Kaos planında yıkıcılığa gerekçe

ABD, iktidarı değiştirme hedefine kaos planıyla ulaşmaya çalışıyor. Anayasa’yı ve Cumhurbaşkanı’nı 2017 yılından beri gayrimeşru ilan eden Kılıçdaroğlu, son olarak siyasi cinayet iddiaları ve bürokratlara 'emirleri dinlemeyin' açıklamasıyla kaos planının uygulamasında vites yükseltti.

ABD, Türkiye’de iktidarı değiştirme hedefiyle kargaşalık planını yoğunlaştırıyor. Sınır ötesindeki tehditlerin yanısıra içeride de dikkat çeken gelişmeler yaşanıyor. Türkiye Cumhuriyeti devletinin, Anayasası, hukuku, yönetim biçimi, işleyişi ‘gayrimeşru’ ilan ediliyor. Bu durum illegal müdahalelere ‘legallik’ makyajı için zemin hazırlıyor.

Türkiye, Atlantik cephesinden kopuyor, Asya’ya yöneliyor. ABD Türkiye’de, RAND Corporation raporunda da işaret edildiği gibi uyumlu çalışacağı bir iktidar istiyor. Bunun için 2023’teki seçimler öncesinde Kaos Planı devreye sokuldu. Denizlerimizde ve sınırlarımızda ABD’nin tehditleri sürüyor. Ama bir yandan da salgının etkisi ve yanlış politikalar sonucunda ekonomik kriz derinleşiyor. Bu koşullarda halk içinde hoşnutsuzluğun artması, kaos ve yıkıcılık planı için elverişli bir zemin oluşturuyor.

Plan, sorunlardan beslenerek iktidara karşı hareket oluşturmayı ve sonunda da değişikliği hedefliyor. Seçime bir buçuk yıl kaldığı düşünüldüğünde bu süre zarfında planın daha da hızlanacağı kesin. Seçim öncesi yoğunlaşacak saldırılara karşı Türkiye’nin milli güçlerinin sağlam bir cephe oluşturması ve atakları püskürtmesi gerekiyor.

AKTÖRLER VE ENSTRÜMANLARI

Planın aktörleri olarak CHP, İyi Parti, HDP, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi sahneye çıkıyor. FETÖ, PKK, organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker ve CIA bağlantılı eski MİT’çi Mehmet Eymür gibi enstrümanlar da üstlerine düşeni yapıyor.

Kaosun ilk işaret fişeğini yakan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu oldu, iç cepheyi yıkıma uğratma harekatını başlattı. Kılıçdaroğlu, referandumun ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesinin ardından ‘gayrimeşru’ çıkışı yaptı. Bu söylemini aralıklarla sürdürdü. Kılıçdaroğlu, Anayasa, yargı, hükümet gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin üzerine kurulu olduğu kolonları ‘gayrimeşru’ ilan etti.

O AÇIKLAMALAR:

  • 18 Nisan 2017:

(Sosyal medya) “Tarihin ‘mühürsüz seçim’ olarak yazacağı bu seçimi tanımıyoruz, tanımayacağız. Halkın iradesine saygı duyulmalı ve seçim tekrarlanmalıdır.”

  • 13 Haziran 2017:

(CHP grup toplantısı) “12 Eylül’e 12 Mart’a bakın kendi hukuku kendi anayasası vardır. 20 Temmuz darbesine bakın. Kendi hukuku kendi anayasası vardır. Gayri meşru bir anayasayla şu anda görev yapıyorlar. YSK’daki bir çetenin öngörüsüyle gayri meşru bir anayasayı dayattılar. Bu anayasa yürürlükte olabilir ama meşru değildir. Bir yasanın meşru olmasıyla yürürlükte olması farklıdır. Bu anayasa gayri meşru bir anayasadır. Bu anayasaya göre yapılacak her şey gayri meşrudur.”

  • 14 Haziran 2017:

(CNN Türk yayını) “Şimdi bir yasanın meşru olmasıyla yürürlükte olması farklı şeylerdir. 12 Eylül’de darbe anayasası değil miydi? Darbe anayasasıydı. Ne diyorduk? Gayrimeşru ama yürürlükteydi. Meşru bir anayasa kabul etmedi hiç kimse. Bu anayasa değişikliğinde bu toplumun en az yüzde 50’si hayır dedi. En az yüzde 50’si hayır diyorsa bu meşru değildir. YSK’daki bir grup çete mensubu akşam saatlerinde kararını değiştirerek farklı bir sonuç elde etti. Bütün Türkiye bunu biliyor mu? Biliyor. Bütün Türkiye biliyor. Bütün uluslararası kaynaklarda var mı? Evet, hepsinde var. Bu referandumun adaletli yapıldığını söyleyen bir Allah’ın kulu var mı? Bir Allah’ın kulu emin olun yok. Bütün adaletsiz şartlarda bu sonuç elde edildi. Dolayısıyla biz buna gayrimeşru diyoruz ama yürürlüktedir. Dolayısıyla yürürlükte olan bu gayrimeşru anayasaya karşı elbette mücadele edeceğiz. Uyum yasalarına karşı da mücadele edeceğiz. Öyle her dediğini geldi biz buna evet diyelim, hayır biz bunu kabul etmiyoruz.”

  • 14 Kasım 2017:

(CHP grup toplantısı) Türkiye yönetilmiyor derken, yasama, yürütme, yargı tabi Anayasa var. Ama hiçbiri bağımsız değil, saray hükümetine bağlı. Eğitim politikası, saray hükümetine bağlı. Tarım politikası, saray hükümetine bağlı. Şimdi günümüzde aynı menzile yürüyen paralel iki hükümet var. Bir, saray hükümetine; iki, Binali Yıldırım hükümeti. (...) Paralel iki yapı, saray hükümetine gayrimeşru. Bir de yasal hükümet var. Dış politikayı saray hükümeti belirler. Sarayın sözcüsü açıklar. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü konuşamaz. 'Başbakan’ı çağırdım, TEOG’u kaldırın dedim, öğleden sonra kaldırdı' Gayrimeşru hükümet daha baskın. Mazota benzine gübreye zam, o meşru hükümetin görevi. Onu Binali Yıldırım hükümeti yapıyor. Otomobillere cam filmi taktırmak, Binali Yıldırım’ın görev, vatandaş bağırıyor gayri meşru hükümet devreye giriyor.

  • 17 Temmuz 2018:

(CHP grup toplantısı) “Bu seçim, referandum tarihe mühürsüz seçim olarak girdi. Bir yolsuzluk YSK tarafından onaylandı. Meşru olmayan zeminde anayasa değişikliği gerçekleşti. Seçimlerde meşru bir sonuç elde ettiklerini düşünüyorlar. Ne anayasa değişikliği ne bu seçimler asla ve asla meşru değildir. ‘Erdoğan’ı kutlamayacak mısın dediler?’ Meşru olmayan süreç içinde cumhurbaşkanı koltuğuna oturan kişiyi ben hangi gerekçeyle ve niçin kutlayacağım? Sandık önemlidir demokraside. Ama tek başına sandık demokrasinin gerekçesi değildir. Sandık tek başına bir seçime meşruiyet kazandırmaktır. 82 anayasası meşru muydu? Herkes biliyor ki o anayasa meşru anayasa değil. Sizin yaptığınız seçim de adil değil. Eşit koşullarda yapılmıyorsa meşru olamaz, olmaz da zaten.”

YARGIYI YOK SAYDILAR

Türkiye 15 Temmuz’un ardından terör örgütlerinin üzerine kararlı bir yürüyüş başlattı. ABD’nin Türkiye’deki silahlı güçleri olan FETÖ ve PKK’yı ezdi. On binlerce FETÖ ve PKK bağlantılı kişiye, binlerce soruşturma ve dava açıldı. Halen de devam ediyor. FETÖ ve PKK, hayatın olağan akışına uygun olarak bu durumdan rahatsız. Ancak aynı rahatsızlığı PKK’nın siyasi uzantısı HDP’nin yanısıra CHP ve İyi Parti de yaşıyor! Şimdi onlara Ak Parti’yi bölme hamlesiyle kurulan DEVA ve Gelecek partileri de eklendi. KHK ile görevden alınan terör bağlantılı isimleri görevlerine iade etme sözü veriyorlar. Yürütülen davaları hukuksuz buluyorlar. Bu cepheye göre yargı iktidarın hizmetinde. Dolayısıyla verilen yargı kararları boşa düşüyor. Türkiye’nin yargısı da ‘gayrimeşru’ ilan ediliyor.

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e göre içerideki FETÖ’cüler ‘gariban’.

CHP ise KHK’yla görevden alınanlar için seferber oldu. İl il KHK buluşmaları düzenliyorlar. CHP’nin KHK çalışmalarının başında, kumpasçı Taraf Gazetesi’nin eski yazarı şimdiki CHP Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın bulunuyor. Partinin bir diğer Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, hakkında yargı kararı olmasına rağmen tüm KHK’lıları görevlerine iade edeceklerini ilan etti.

Sonraki Haber