaliyetinde de, petrol ve doğalgaz zengini Orta Asya Cumhuriyetlerini ABD yörüngesine yerleştirme faaliyetinde de açıkça görüldü.
ExxonMobil, 2011 yılı sonunda Irak’ın kuzeyinde petrol aramak için Bağdat’ın bilgisi ve onayı olmadan Barzani yönetimiyle anlaşma imzalamıştı. ‘Barzanistan’ın merkezi yönetimden kopması, bağımsızlığı doğrultusunda adım atabilmesi için tayin edici adım, Bağdat’ın onayı olmadan petrol çıkarmak ve satmaktı. Exxon bu konuda devreye girerek, “ABD, Irak’ın kuzeyindeki bağımsızlık girişiminin arkasındadır” mesajı vermiş oldu.
ABD, ExxonMobil’in ticari faaliyetini kullanarak, Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin Rusya ve Çin ile işbirliğini baltalamak için yoğun faaliyet yürüttü.

Sonraki Haber