Donetsk Halk Cumhuriyeti Başkanı Denis Puşilin Aydınlık'a konuştu: Türkiye Avrupa gibi ABD'den talimat almadı

Savaşın en sıcak cephesi Donetsk’te Denis Puşilin son durumu Aydınlık’a değerlendirdi. Mevcut durumdaki zorluklara dikkat çeken lider aynı zamanda çözümleri de sıraladı. Ülkemizle ilgili de konuşan Puşilin, Türkiye’nin bağımsız hareket ettiğini vurguladı.

Denis Puşilin

Donetsk şehrinde bir üniversitede Donetsk Halk Cumhuriyeti (DHC) Başkanı Denis Puşilin ile buluştuk. Savaş ortamında Puşilin’den nasıl röportaj alabiliriz diye düşünürken, basın sekreterine ilettiğimiz talep bir gün geçmeden olumlu şekilde yanıtlandı. Kendisine bölgedeki durumu, savaşın nereye gittiğini ve Türkiye ile ilgili fikirlerini sorduk.

‘DONBASS BİZİM EVİMİZ’

DHC lideri Puşilin, Donetsk’te insanların savaş ortamında yaşadıkları yeri neden terk etmediklerini ve nasıl böyle bir irade sergilediklerini anlattı. “Donbass bizim evimizdir.” vurgusunu yapan Puşilin, “Buradaki insanlar birbirine çok bağlı. Bu birliktelik, mücadelemizin temelini oluşturuyor.” dedi. DHC lideri Ukrayna’nın yıllarca Donbass’ta yaşayan Ruslara baskı uyguladığını belirterek şu ifadeleri kullandı: “Biz kendi kimliğimizi korumak istiyoruz, kendi dilimiz olan Rusçayı konuşmak istiyoruz. Bu hakkımızı bizden kimse alamadı daha da kimse alamaz. Verdiğimiz mücadele sonucunda 2014’te hayalimizi hayata geçirerek Rusya’ya katıldık.”

‘RUSYA’NIN HER YERİNDEN DESTEK ALIYORUZ’

Puşilin bize cephedeki askerlerin durumunu da aktardı. DHC lideri, cephedeki asker ve halkın iç içe geçtiğini belirterek, “Savaşın dokunmadığı çok az kişi ve aile var. Bu savaş 2014’ten beri sürüyor, yeni başlamış değil. Öyle ya da böyle, tanıdıklarınız ya da akrabalar üzerinden savaş sürecine bir şekilde dahil oluyor ve etkileniyorsunuz.” ifadelerini kullandı. Bu yüzden halkın desteğinin büyük olduğunu vurgulayan Puşilin, “Halk, cephedeki askerlere sürekli ihtiyaç malzemeleri gönderiyor. Tabi sadece Donetsk’ten değil, tüm Rusya’dan para ve malzeme toplanıyor. İHA bile gönderiyorlar. Bu çalışma askerlerimizin yükünü azaltmak ve bölgelerimizi kurtarmak için yapılıyor. Burada halk tüm süreci anlıyor ve yardımcı oluyor.” şeklinde konuştu.

‘GÜVENLİK KONUSU EĞİTİMDE ENGEL OLUŞTURUYOR’

Donetsk’in sokaklarında gezdiğinizde hayatın normal şekilde aktığını görüyorsunuz. Fakat arka planda, toplu yapılan eylemlerde (eğitim, spor vs.) bazı engeller var. Hayatın tamamıyla normale dönmesi için çabaladıklarını söyleyen Puşilin, güvenlik risklerinden dolayı özellikle eğitimin çevrim içi yapıldığını belirtti. Çünkü hala şehirde okullar füze ya da top mermileriyle hedef alınıyor. DHC lideri konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı: “Okullar cephe hattına yakınsa çevrim içi eğitim uyguluyoruz. Uzaktan eğitimin haliyle artıları eksileri var. Tabi hem ebeveynler hem de biz çok hızlı bir şekilde normal eğitime dönülmesini bekliyoruz. Ukrayna ordusu saldırılarda sivil alanları hedef aldığı için insanlarımızın güvenliği birinci planda. Hedefimiz 1 Eylül’de birçok okulun açılması.”

Donetsk’te ölen çocuklar için yapılan anıt.

‘UKRAYNA SU KANALIMIZI PATLATTI’

Bir önceki yazımızda Donetsk’e üç günde bir sadece birkaç saatliğine su verildiğini yazmıştık. Puşilin’e Donetsk halkının temel ihtiyaçlarını karşılamada ne gibi zorluklar yaşadığını sorduk. DHC lideri, üretim gücü yeterli olduğu için gıda tedarikiyle ilgili herhangi bir sorun yaşamadıklarını belirtti. Aynı zamanda Rusya’nın diğer bölgelerinden de rahatlıkla gıda ürünleri alabildiklerini söyledi. Elektrikte de ciddi bir sorun olmadığını vurgulayan Puşilin, “Elektrik kontrol altında. Ukrayna ordusu elektrik istasyonlarını vurduğu zaman haneler bazen elektriksiz kalıyor. Ama bu zayiatı işçilerimiz hemen onarıyor.” şeklinde konuştu.

En zor konunun kendileri için su tedariki olduğunu belirten DHC lideri şu ifadeleri kullandı: “Harekat başladığından itibaren Ukrayna su kanallarımızı kapamaya başladı. Severodonetsk, Donbass’a su sağlayan tek kanaldı ve Ukrayna oraya saldırıp ardından kanalı mayınladı. Şubat 2022’den beri hiçbir şekilde oradan su alamıyoruz. Ama bu kriz Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından çözüldü ve şu an su kanalı oluşturuluyor. Tüm ihtiyacımız tam olarak sağlanmasa da Don nehrinden hanelere gereken düzeyde su veriliyor. Bu su kanalı hızlı bir zaman içerisinde yapıldı. Bu konuyla ilgili başka bir kriz öngörmüyoruz. Su kullanımıyla ilgili sıkı kurallarımız var. Üç günde bir, hanelere birkaç saat su veriyoruz. Haziran’dan itibaren su verme işlemi belirli saatlerde iki günde bir olacak. Haziran sonunda da her gün belirli saatlerde su vermeye başlayacağız. Bu su kanalı bizim için şimdilik yeterli. Ukrayna, Donetsk halkının yaşamını engellemek için elinden geleni yapıyor. Ama biz zaten 2014 yılı itibariyle Ukrayna devleti olmadan geçinmeyi öğrendik.”

Savaş devam ederken yapılan yeni binalar.

‘KİEV REJİMİ HER GÜN SAVAŞ SUÇU İŞLİYOR’

Puşilin, Ukrayna’nın düzenlediği saldırılarda birçok savaş suçunun işlendiğini belirtti. “Ukrayna rejimi ve Ukrayna askeri yönetimi hemen hemen her gün savaş suçu işliyor.” diyen DHC lideri, “Bildiğiniz üzere savaş suçları zaman aşımına uğramıyor. Her suç raporlanıyor ve şu anki aşamada bu Rusya’daki savcılıklar tarafından yürütülüyor.” şeklinde konuştu. Sadece suçu işleyenlerin değil bu eylemlerin emirlerini verenlerin de belirlendiğinin altını çizen Puşilin, özel askeri operasyonun başlamasından önce savaş suçlarını belirlemek için bir komisyon oluşturduklarını söyledi. DHC lideri bu suçlar için çok geniş bir veri tabanı oluşturduklarını açıkladı.

‘TÜRKİYE KENDİ ÇIKARLARINI SAVUNUYOR’

Donetsk Halk Cumhuriyeti Başkanı Denis Puşilin ile konuştuğumuz en önemli konulardan biri Türkiye’ye bakış açısıydı. Fakat bu konuya girmeden önce 20 günlük Rusya turumda Rusların Türkiye’ye nasıl baktığıyla ilgili örnekleri özetlemek istiyorum. Türk olduğumu öğrenen Ruslar genel olarak Türkiye’nin Rusya’ya karşı yaptırımlara katılmamasını çok olumlu karşılıyor. Türkiye’nin bu tavrı onlar için çok belirleyici. Bu yüzden Türkiye’yi “dost ülke” olarak tanımlıyorlar. Ruslar, Türkiye’nin Avrupa ülkelerinden daha bağımsız olduğunu vurguluyorlar.

Puşilin’in de Türkiye’yi değerlendirirken Rusya’daki genel fikri yansıttı. Avrupa ülkelerinin Rusya’ya karşı yaptırımlara katılmasının ABD ile ilgili olduğunu belirten DHC lideri şu şekilde konuştu: “Güçlü devletler, kendi vatandaşlarının çıkarlarına göre bağımsız hareket edenlerdir. Washington ve Londra’dan talimat alarak bağımsız devlet olamazsınız. Hiç kimse için sır değil ki, yaptırım politikaları, yaptırıma katılan ülkeleri de kötü şekilde etkiliyor. Burada Almanya, Fransa ve İtalya gibi Avrupa ülkelerini kastediyorum. Başta enerji olmak üzere uygulanan yaptırımların ekonomilerine nasıl darbe vurduğunu görüyoruz. Bu ülkelerin hepsi ABD’den talimat alıyor. Bu ülkeler bu talimatlara uyarak kendi halklarının çıkarlarına zarar verdi. Türkiye ise Avrupa’dan başka bir konumda. Tabi Türk yönetiminin kararlarının hepsini olumlu görmüyoruz. Örneğin Bayraktarların Ukrayna’ya satışı. Ama Türkiye ne bizim ne de karşı tarafın fikrine göre hareket etmesi gerekiyor. Türkiye sadece kendi halkının çıkarlarını savunmalı. Burada Türkiye kendi halkının çıkarları doğrultusunda dengeli kararlar alıyor. Bu duruşundan dolayı onlara saygı duyuyorum. NATO’ya üye olmasına rağmen böyle kararlar alabilmesi bizde büyük saygı uyandırıyor.”

“Donetsk kahraman şehir”

‘BATI, UKRAYNA’YI KARŞI SALDIRIYA SÜRÜKLEYECEK’

Aylardır gündemde olan, Ukrayna’nın planladığı karşı saldırıyı da konuştuk. Puşilin, istese de istemese de Kiev’in Batı’nın dayatmasıyla saldırıya sürükleneceğini söyledi. DHC lideri bu fikrini şöyle açıklıyor: “Kiev’deki iktidar kendi halkı için bir gerekçe uydurmak zorunda. Kiev rejiminin, verilen milyarlarca doların nereye gittiğini sorgulayan Ukraynalıları ikna etmesi gerekiyor. Bu nedenle Ukrayna karşı saldırı girişiminde bulunacaktır.” Ukrayna saldırısına karşı tüm tedbirleri aldıklarını söyleyen Puşilin şu şekilde konuştu: “Savunma Bakanlığı hazırlığını yapıyor. Ve burada sadece düşmanın hedeflediği amaçlara ulaşmasını engellemek değil, aynı zamanda Rusya’nın parçası olarak federal bölgelerin tamamının kurtarılmasını amaçlıyoruz. Bir diğer hedefimiz de düşmanı sınırımızdan oldukça uzağa atmak. Çünkü topraklarımızın onların silahlarının menziline girmemesi gerekiyor. Ukrayna, İngiliz ve Fransızların verdiği uzun menzilli füzelere sahip. Bu füzeler, vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak için planlarımızın değişmesine neden oluyor. Bu nedenle tekrarlıyorum karşı saldırı olacak ama zamanını öngörmem zor.”

‘KİEV SİVİLLERİ HEDEF ALIYOR’

HER gün top mermileri ya da füzelerle vurulan Donetsk’te siviller hayatını kaybediyor. Puşilin’in aktardığına göre Ukrayna hiçbir gerekçe olmadan sivil yerleşimleri hedef alıyor. DHC lideri, “Düşman, hastane ve okulları vuruyor. Sadece 17 Şubat 2022’den beri en az 4 bin 500 sivil öldü. 147 hastane 539 okul, 10 bin konut hasar gördü. Bizim görevimiz bunları tutanak haline getirmek ve mahkemeye sunmak. Her savaş suçlusu hakkettiği cezayı çekmeli.” şeklinde konuştu.

‘ÖZEL ASKERİ OPERASYON ON BİNLERCE ÖLÜMÜ ÖNLEDİ’

Puşilin, Rusya’nın geçen yıl 24 Şubat’ta başlattığı özel askeri operasyonu da değerlendirdi. “Ukrayna rejiminin Donbass’a yönelik tehditlerinden dolayı tehlikeli bölgelerdeki insanları tahliye etmeliydik.” diyen DHC Başkanı, “Özel askeri operasyon, Ukrayna rejiminin yapmak istediklerini engelledi ve on binlerce insanın ölümünü önledi. Çünkü bölgelerimizi kurtardıkça orada Ukrayna rejimine ait plan ve haritaları bulduk.” ifadelerini kullandı. Tahliye edilen insanların tekrar eve dönüşlerini sağlamak için çalıştıklarını söyleyen Puşilin, “Ama bunun için birkaç etkeni hesap etmemiz lazım. Birinci etken güvenlik. Bu aynı zamanda konutların hasarların giderilmesine bağlı. Bu insanlar ağır hasarlı binalara geri dönemezler. Sosyoekonomik düzenin geri getirilmesi de önemli. Sadece geri dönmek de değil aynı zamanda bu insanların iş bulması da gerekiyor.” şeklinde konuştu.

EV SAHİBİ OLMALARI İÇİN ÇALIŞIYORUZ

Denis Puşilin, insanların yaşadıkları yere geri dönüş sürecinde bazı kolaylıklar sağladıklarını da belirtti. DHC lideri eve dönüş sürecini şu şekilde anlattı: “Bu dönemde çok kişi geri döndü aslında. Biz sadece evlerdeki hasarları gidermeye çalışmıyoruz, ihtiyaç arttıkça insanların alabilecekleri konutları da inşa etmeye çalışıyoruz. İndirimli ipotek programları oluşturduk. Yüzde 2 gibi düşük faizli kredi imkanları sağladık. Geri dönenlerle birlikte şu an Mariupol’de (DHC’nin en büyük ikinci şehri) yaklaşık 300 bin kişi yaşıyor. İnsanlar görüyor ki şehir yeniden kuruluyor ve istihdam yaratılıyor. İşletmeler de tekrardan faaliyete geçiyor. Süreçle ilgili olumlu düşünüyorum, savaş cephesini ne kadar uzağa itebilirsek insanlar evlerine daha hızlı dönecektir.”

Yarın: Lugansk Halk Cumhuriyeti’ndeyiz

Sonraki Haber