Doğu Perinçek’ten Alevi-Bektaşi raporuna tepki: ABD-İsrail planlarına uygun rapor

Cumhurbaşkanı’nın masasındaki ‘Alevi-Bektaşi’ raporuna tepki gösteren Perinçek, ‘Doğu Akdeniz’de ABD, İsrail, Yunanistan, Güney Kıbrıs ittifak oluşturdu. Aynı zamanda düşman iç cephemizi de bölmeye çalışıyor. Bu rapor tam ABD'nin ve İsrail'in planlarına uygun. Çünkü iç cepheyi bölüyor.’ dedi.

Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, Cumhurbaşkanı’nın masasındaki 'Alevi-Bektaşi' raporuyla ilgili “Türkiye'nin direncini kırmak için hazırlanan bir rapor. Tam ABD ve İsrail'in planlarına uygun. Hem Alevi'yi hem Sünni'yi yobazlaştırma amacı taşıyan bir rapor.” değerlendirmesinde bulundu.

Önceki akşam Ulusal Kanal’da Çıkış Yolu programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Perinçek, Cumhurbaşkanlığına sunulan "Milli Birlik ve Beraberlik Çalışması/Alevi-Bektaşi Toplumunun Sorunlarını Çözmeye Yönelik Gerekli Adımlar Çözüm Önerileri ve Uygulama Planı" adlı raporu eleştirdi. Perinçek programda özetle şu vurguları yaptı:

1990’LARDAN BERİ SÜREN PLAN

“Tam Amerika Birleşik Devletleri'nin ve İsrail'in planlarına uygun bir rapor. Türkiye'nin direncini kırmak, Türk Milleti’ni meydana getiren unsurları, Türk’tür, Kürt’tür, Alevi’dir, Sünni’dir, bunları millet dışı kimliklerin içine çekmek, hapsetmek için hazırlanmış. Yani Türk Milleti’ni oluşturan insanlarımızı...

“Bizim kimliğimiz Türk Milleti’nin mensubu olmak. Türk Milleti’nin vatandaşı olmak. Türk Milleti’nin direği, ferdi olmak.

“Onun yerine hangi kimlikler? Alt kimlikler. Ben Nakşibendi’yim, ben Alevi’yim, ben Sünni’yim, ben Kürt’üm, ben etnik manada Türk'üm vs. Tabi hepimiz Türk'üz ama etnik bir tarif değil o.

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne mensubiyet anlamında hepimiz Türk vatandaşıyız, Türk'üz. Hangi etnik kökenden gelirsek gelelim. Etnik Türk, etnik Kürt, mezhepsel Caferi, mezhepsel Şii, mezhepsel Sünni vs. gibi kamplara bölmeye yönelik girişimler Türkiye'de 1990'lardan beri yürürlükte olan planı bir daha sürdürmeye çalışmaktır. O plan bozuldu. Etkisiz hale geldi.

“Türkiye, Gladyo’sunu temizledi. Fethullahçı Terör Örgütü'nün tertiplerinden kurtuldu. Türkiye çok önemli gelişmeler yaşadı. Bu gelişmelerden sonra bugün birdenbire AK Parti çevresinde, Cumhurbaşkanlığı çevresinde bu rapor hazırlığı başladı. Bu bir devlet raporu değil ama bu raporu herhalde Sayın Cumhurbaşkanımızın da duymaması mümkün değil. Çünkü bütün basında yer alıyor, televizyonlarda yer alıyor ve çeşitli internet gruplarında yayınlanıyor.

YOBAZLAŞTIRMA RAPORU

“Bu rapor sonuç itibarıyla bir yobazlaştırma raporu. Yani hem Alevi'yi hem Sünni'yi yobazlaştırma amacı taşıyan bir rapor. Alevi ve Sünnilerin arasındaki ilişkiyi geren bir rapor. Onları birbirine yaklaştıran, millet kavramı içerisinde kucaklaştıran, birleştiren bir amacı temsil etmiyor.

“Mesela tekke ve zaviyelerin kaldırılmasına dair hepimizin bildiği 30 Kasım 1925 tarihli bir kanun var. 2 Eylül'de de, yani 3 ay kadar önce o bir Bakanlar Kurulu kararı olarak kabul edilmiş. Sonra o Bakanlar Kurulu kararı bazı ufak tefek değişikliklerle kanuna dönüştürülmüş. O, Türkiye'deki bütün tekke ve zaviyeleri yasaklıyor, kapatıyor. Kapatmanın ötesinde de onların bütün mallarını, mülklerini hazineye kamulaştırıyor. Yani bir feodalizme karşı mülkiyet sistemini de hedef alan esaslı devrimci bir kanun.

“Sonuç itibarıyla o dönemin parolası nedir? O kanunun gerekçesinde var bu. Ferit İlsever'in Cumhuriyet Devrimi Kanunları kitabını hepimizin okuması gerekir. Atatürk orada feodal ilişkileri sayıyor. Türkiye Devleti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar, dedeler ülkesi olamaz.

CUMHURİYET DEVRİMİ’Nİ HEDEF ALIYOR

“Sayın Cumhurbaşkanı'nın önderliğinde yapılan Anayasa değişikliklerinde de dokunulmamış bir madde o. Yani devrim kanunlarını koruyan, Anayasa’ya aykırılığının iddiasını men eden o Anayasa hükmü, Sayın Cumhurbaşkanı'nın da Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi'ne geçiş sırasında dokunmadığı bir madde. Dolayısıyla bugün de anlamlı. 1925'te kalmış değil.

“Şimdi bir savaş açıyorlar. Diyorlar ki biz 100 yıllık, ondan sonra Alevilere karşı yapılan bir haksızlığa karşı ona meydan okuyoruz ve helalleşeceğiz.

“Türkiye'nin son 100 yılını, Cumhuriyet Devrimi'ni hedef alıyor. Orası da çok önemli. Dolayısıyla cephesi, bulunduğu mevzi tamamen Türk Devrimi'ne karşı. Cumhuriyet Devrimi'ne karşı, Türk Devrimi'ne karşı.

“Yalnız Cumhuriyet Devrimi'ne değil, 1908 Devrimi, ondan evvel 1876 Devrimi, hatta öyle enteresan, Abdülhamid zamanında bile kazanılmış olan ve bazı uygulamaların bile gerisine düşen bir teşebbüs.

EŞİTSİZLİĞİ KALDIRMAYA YÖNELİK DEĞİL

“Evet yıpranmalar oldu, bu kanunlara karşı uygulamalar oldu. Alevilere haksızlık var, eşitsizlikler de var ama bu rapor bu haksızlıkları, bu eşitsizlikleri kaldırmaya yönelik değil. Tam tersine bu haksızlık ve bu eşitsizlikleri uygulayan kesimin dizginlerini serbest bırakan ve aynı zamanda milletimizi bölen, yani Sünni ve Alevi diye milletimiz arasında bir gerginlik yaratan gelişmelere yol açan bir kanun. Dolayısıyla bundan kim kaybeder? Hepimiz kaybederiz. Bütün Türk Milleti kaybeder. Hatta insanlık kaybeder. Ama en çok kaybeden de burada ne olur? Alevi kitlesi olur.

“O bakımdan bu kanuna dikkat etmemiz lazım. Bu kanun bütün kanunlar gibi, bütün halk düşmanı kanunlar gibi, halka karşı olan kanunlar gibi şekerlere bulanarak, üstüne güzel kadifeler, güzel örtüler örtülerek sunuluyor. Diğerleri gibi.

“Hiçbir kanun, bu kanun kötüdür diye çıkartılmıyor. Bu düzenleme de söylediğimiz nedenlerle tamamen Türkiye'de yobazlığı, bağnazlığı her kesimde kışkırtan, bizi bölen, sonuç itibarıyla Türkiye Doğu Akdeniz'de ciddi tehditlerle karşı karşıya, işte Kıbrıs'ta yığınak yapıyor Amerika, İsrail. İsrail'le Güney Kıbrıs ve Yunanistan arasında tam bir ittifak oluştu. Amerika bunların patronu olarak başlarında. Sular ısınıyor o Akdeniz'de, Suriye'nin kuzeyinde sular ısınıyor. Bu koşullarda düşman ne yapacak? Düşman bizim iç cephemizi bölecek, parçalayacak. Nasıl bölecek?

“İşte Kürt-Türk diye bölmeye çalıştı, başarısız oldu. Alevi-Sünni diye bölmeye çalışıyor, Almanya merkezli, Amerika merkezli tertiplerle.”

‘Suriye ittifakta yer alırsa parçalanır’

Doğu Perinçek, ABD ve İsrail’in Doğu Akdeniz’de oluşturduğu ittifakın Suriye’yi hedef aldığını belirterek şunları kaydetti:

“Suriye, Yunanistan'la aynı cephede buluşmaz. Neden buluşmaz? Çünkü Yunanistan, İsrail, Amerika, Güney Kıbrıs, Doğu Akdeniz'de bir ittifak oluşturdu. Tepelerinde de patronları Amerika Birleşik Devletleri. Suriye bu ittifakın içinde yer alamaz çünkü Suriye parçalanır.

“O ittifakın içinde Suriye kalmaz. Çünkü o ittifakın Suriye'ye dayattığı program, yani Amerika, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs ittifakının Suriye'ye dayattığı program, Kürdistan'ın kurulması, Dürzistan'ın kurulması, Alevistan'ın kurulması ve bir de Sünnilere bir parçacık verirler Suriye'de. Dolayısıyla Suriye kalmaz. Suriye o ittifakın içinde yer alamaz.

“Dolayısıyla zaten en son İbrahim Anlaşmalarına da dahil olmayacağını açıkça ifade etti ya, o da onun bir parçası. Bir kere onu bırakalım ama İsrail ile Amerika ve Yunanistan arasındaki beraberliğin gittikçe daha da yoğunlaştığı, kuvvetlendiği hep adım adım görülüyor.”

Sonraki Haber