Türkiye-Rusya-Çin, İran ittifakı savaşı önler

Doğu Perinçek, ‘Doğu Akdeniz’de ABD, İsrail, Yunanistan, GKRY ittifakı oluştu. Namlular Türkiye’ye dönük. Türkiye, kendi özgücünün dışında Doğu Akdeniz’e kuvvet yığmalı. O kuvvet Rusya, Çin ve İran’dır. Bu, dünya savaşına kadar gidebilecek boyuttaki savaşı önlemede önemli bir tercihtir.’ dedi.

This browser does not support the video element.

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Türkiye, Rusya ve Çin ittifakı önerisini değerlendirdi. Perinçek, “Bu bir uygarlık seçimidir, bu bir program seçimidir, bu bir stratejik seçimdir.” dedi.

Perinçek, Ulusal Kanal ve Ekol TV haber bültenlerinde Bahçeli’nin önceki gün yaptığı açıklamaları şöyle değerlendirdi:

“İsrail saldırganlığına karşı bir açıklama değil bu. Doğrudan doğruya bir uygarlık gerçeği. Türkiye, Rusya ve Çin ittifakı bir uygarlık gerçeğidir. Artık Atlantik, emperyalist, kapitalist sistem derin krizler içinde. O sistemin içinde Türkiye’ye toprak bütünlüğü yok, Türkiye’ye bağımsızlık ve başı dik yaşamak yok, üretim ekonomisi geliştirme olanakları yok. Dolayısıyla Türkiye, kesin tercihini yapma sürecine girmiştir. Bu bir mecburiyet, bu bir vazgeçilmez olay.

PROGRAM SEÇİMİDİR

“Bu bir taktik açıklamadır. Devlet Bahçeli orada bir uyarı yapmıyor. ‘Siz eğer Türkiye’nin isteklerini yerine getirmezseniz biz de gideriz Asya’da yer alırız’ gibi bir uyarı yapmıyor. Devlet Bahçeli’nin ve hepimizin iradesinden bağımsız olarak Türkiye bağımsız olmak için, başı dik yaşamak için, üretim ekonomisini inşa etmek için Asya uygarlığındaki öncü konumlara yerleşmek zorunda. Dolayısıyla bu zorunluluk, hepimizi bu noktaya, o stratejik mevziye getirecektir. Rusya’yla, Çin’le ve İran’la. İran’ı da buna katmak lazım, Hatta Hindistan’ı da. Bu bir uygarlık seçimidir, bu bir program seçimidir, bu bir stratejik seçimdir.

GÜÇLER DOĞU AKDENİZ’DE KARŞI KARŞIYA

“Dikkat edilirse güçler, Doğu Akdeniz’de karşı karşıya gelmiştir. Hangi güçler? Türkiye, Rusya, Çin, İran, Mısır bir tarafta. Onun karşısında ABD, İsrail, Yunanistan ve Avrupa’dan da onlarla birlikte hareket edecek olanlar var. Bakın Avrupa’nın tamamı demiyorum, Avrupa’da da çok önemli bir bölünme var. Doğu Akdeniz’de iki seçenek karşılaştı. Doğu Akdeniz, yükselen Asya uygarlığı ile çıkmaza giren Atlantik sisteminin karşılaştığı coğrafya. O coğrafyada yapılan tercihler, yalnız bir askeri tercih değil. Bu tercihler program, strateji ve dünyanın geleceğine ilişkin bir uygarlık tercihidir.

“Doğu Akdeniz’de bir ABD, İsrail, Yunanistan, Güney Kıbrıs ittifakı oluştu. Bu askeri, silahlı bir ittifak. Namlular Türkiye’ye dönük. Dolayısıyla Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de kuvvet yığması lazım. Kendi öz kuvvetinin dışında bu tehdidi dengeleyecek bir kuvveti yığması lazım. O kuvvet nedir? Rusya, Çin ve İran’dır. Askeri bakımdan Doğu Akdeniz’de savaşı önleyecek bir tercih bu. Bahçeli’nin bu önerisi aynı zamanda bölge savaşını hatta dünya savaşına kadar gidebilecek boyuttaki bir savaşı önleyecek bir tercihtir.

YAPILMASI GEREKENLER

“Türkiye BRİCS’e girecek. Dünya ekonomisinin ağırlığı artık BRİCS’de. Brezilya, Rusya, Çin, Hindistan ve Güney Afrika… Çözümler, demokrasi, özgürlük, hürriyet, ekonomi… Bunların hepsi BRICS’de. Türkiye ekonomisinin gelişme iklimi de BRICS’de. Yine Türkiye, Şanghay İşbirliği Örgütü’ne katılacak.

“En önemlisi Türkiye, Asya uygarlığında öncü mevzilere yerleşme sürecini bir hükümetle götürecek. O hükümeti kuracak. Cumhur İttifakı’nın içinde Batı’yla işbirliği içinde olan güçler var. Bu maalesef AK Parti’nin de içinde var, müttefikleri arasında da var. Türkiye’nin bütünleşmesine karşı olan güçler var. Bu ayak bağlarıyla bu süreç devam etmez. Onun için kuvvetli bir hükümete ihtiyaç var.

TÜRKİYE DEVRİME GİDİYOR

“O hükümet kimlerden oluşacak? AK Parti’nin milli güçleri, MHP, CHP’den yükselen milli seçenek ve Vatan Partisi. Bu kuvvetlerin hükümet olacağı bir sürece giriyoruz. Türkiye, Rusya, Çin ve İran ittifakının sonunda üreten Türkiye, bağımsız Türkiye, toprak bütünlüğünü gerçekleştirmiş, terörü temizlemiş bir Türkiye var.

“Türkiye, bu hükümetle kesin kararlı sonuçlara ulaşacaktır. Dolayısıyla bu süreç aynı zamanda üretenlerin milli hükümetinin kurulması sürecidir. Türkiye tercihe doğru gidiyor ama tercihin önünde de büyük zorluklar var. Türkiye devrime gidiyor. Bağımsızlık devrimine, üretim devrimine ve toprak bütünlüğüne gidiyor.”

Sonraki Haber