Hürriyet soruları varsa Aydınlık okusun

Dünyada ne zaman önemli bir gelişme olsa, Hürriyet gibi Atlantik sisteminin 'amiral' gazeteleri hemen tarafsızlık rolüne bürünüyor.

Hürriyet, Rusya’daki saldırı ile ilgili “Bunlar kimin teröristi” başlığı atmış. Hem Rusya’nın hem ABD’nin hem de Ukrayna’nın açıklamalarına yer vermişler. Gazetecilik soruları halka sormak değil, halkın aklındaki soruları gidermektir. İşte Aydınlık’ın görevi budur. En karanlık anlarda yolu aydınlatır, sorulara yanıt verir, tehditleri saptar, çözümleri anlatır. Hürriyet’in aklında kalan sorular varsa, dünkü manşetimize bakıp konuyu anlayabilir.

MADE İN USA: GZT

Albayrak Medya Grubu bünyesinde yer alan, Yeni Şafak ekibinin görev aldığı bir “yeni nesil sosyal içerik platformu” var. Adı: GZT.

Bu ekibin bir özelliği dikkatimizi çekiyor: Kesin Rus karşıtlığı. Kurulduğu günden bu yana görevleri adeta bu. Özellikle Orta Asya Editörleri dikkat çekiyor.

Daha önce bu görevi, Kazakistan vatandaşı Nazgul Kenzhetay yapıyordu. Kenzhetay, Rusya ve Çin karşıtı haberleriyle öne çıkıyordu. Hatta Rusya’nın vize rejimini ihlal etmekten sınır dışı edilen Kenzhetay, Rusya’nın kendisini ‘ajanlık gerekçesiyle sınır dışı ettiği’ şeklinde propaganda bile yapmıştı. Kenzhetay’ın bu düşmanlığı ödüllendirildi. TRT Rusça’nın başına geçti. Ondan boşalan koltuğu Gülgün Abbasbeyli aldı. Abbasbeyli de Kenzhetay’ın kaldığı yerden Rusya düşmanlığını sürdürüyor.

Abbasbeyli, Rusya’da yapılan terör saldırısı sonrası Ukrayna’yı korumaya çalıştı. Abbasbeyli, "Halk bu saldırının Putin'in gündemi değiştirmek için bir oyunu olduğunu düşünüyor" dedi. Hatta ileri giderek halkın Putin’in DAEŞ’i “dost olarak” tanımladığını, nasıl oldu da arkadan DAEŞ’in bıçak sapladığının sorgulandığını belirtiyor. Yine Rusya’nın Tacik teröristler üzerinden Kafkas halklarına haydut muamelesi yaptığını ileri sürüyor. Abbasbeyli, sözlerini şöyle sürüdürüyor: “Telegram hesabında halk içinde, Putin dünyanın gündemi değiştirmek için yaptı, ne DAEŞ ne Ukrayna. Özellikle Sibirya Taburu ve iç güvenlik zaafiyeti olması, bunu Putin’e karşı çıkması ve Putin’in bir oyun olarak bunu kullanması ve Putin’in kendi hayrına olacak bir terör saldırısı olarak kullandığını düşünüyorlar.” Yine Abbasbeyli’nin iddialarına göre Rusya’nın içinde sürekli bombalar patlıyor, saldırılar düzenleniyor ama Rusya bunları medyaya yansıtmıyor.

Gülgün Abbasbeyli döne dolaşa Rusya’nın iç güvenlik zaafından bahsediyor. Hatta yayın sonrası attığı tweette, “Sizce nasıl oldu da kanlı terör saldırısından sonra terörü gerçekleştiren teröristler olay yerinden taa 350 km uzaklaşabildiler? Çevik kuvvet ekiplerinin olaydan 1 saat sonra gelmesi şüpheli değil mi?” diye sordu.

Öncelikle hatırlatalım. Rusya, DEAŞ iddialarını yalanlandı. Bu Batı’nın olayı gizleme taktiğiydi.

Okurumuza yine hatırlatmak isteriz. Türkiye’de Santa Maria Kilisesi’ne yapılan saldırı sonrası da saldırganlar kaçtı ama yakalandı. Rusya’da da bir gün içinde yakalandı. Gülgün Hanım bu sözleri Türkiye için söyleyebilir mi? Söyleyemez. Neden? Çünkü açıkçası Her iki saldırıda da tetiği tutan ABD’ydi. Rusya’daki saldırının ardından niye ABD var? Bir, Avrupa’yı Ukrayna savaş cephesine itmek. İki, Trump’ın iktidar hamlesinin önünü kesmek. Üç, belki de Rusya’yı bir hesaplaşmanın içine çekmek.

Fakat Abbasbeyli ve GZT ekibi tam olarak Amerikancı oldukları, Atlantik siyasetlerini izledikleri ve bunun psikolojik savaş aracı oldukları için, bu gerçeği görmüyorlar. Suçu tamamen Putin’in üstüne yıkmaya hevesliler. Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Teröre karşı işbirliği mesajı” vermesine rağmen, Ankara’nın tutumunun tam aksini izliyorlar. Albayrak Medya Grubu, Yeni Şafak ekibi neye alet olduklarının farkındalar mı? Bir soru daha soralım: Türkiye’nin çıkarlarına zarar veren bu çizgide yayın yapmaya devam mı edeceksiniz?

25 MART MEDYANIN HALLERİ

PUTİN’İ DÜNYA SAVAŞINA KIŞKIRTIYORLAR

MELİH ALTINOK - SABAH

Akademik çalışmalarına Moskova Devlet Üniversitesi'nde devam eden Mehmet Perinçek'i de aradım. Perinçek, Moskova'da yaşanan terör saldırısını şöyle tarif ediyor: "Batı, Ukrayna savaşını kaybetti. Bu durumun hem Ukrayna'da hem Avrupa'da yansımaları var. Ukrayna içinde iktidar savaşı başladı. Genelkurmay başkanı, Zelenski, kim varsa birbirine düştü. ABD, İngiltere'yle Ukrayna politikasında anlaşamıyor. Avrupa bir yandan da Trump'ın gelişine hazırlanıyor. ABD'nin bölgeden çekileceği senaryosundan pay kapmak istiyorlar. Çıldırmış vaziyetteler. Zorunlu askerliği geri getiriyorlar, silah harcamalarını artırıyorlar, sıcak çatışma bölgesine göndermek için ordu kuruyorlar, Kırım Köprüsü'nü patlatmak için gizli planlar yapıyorlar. Kıtaya tam bir panik havası hâkim. Şimdi de asker gönderemedikleri Rusya'ya teröristleri gönderdiler."

PUTİN, BATI’NIN ‘DEAŞ TERANESİ’Nİ ÇÖKERTTİ

BERCAN TUTAR - SABAH

Daha doğrusu Gazze'de ve Ukrayna'da sıkışan Batı'nın "Gel beraber İslam'a karşı savaşalım. İşte al sana DEAŞ bahanesi" teklifini reddetti. Çünkü Putin, can düşmanının terörize edilen İslam dünyası veya teröristleştirilen bazı Müslümanlar olmadığını; gerçek düşmanının Rusya'yı kuşatıp rehin almak isteyen Batı dünyası olduğunu çok iyi biliyor. Bu çıkışıyla Rus lider dikkatleri soykırımcı İsrail'den uzaklaştırıp yeniden Müslümanları ve İslam'ı hedef göstermek isteyen Siyonistlerin ve destekçisi Batılı Siyonazilerin şeytani kumpaslarını da başlarına yıktı. ABD ve İsrail'in DEAŞ teranesine kanmayan Putin'in önündeki acı reçete ise Ukrayna'daki savaşın daha da derinleştirilmesi riski. Batı bir bakıma ölümü gösterip Putin'i sıtmaya razı etmeye çalışıyor. Putin'e aba altından "DEAŞ kartını reddedersen Ukrayna'daki savaşı daha da alevlendirirz" sopasını gösteriyorlar.

Sonraki Haber