Kılıçdaroğlu: 105 bin mağdur için yürüyoruz

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, FETÖ ve PKK soruşturmaları nedeniyle ihraç edilen ve tutuklanan 105 bin kişinin hepsi için yürüdüklerini açıkladı

Halil Sadri YILMAZ / ÇAMLIDERE

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Ben kendim için yürümüyorum, adalet arayan bütün mağdurlar, mazlumlar için yürüyorum. Kim adaletten şikayetçiyse, adalet istiyorsa, adalet beklentisi içindeyse ben onun yanındayım ve onun hakkını sonuna kadar savunacağım" dedi.
Kılıçdaroğlu, CHP'li vekil Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasına tepki yürüyüşü sırasında, partisinin Çamlıdere yol ayrımında yapılan Grup Toplantısı'nda konuştu. Kılıçdaroğlu, açık alanda yapılan toplantıdaki konuşmasında, adaleti savunmanın herkesin ortak görevi olduğuna işaret ederek, "Ben kendim için yürümüyorum, adalet arayan bütün mağdurlar, mazlumlar için yürüyorum. Kim adaletten şikayetçiyse, adalet istiyorsa, adalet beklentisi içindeyse ben onun yanındayım ve onun hakkını sonuna kadar savunacağım" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, adalete karşı durmanın değil, adaleti savunmanın insanlık görevi olduğuna değinerek, şöyle devam etti:
"CHP'ye oy vermiş veya vermemiş, hayatı boyunca CHP'ye hiç sempati duymamış, kim olursa olsun, eğer bir haksızlığa uğramışsa ben onun hakkını savunmuyorsam kendimi insan yerine koymam. Ben onu da kendimi de insan yerine koyuyorum. O haksızlığa uğruyorsa ben haksızlığa uğramış olacağım."

20 TEMMUZ OHAL DARBESİDİR

Kılıçdaroğlu, konuşmasında şu görüşlere yer verdi:
"Şunu hiç kimse unutmasın iki ayrı 15 Temmuz var: Halkın 15 Temmuz'u, sarayın 15 Temmuz'u. İki 15 Temmuz'u unutmayın. Sarayın 15 Temmuz'u nedir? Şudur, halkın 15 Temmuz'u aydınlanmasın diye özel mücadele ettiler. Meclis'te komisyonlar kuruldu, 'darbeyi kim yaptı, darbenin aktörleri kimlerdir, bunları yakalayalım, sorgulayalım, gerçek darbecileri ortaya çıkaralım' diye. Komisyonlar kuruldu, eski Genelkurmay Başkanları, eski MİT Müsteşarları, eski bürokratlar, yeni çalışanlar geldi, ama en temel iki aktör bu komisyona hiçbir zaman gelmedi. Niye gelmedi? Çünkü sarayın 15 Temmuz'unu yapanlar buna izin vermediler, 'Meclis'e gitmeyeceksiniz' dediler. Hani yeri ve zamanı gelince 'Gazi, yüce Meclis, şöyle Meclis...' Niye senin iki bürokratın bu Meclis'e gelmiyor, senin iki bürokratın neden gelip bilgi vermiyor? Bu darbenin olduğu gün bunlar ne yaptılar, neden gelip TBMM'ye bilgi vermiyor? İzin verilmedi ve bilgi de verilmedi. 20 Temmuz'da bir darbe yaptılar, 20 Temmuz darbesini hiç unutmayın. OHAL'de kararname çıkarma yetkisinin hükümete verildiği tarihtir 20 Temmuz darbesi."

105 BİN 836 KAMU GÖREVLİSİNİN İŞİNE SON VERİLDİ

Bu Kanun'a parlamentoda CHP'nin karşı çıktığını belirten ve Başbakan Binali Yıldırım'ın kendisini arayıp, "OHAL ile kanun getiriyoruz ve Hükümet'e yetki vereceğiz" sözlerini aktaran Kılıçdaroğlu, "Kendisine aynen şunları söyledim. 'Bu parlamentoda demokrasiyi savunacak bir partiye ihtiyaç var ve o da en çok CHP'ye yakışır. Çünkü biz, ne olursa olsun sonuna kadar demokrasiyi savunan bir partiyiz, kusura bakmayın biz buna 'evet' diyemeyiz' dedim" ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, arka arkaya kararnameler çıktığını, 105 bin 836 kamu görevlisinin işine son verildiğini aktardı. Kimsenin "Arkadaş bunları hangi gerekçeyle atıyorsun devlet memuriyetinden" şeklinde bir soru yöneltmediğini iddia eden Kılıçdaroğlu, "Binlerce işçinin işine son verildi. Hangi gerekçeyle işçinin işine son veriyorsun? Kollektif suç ilan ettiler, oluşturdular, tezgahladılar... Bu mudur darbeyle mücadele etmek yoksa bu mudur 20 Temmuz darbesini güçlü hale getirmek, bütün muhalifleri susturmak bu mudur? Bunu yapmaya çalıştılar ve adaleti çökerttiler" dedi.
Kılıçdaroğlu, bunları yapanların, bir dikta yönetiminde görev başında bulunanlar olduğunu savunarak, "Yani diktatörlerdir. Diktatörler insan değildir çünkü bütün vicdanlarını yitirmişlerdir. Çolukmuş, çocukmuş, yaşlıymış, gençmiş bunlara bakmazlar. Herkesi ama herkesi ölüme mahkum etmekten özel bir zevk duyarlar" ifadesini kullandı.

FETÖ'CÜ GAZETECİLERE SAHİP ÇIKTI

Kendisine bir söz verildiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Ben, kendileriyle görüşürken dedim ki '249 şehidimiz var. Doğrudur. Linç edilen üç tane de askerimiz var. Onların da hakkını savunmamız lazım. O asker darbe yapamaz ki, rütbesi bile yok adamın. Çıkarmışlar dışarı ama linç edildi. Onların da haklarını savunması lazım. Onların da faillerini yargıya çıkarmamız lazım. Kim linç ettiyse bulun, çıkarın mahkemeye, yargılansın onlar da. Onu da söyledik. Söz verdiler bana, 'haklısın Kemal Bey' dediler. Üç askerimiz linç edildi, daha dava bile açılmamış" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Hava Harp Okulu öğrencisi Murat Tekin'in linç edildiğini savunarak, bu kişinin hakkını ise adaleti savunanların arayacağını bildirdi. Binlerce akademisyenin işine son verildiğini, akademisyenlerin üniversiteden atıldıklarını, hep darbe dönemlerinde bu durumun yaşandığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bunların da hakkını hep beraber bizler arayacağız. Bu yürüyüşü adalet için yapıyoruz, bunlar için yapıyoruz. İbrahim Kaboğlu'nu hepiniz bilirsiniz, tanırsınız. Sadece Türkiye tanımaz. Dünyanın bütün anayasa hukukçuları Kaboğlu'nu bilirler, tanırlar. Pasaportuna el koydular. Fransa'ya üniversiteye gidecekti ders vermeye, ona bile yasak getirdiler. Bu doğru bir olay değildir.
Sadece darbe dönemlerinin özelliği 20 Temmuz darbesine de aynen yansıdı. Gazetecilere de düşmandır bunlar. Nerede bir özgür gazeteci varsa, nerede hükümeti eleştiren birisi varsa darbeciler buna tahammül edemezler. Alırlar, doğru hapse atarlar. Kadri Gürsel, Murat Aksoy, Ahmet Şık, Nazlı Ilıcak, Ali Bulaç, Gökmen Ulu, Mediha Olgun niye hapiste? 156 gazeteci niye hapiste? Çünkü Türkiye bir darbe süreci yaşıyor. TBMM Başkanı'na söyledim. Aynen şu cümleleri kurdum, 'Eğer bir ülkede 150'den fazla gazeteci hapisteyse siz o ülkede demokrasi vardır sözünü anlatamazsınız, kimseye de dinletemezsiniz' dedim."

AYM'YE HDP'Lİ VEKİLLER ÇAĞRISI

Anayasa Mahkemesi üyelerine, "Eski kararlarınıza neden sahip çıkmıyorsunuz, eski kararlarınızın arkasında neden dik ve onurlu durmuyorsunuz? Milletvekilleri hapisteyken neden sessiz kalıyorsunuz" diye soran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Anayasa Mahkemesi'nin değerli üyeleri verdiği karara sahip çıkmak, o kararın arkasında durmak zorundadır. Eğer diğer hakimlerin yaptığı gibi siz de çay toplamaya meyilliyseniz söyleyeceğim bir şey yok. Ama, 'Biz yargıcız, onurluyuz, hukuk okuduk, anayasayı, demokrasiyi, hukuku savunuyoruz biz adalet dağıtacağız' diyorsanız saraya bakmayın, saraydan gelecek talimata göre karar vermeyin. Onurunuzla, ilkenizle durun. Biz de size saygı gösterelim ve bu saygıyı biz göstereceğiz. Siz de biran önce kararınızı verin onu bekliyoruz."
Kılıçdaroğlu'nun grup konuşması öncesinde yürüyüş sırasında kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden Hasan Tatlı anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Öte yandan, Kılıçdaroğlu'nun konuşması sırasında Tatlı'nın fotoğrafını montunun cebine taktığı görüldü.
Konuşma öncesinde tutuklu bulunan İstanbul Milletvekili Berberoğlu'nun mesajı da okundu. Grup konuşmasının ardından bir süre istirahat eden Kemal Kılıçdaroğlu, yürüyüşüne devam etti.

Sonraki Haber