Savunma Bakanının masasında imza bekleyen sözleşme

Türkiye, Rusya'dan ilkini aldığı S-400 hava savunma sistemlerinde, asıl kazancı elde edececeği ikinci aşamaya bir türlü geçemiyor. Füzeler için gerekli onay belgesinin, 'üçüncü ülkelere satış yasağı' gerekçesiyle Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın masasında bekletildiği öğrenildi

Türkiye, Rusya'dan ilk partisini aldığı S-400 hava savunma sistemlerinde, asıl kazancı elde edececeği ikinci aşamaya bir türlü geçmiyor. Halbuki 2017 yılında imzalanan sözleşme, tek parti için değil iki parti için yapılmıştı. Sözleşmeye göre ilk parti doğrudan tedarik olacak, ikinci partide teknoloji paylaşımı, ortak üretim ve yazılım entegrasyonu gibi istekler karşılanacaktı. Rusya da söz konusu bilgi paylaşımı konusuna hem imza atmış, hem de olumlu mesajlar vermekten geri durmamıştı. İşte bu kritik bilgi birikimini (know-how) elde etmeye bu kadar yakınken, Ankara'da bir duraksama yaşandı. Sözleşmedeki bir madde nedeniyle ikinci aşamaya geçme konusunun ağırdan alındığı, gerekli onayın Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın masasında beklediği öğrenildi. Ankara'nın itiraz ettiği madde ise neredeyse tüm dünyada savunma sanayii anlaşmalarının abc'si olan; 3'üncü ülkere satma yasağı...

TÜM ÜLKELER UYGULUYOR

Milli Savunma Bakanı Akar'ın sözleşmedeki “S-400'leri 3'üncü ülkelere satmama” maddesinin kaldırılmasını istediği, ikinci partiyi bu nedenle beklettiği öğrenildi. Söz konusu madde ise tüm dünyadaki savunma sanayii anlaşmalarında yer verilen çok temel bir şartı içeriyor. Aydınlık'a bilgi veren kıdemli bir savunma sanayii uzmanı, savunma sanayii anlaşmalarındaki bu şartın geçmişten beri her sözleşmeye konduğunu, hatta bu maddenin satın almanın ötesinde daha büyük kısıtlar getirdiğini anlattı. Yani hiçbir üretici ülke, değil silah sisteminin 3'üncü ülkelere satılmasını, herhangi bir dokümanının, hatta çöpünün dahi başkalarına verilmesini istemiyor. Örneğin ABD, Pakistan'a ambargo uyguladığı dönemde, diğer ülkeleri F-16'ların dokümanlarını bu ülkeye vermeme konusunda uyarmıştı. Bugün Ukrayna gönderilen askeri yardımlarda da mutlaka silahın menşe ülkesinden izin alınıyor. Yunanistan, S-300'leri Ukrayna'ya gönderip yerine ABD'den Patriot istese de, Rusların izni olmadığı için bu sevkiyatı gerçekleştiremedi. Türkiye ise ABD'den temin ettiği ATAK motorlarının ihracat izni olmadığı için, sözleşme imzalamasına rağmen helikopterlerini Pakistan ve Filipinlere ihraç edemedi. Daha bunun gibi binlerce örnek bulunuyor. Savunma uzmanı ise şöyle diyor: “Bugün Eskişehir'de çöpte duran F-5'lerin herhangi bir parçasını bile, ABD'den izin almadan Afrika'nın herhangi bir ülkesine dahi gönderemezsiniz.”

'S-400'LERE İHTİYACIMIZ YOK'MUŞ!

Diğer yandan, önceki gün ASELSAN'dan “S-400'lere ihtiyacımız yok.” çıkışı gelmesi de dikkat çekti. ASELSAN Genel Müdürü Haluk Görgün yaptığı açıklamada, “Hava savunma sistemlerini yapıyoruz. S-300, S-400’lere ihtiyacımız yok. Bunlara ihtiyacı ortadan kaldırıyoruz.” ifadelerini kullandı. Fabrikayı birlikte gezdiği Milliyet gazetesi yazarı Abdullah Karakaş da izlenimlerini “Görgün: S-400’e ihtiyacımız yok” başlığıyla duyurdu ve medya da bu şekilde paylaştı.

Aydınlık'a bilgi veren bir havacılık uzmanı, Türkiye'nin henüz S-400 seviyesinde bir hava savunma sistemi olmadığını teyit etti. Milli imkanlarla ürettiğimiz uzun menzilli hava savunma sistemimiz SİPER, daha önce deneme atışlarında 100 kilometre uzaklıktaki hedefleri başarılıyla vurmuştu. Ancak, S-400'lerin menzili 400 kilometreye ulaşıyor ve bu, Patriotların dahi iki katı anlamına geliyor.

RUSLAR TEKNOLOJİ PAYLAŞIMINA HAZIR

Türkiye'nin ikinci partide istediği teknoloji transferi, ortak üretim ve yazılım entegrasyonu gibi konularda Rusya'nın yaklaşımı da son derece olumlu.

Daha 24 Temmuz 2017'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TBMM'de yaptığı açıklamada “Ortak üretim imkanı olduğu zaman tercih sebebidir.” demiş ve S-400'ler konusunda Rusya ile bu konuda anlaştıklarını bildirerek, sözleşme imzalandığını duyurmuştu.

İki gün sonra Habertürk'te bir programa katılan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da, “Sadece Türkiye'nin güvenlik ihtiyacını, savunma sistemini karşılamayacak ama aynı zamanda bu teknolojinin transfer edilmesini sağlayacak. Ruslar ile yaptığımız anlaşmada, Sayın Cumhurbaşkanımızın Putin ile yaptığı görüşmelerde bu konu çok açık ve net ortaya konuyor, Ruslar da buna 'Tamam' dediler.” ifadelerini kullanmıştı.

Rus Lider Putin de 2018 yılında “Ortak üretim ve teknoloji transferi başlığı bizim açımızdan bir güven ya da bir siyasi işbirliği meselesi değildir. Bu işletmeler arasında anlaşmaya varılacak olan tümüyle ticari bir konudur. Buna ilişkin bizim hiçbir askeri, siyasi görüşümüz ve sınırlamamız yok.” ifadelerini kullanmıştı.

16 Kasım 2021'de Dubai Airshow Havacılık Fuarı'nda konuşan Rusya'nın askeri ihracat şirketi Rosoboronexport'un Genel Direktörü Aleksandr Miheyev, S-400'lerle ilgili Türkiye ile teknoloji transferi konusunda işbirliğine başladıklarını, bazı parçaları ve üretimi yerelleştirmek için çalışmalar yaptıklarını duyurdu.

Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir de konuyla ilgili TGRT'de verdiği mülakatta, şu ifadeleri kullandı: “İkinci sistemde bir ortak üretim, teknoloji paylaşımı, yazılım entegrasyonu gibi bir dizi adım olacak ve oradaki kazanımlar birinci partiye entegre edilecek. Türkiye açısından kazanç, ikinci aşamadaki süreçlerde şekillenecek.”

ABD KONGRESİNDEN S-400'LERİ ALMA YETKİSİ

S-400 aldığı gerekçesiyle Türkiye'yi CAATSA (ABD'nin Düşmanlarına Yaptırımlarla Karşı Koyma Yasası) yaptırımları kapsamına alan ve F-35 projesinden çıkaran ABD, birkaç yıldır Türkiye'ye “S-400’leri iade edin, 3'üncü bir ülkeye satın ya da aktive etmeyeceğinize dair yazılı bir garanti verin.” baskısı yapıyor. Hatta 2020 yılında ABD Kongresi, yıllık bütçe planlamasına bir madde ekleyerek hükümete Türkiye’den S-400’leri satın alabilmesi için ihtiyaten yetki verdi.

Amerika Birleşik Devletleri, daha önce de üçüncü bir ülkeden Rus yapımı askeri araç ekipmanları satın almıştı. 1997 yılında Moldova'ya ait MiG-29 savaş uçaklarını satın alan ABD, bunların hem İran'ın eline geçmesini engelledi hem de teknik kapasitelerini daha iyi anlayabilmek için teknolojilerini ayrıntılı inceleme imkanı buldu.

Sonraki Haber