Türkeş’in teklifinden günümüze... Kafkasya’da barış umutları yeşerirken

Türkeş’in o yıllardaki teklifi, Türk tarafının iyi niyetinin çarpıcı bir örneğidir. Kafkasya’da barış 100 yıllık, acılarla dolu bir büyük anlaşmazlığın sonu demektir. Bölgenin buna ihtiyacı var. Kafkasya’da Barış’ın en çok Türklerle Ermenilere yarayacağı olgusu, tarihsel ve hukuksal gerçekliktir.

Karabağ Harekâtı sonrası bir araya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı İlham Aliev’in Şuşa Bildirgesi'nde “Altılı Platform” önerisini yinelemeleri, Kafkasya’da barışın önemini vurgulamaları, dikkatleri bu bölgeye çevirdi.

Son yıllarda Türk dış politikasının en başarılı hamlelerinden biri Kafkasya’da yaşanıyor.

Karabağ’ın işgalden kurtarılmasının ardından Putin’in de çabalarıyla gelişen “Altılı Platform” önerisi, Kafkasya’da barış umutlarını yeşertti. Karabağ Harekâtı'ndan sonra bir araya gelen Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliev’in Şuşa Bildirgesi'nde “Altılı Platform” önerisini yinelemeleri, Kafkasya’da barışın önemini vurgulamaları, dikkatleri bu bölgeye çevirdi. Bu açıdan, Erdoğan’ın, Aliev’in ve Paşinyan’ın olumlu, yapıcı yaklaşımlarını saygı ile anmak gerekir.

BARIŞ ARAYIŞI VE ALPASLAN TÜRKEŞ

Yüz yılı aşkın bir süredir Batılı çevrelerce Türkiye’yi bölmek/itibarsızlaştırmak amacıyla kullanılan “Ermeni Sorunu” Türkiye’nin başını çok ağrıttı.

Aslında Erdoğan barış arayışındaki tek Türk lideri değildir. Türk tarafı baştan itibaren, biraz da abartarak, onlarca diplomatın şehit edilmesine rağmen, olayın üzerine suhuletle gitti. (Abdullah Gül’ün ABD dayatması şovu hariç!)

“Ermeni Sorunu” konusunda şahin bilinen milliyetçi lider Alpaslan Türkeş’in 1993 yılında Ermenistan’ın o yıllardaki Cumhurbaşkanı Ter Petrosyan ile bir araya gelişi ve barış için sunduğu öneriler, Türk tarafının barış arayışındaki kararlılığını ortaya koyuyor.

Türkeş, Ermenistan Başkanı Ter Petrosyan ile Krissan Oteli’nde 13 Mart 1993 günü bir araya gelir.

TÜRKEŞ-PETROSYAN BULUŞMASI

Halk Cephesi lideri Elçibey’in Azerbaycan’da başta olduğu sırada (1992 yılı) MHP liderini ziyaret eden Ermenilerden bir grup, Türkeş’ten “barış için” aracılık yapmasını ister. Girişimde bulunan kişinin Konya doğumlu, ODTÜ mezunu Türkiye’de askerlik yaptıktan sonra bir Fransız ile evlenip Fransa’da yaşamaya başlayan, Ermeni Yardım Hareketinin önderi, Ter Petrosyan’ın danışmanlığını yapan Samson Özararat olduğu, gazeteci Can Dündar’ın Milliyet’te yayımlanan yazısından anlaşılıyor.

Türkeş, teklifi olumlu karşılar, hükümete danıştıktan sonra harekete geçer. O sıralarda Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin’dir. Taraflar tarih olarak Petrosyan’ın Paris’e geleceği Mart 1993’te anlaşırlar.

Havaalanında Paris Büyükelçisi Tansuğ Bleda tarafından karşılanan Türkeş, Ermenistan Başkanı Ter Petrosyan ile Krissan Oteli’nde 13 Mart 1993 günü bir araya gelir. Paris Büyükelçisi Tansuğ Bleda, Paris Maslahatgüzarı Merter Şahinler ve oğlu Tuğrul Türkeş, Alpaslan Türkeş’e, Dışişleri Bakanı Papazyan ve bir Ermeni tarihçi, Ter Petrosyan’a eşlik ederler. Halep doğumlu Petrosyan’ın Türkçe birkaç cümle etmesi baştan havayı yumuşatır.

Görüşmeyi Türkeş’in ağzından dinleyelim: “Kendilerine dostluk teklif ettim. Yardım edeceğimizi, Türkiye’den kendilerine transit geçiş hakkı (abç) vereceğimizi söyledim. Hatta Karadeniz’de kendilerine transit liman (abç) verebileceğimizi, böylece dünyaya açılabileceklerini, ticaret yapabileceklerini, dahası İpek Yolu’nu ihya etmek istediğimizi belirttim. İpek Yolu’nun en kısa şekilde Ermenistan’dan geçtiğini, bunu ihya edebileceğimizi açıkladım.”

Başkasından duysam inanmayacağım bu düşünceleri Türkeş’in, Ter Petrosyan’a aynen söylediğini bir kitaptan (Hulusi Turgut, Şahinlerin Dansı, Türkeş’in Anıları, ABC Yayınları) okuyorum. Bugüne kadar yalanlanmadı bu satırlar.

Dört bir yanı denize kapalı Ermenistan’a “transit geçiş hakkı”, Karadeniz’de transit liman, İpek Yolu’nun inşasında işbirliği teklif ediyor Türkeş.

Dahası var. Türkeş, Kazakistan petrol boru hattının ve Türkmenistan Doğal Gaz Boru hattının Ermenistan’dan geçebileceğini (abç), dostluğun gelişmesi halinde sınırların açılabileceğini söylüyor. Dahası da var: Transkafkasya otoyolunun (abç) yapımını öneriyor.

Zengezur Koridoru'nun açılma çalışmaları da sürüyor.

Bu köklü önlemleri Türkeş’in kafasından uydurmadığı, Türkiye Cumhuriyeti'nin dostluk paketi olarak sunduğu açıktır. Bugüne kadar iki taraf ilişkilerinin tıkanıklığı hakkında Türkiye’yi suçlayan çevrelerin, umalım, yüzü kızarır. Petrosyan 2,5 saat süren toplantıdan “önerilerinizi değerlendirelim” yanıtı ile ayrılır. Ancak Ermenistan’da o sıralarda yaşanan kargaşa, Petrosyan’ın çabaları daha ileri götürmesini engeller. Petrosyan gider, şahinler iktidara gelir.

Amacımız bu yazıda, Ter Petrosyan’ı eleştirmek değil, Türk tarafının Türkeş tarafından sunulan tarihsel önemdeki barış teklifine dikkat çekmektir.

Türkeş’in Petrosyan’a önerileri günümüzde “Altılı Platform”da somutlaşan girişimin temelini oluşturabilir mi? Bilemiyoruz. Ancak Türkeş’in o yıllardaki teklifinin Türk tarafının iyi niyetinin çarpıcı bir örneği olduğunun altını çizmek istiyoruz.

Kafkasya’da barış 100 yıllık, acılarla dolu bir büyük anlaşmazlığın sonu demek olacaktır. Bölgenin buna ihtiyacı var.

Kafkasya’da barışın en çok Türklerle Ermenilere yarayacağı olgusu, tarihsel, hukuksal, bölgesel bir gerçekliktir.

Sonraki Haber