Etnik azınlık hakları vatandaşlık haklarını korur

Çin’de vatandaşlık ilk kimliktir, etnik kimlik vatandaşlığa tabidir ve ulusal haklar ve çıkarlar da vatandaşlığa tabidir. Vatandaşın kültürel ve etnik kimliğinin özelliğinin vurgulanması, esas olarak, bu grupların vatandaşlığını gerçekleştirmedeki nesnel zorlukları gösterir.

Etnik azınlıkların meşru haklarını ve çıkarlarını korumak, ulusal etnik politikanın önemli bir yönelimidir. Etnik azınlıkların meşru hak ve çıkarlarının ana gövdesi, etnik azınlık kolektifleri ve etnik azınlık bireyleridir. Çin, etnik azınlıkların bireysel haklarının yanı sıra toplu haklarının korunması da dahil yasal haklarını ve çıkarlarını garanti eder.
HAKLARIN VE ÇIKARLARIN İÇERİĞİ
Tüm milletlerden üyelerin ortak vatandaşlığı ilk kimliktir ve etnik azınlık kimliğine sahip vatandaşların etnik kimlikleri ikinci kimlikleridir. Bu anlamda azınlık vatandaşlarının tüm vatandaşlardan farklı, özel hakları ve çıkarları yoktur. Azınlık milletlerinin meşru hakları ve çıkarları tüm vatandaşların meşru haklarına ve çıkarlarına tabidir.
ANAYASA’NIN 4.MADDESİ
Çin Halk Cumhuriyeti Anayasası’nın 4.Maddesi şu şekildedir: “Çin Halk Cumhuriyeti'ndeki tüm etnik gruplar eşittir. Devlet, tüm etnik azınlıkların meşru hak ve menfaatlerini korur ve tüm etnik gruplar arasında eşitlik, dayanışma ve karşılıklı yardım ilişkilerini güvence altına alır ve geliştirir. Herhangi bir etnik gruba karşı ayrımcılık yapmak ve baskı yapmak yasaktır ve ulusal birliği bozmak ve etnik bölünmeler yaratmak yasaktır. Devlet, azınlık milletlerinin yaşadığı alanların, farklı azınlık milletlerinin özellikleri ve ihtiyaçları doğrultusunda ekonomik ve kültürel gelişimlerini hızlandırmalarına yardımcı olmaktadır. Bölgesel özerklik, etnik azınlıkların yoğunlaşmış olduğu topluluklarda, yaşadığı yerlerde uygulanır; bu alanlarda özerklik hakkının kullanılması için özyönetim organları kurulur. Tüm etnik özerk alanlar, Çin Halk Cumhuriyeti'nin ayrılmaz bir parçasıdır. Tüm etnik grupların, kendi konuşma ve yazı dillerini kullanma ve geliştirme, kendi gelenek ve alışkanlıklarını koruma veya reform yapma özgürlüğü vardır.”
AZINLIK HAKLARI VATANDAŞLIK HAKKIDIR
‘Etnik azınlıkların meşru haklarına ve çıkarlarına saygı göstermek ve korumak’, onların devlet işlerini ve kendi iç işlerini yönetme haklarını, kendi etnik ve yazılı dillerini kullanmalarını ve geliştirmelerini, dini inanç özgürlüğüne saygı gösterilmesini, ekonomi ve kültürlerini geliştirme haklarını güvence altına alıyor.
Dikkatli bir incelemeyle, bu içeriklerin Çin Anayasası’nda belirtilen siyasi hak ve özgürlüklere, kültürel hak ve özgürlüklere, dini inançlara ve sosyal ve ekonomik haklara bağlı olduğu görülür. Bu güvenceler, Anayasa'da belirtilen genel vatandaşlığın ötesinde özel bir azınlık hakları ve çıkarları tanımaz.
Etnik azınlıkların meşru hakları ve çıkarları ortak haklar mı yoksa bireysel haklar mı?

HEM TOPLU HEM BİREYSEL
Batılı temel teoriler ve uygulamalar, yalnızca insan haklarının bireyselliğini tanırken, Çin genellikle bireysel insan haklarına karşılık gelen toplu insan haklarını kabul etmektedir. Çin'deki insan hakları teorisi ve pratiğinde, azınlık vatandaşlarının haklarının hem bireysel hem de kolektif konuları vardır. Batı klasik liberalizmi grup haklarını tanımadığı için, Batı'nın Çin ideolojisine yönelik saldırılarının büyük bir kısmı, etnik azınlık vatandaşlarının bireysel haklarının korunmasını sağlamadığı yönündedir.
KOLEKTİF HAKLARIN BİREYSEL HAKKI İHLALİ
Aslında, Çin yasaları ve politikaları, genel olarak azınlık haklarıyla ilgili uluslararası yasalara ve normlara uygundur. Nihayetinde kolektif hakların belirli bir bireye uygulanması gerektiğinden, azınlık kolektif haklarının korunması yoluyla, azınlıkların bireysel vatandaşlık haklarının ulusal gelenekler nedeniyle ihlal edilmesi durumlarıyla karşılaşılabiliyor. Örneğin, bazı etnik gelenekler, özellikle kırsal alanlarda, kadınları erken evlenmeye zorluyor, kadınların bireysel haklarını ihlal ediyor. Bu anlamda, etnik azınlıkların meşru hakları ve çıkarları, ihlal mağduru olan bireylerin haklarıyla çatışıyor.
AZINLIK KÜLTÜRÜNÜ KOLEKTİF KORUYABİLİR
Çinli birçok uzmanın görüşüne göre, insan olarak bireyler, sosyal yaşamda her zaman belirli bir gruba aittirler ve buna karşılık gelen sosyal özelliklere sahiptirler. Dolayısıyla Çin’in etnik azınlığına ait olan vatandaşları, kendi etnik azınlıkların niteliklerine sahip vatandaşlardır. Bu ‘etnik azınlıklar’, içlerinde yaşayan birey için kolektif bir varlıktır ve bu varlık, etnik grubun bireysel ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılanmasını sağlar. Bu şekilde, kolektif bir varlık olarak ‘millet’ konunun en bariz kavramı niteliğini kazanır.
BİREYSEL HAKLARI REDDETMEZ
Çin Anayasası ve Bölgesel Ulusal Özerklik Yasası gibi kanun ve yönetmeliklerin hükümleri, etnik azınlıkların bireysel üyelerinden ziyade etnik azınlık kolektifini korumaktadır. Bununla birlikte, bireysel hakların ve medeni hakların kanunlarca koruması gibi, azınlık hakları sadece toplu haklar değil aynı zamanda korunması gereken bireysel haklar olarak görülmektedir.
Azınlık haklarının kolektif niteliği, etnik azınlık mensuplarının sahip olduğu bireysel hakları reddetmez. Dolayısıyla azınlık haklarının konusu 55 azınlık ve üyeleridir. Etnik azınlıkların toplu hakları temel olarak ilgili kanun, yönetmelik ve politika belgelerinde korunmaktadır. Kültürel korunma ve ekonomik gelişme hakkı gibi hakların yanı sıra azınlık vatandaşlarının üyelerine yönelik bireysel hakların korunması da bulunmaktadır.
KOLEKTİF HAKLARIN ARAÇSAL ÖNEMİ
Han nüfusu Çin’in büyük çoğunluğunu oluşturduğu için, bir azınlık vatandaşının dili, gelenekleri ve dini inançları nedeniyle toplumdaki durumu, vatandaşların çoğunluğundan farklıdır elbette. Bireylerin vatandaşlıklarını böyle bir sosyal ortamda gerçekleştirmeleri için birçok zorluk mevcuttur. Bu nedenle, ortak hakların belirlenmesi ve etnik azınlıkların üyelerinin bireysel haklarının daha iyi gerçekleşmesi için şartların sağlanması gerekmektedir. Tabii ki kolektif haklar mutlak değildir, ahlak ve politika ile kısıtlanmalı ve bireysel haklar kolektif haklar için ihlal edilmemelidir. Son tahlilde, kolektif hakların korunmasının amacı, her azınlık üyesinin bireysel haklarını güvence altına almak ve araçsal rolüne sahip olmak olmalıdır.
AYRICALIKLAR UYUMU GÜÇLENDİRİYOR
1993 yılında yürürlüğe konulan ve uygulanan ‘Kentsel Etnik Çalışmalara İlişkin Düzenlemeler’, etnik azınlıkların kolektif haklarına cevap vermek ve bunları güvence altına almak için hazırlanmıştır. Azınlık gruplarını önemseyen politika uygulamaları, kentsel etnik ilişkiler arasında eşgüdüm sağlamada önemli bir rol oynamaktadır. Bütün milletlerin vatandaşlık bilincinin genel olarak artmasıyla birlikte kamuoyu, devletin yıllarca uyguladığı bir dizi ulusal politika ve düzenlemeyi yeniden incelemeye başlamıştır. Bunun yanında, etnik azınlık gruplarının eğitim düzeyinin bir bütün olarak artması ve çeşitli etnik gruplar arasındaki değişimlerin etkisi ve değişimlerin derinleşmesiyle birlikte çeşitli etnik grupların toplumsal farkındalığı artmakta, bireysel hak ve çıkarların korunmasındaki etkisi artmaktadır.
Örneğin, üniversiteye giriş sınavında azınlık gruplarına yönelik ek puan gibi ayrıcalıklar azınlık vatandaşlarının topluma uyum sağlamasını, ulusal kimlik bilincini geliştirmesini ve Çin’de resmi dil olan Mandarin dilini öğrenmesini sağlarken, eğitim düzeyini de artırmaktadır.

TÜM VATANDAŞLARA VERİLEN HAKLAR
Çin’de etnik azınlıkların kendi anadillerini kullanmalarına izin verilmektedir. Örneğin Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’ndeki tüm resmi belgelerde hem Çince hem de Uygurca kullanılmaktadır. Nitekim Çin Anayasası da en az 13 etnik dile çevrilmekte ve o bölgelerdeki azınlıkların, yasalar ve mevzuat hakkında kendi anadillerinde bilgi edinmesi sağlanmaktadır. Hatta 13. Halk Temsilcileri Ulusal Meclisi'nin geçen yıl Mart ayında gerçekleştirdiği 1. Oturumda, Çin Halk Cumhuriyeti Anayasası'nda yapılan değişikliklerin ardından, Çin Anayasası’nın yeni metni Moğolca, Tibetçe, Uygurca, Kazakça, Korece, Suice, Zhuangca ve diğer yedi etnik azınlığın kullandığı dile tekrardan çevrilmiş ve tüm ülkeye dağıtılmıştır.
Çin’in bakış açısına göre, azınlık vatandaşlarının meşru hakları ve çıkarları, vatandaşların hak ve çıkarlarını gerçekleştirmeyi zorlaştıran dil, gelenek ve dini inançlardaki farklılıklara dayanmaktadır. Dolayısıyla bu, Çin Anayasası’nın tüm vatandaşlara verdiği bir haktır.
İkincisi, yasalara uygun olarak etnik azınlıkların yasal haklarını ve çıkarlarını korumaya yönelik ‘yasa’, ‘etnik azınlık politikası’ uygulamak hem genel ve evrensel yasalara uygundur, hem de bu düzenlemeler ve politikalar, tüm vatandaşlar içindir.
ÇİN MİLLETİ KAVRAMI
Bu görüşten yola çıkarak Çin, ‘中华民族’(zhonghuaminzu, Çin Milleti)kavramını oluşturarak, Hanları ve etnik azınlıkları sosyal olarak eşit bir konuma koymuş ve her bir etnik azınlığın ülkeye aidiyetini artırmayı amaçlamıştır. Çin böylelikle hem etnik azınlıklara üniversite sınavında artı puan, anadilde eğitim ve anadili resmi belgelerde kullanma gibi hakları vermiş hem de onları Han ırkıyla ortak bir paydada buluşturmuştur. Nitekim Huiler de ‘Bizler hem Müslümanız hem de Çinliyiz' bakış açısını ortaya koyarak, Çin’in bütünlüğünü desteklemiş ve bölücülüğe karşı çıkmışlardır.
HİZMETİN EŞİTLENMESİ ‘KATILAŞMAYI’ ÖNLER
Mevcut kentsel etnik yönetişim uygulamasına göre, bölgesel kamu hizmetlerinin eşitlenmesi etnik eşitlik kavramına uygundur. Evrensel yarar ilkesine göre ise, kentsel etnik yönetişimin değer yönelimi, etnik grupların desteğinden bireylerin desteğine, nihayet medeni haklara dayanan hükümetin desteğine dönüştürme amacındadır (hangi etnik kimlik olduğuna bakılmaksızın yardıma ihtiyacı olan herkese hükümet yardım elini uzatmalıdır görüşü). Bir yandan, bu ikame, savunmasız gruplar olan etnik azınlıkların yasal haklarını ve çıkarlarını korumaya devam edecek ve aynı zamanda etnik kimliğin ve çıkarların katılaşmasını önleyecektir.

* Renmin Üniversitesi Hukuk Fakültesi Doktora Öğrencisi

Sonraki Haber