Küreselleşmeye uymak için millilikten vazgeçmeyeceğiz

Cumhuriyetin 100. yılına girerken Türkiye'nin altın oran ile hareket edeceğini belirten Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Prof. Dr. Kalın, 'Küreselleşmeye ayak uydurmak adına yerli ve milli değerlerimizden vazgeçmeyeceğimizi ifade ettik.' dedi.

İhracat Ailesi, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. İbrahim Kalın ile bir araya geldi. “Cumhuriyetimizin 100’üncü Yılına Doğru Jeopolitik Sınamalar ve Fırsatlar” konulu toplantıda Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) üyelerine bir sunum yapan Prof. Dr. Kalın, gelen onlarca soruyu da yanıtladı. İbrahim Kalın'ın konuşmasında ve sorulara verdiği cevaplarda dikkatimizi çeken mesajları şöyle oldu:

  • Bazen yerli ve milli olmak kendimizi dünyaya kapatmakmış gibi algılanabiliyor. Küreselleşme de bizim yerli ve milli değerlerimizden, kimliğimizden, coğrafyamızdan uzaklaşmakmış gibi takdim ediliyor. Bizim aradığımız şey bir üst kavram olarak altın orandır. Altın oran dengeyi sağlayan temel unsurdur. Küreselleşmeye ayak uydurmak adına yerli ve milli değerlerimizden vazgeçmeyeceğimizi ifade ettik.
  • NATO’ya üye bir ülke olarak diğer coğrafyalarla; Rusya, Çin, Arap ülkeleri, Afrika ile ilişkilerimizi geliştirerek devam ediyoruz.
  • İhracat kadar ithalata da gerek vardır. Burada da altın oranı bulmamız gerekir.
  • Türkiye doğu ile batı arasında, yerel-milli olmak ile küresellik arasında, gelenek ile modernize arasında bu altın oranı ve dengeyi kurmuştur.

KUVÂ-Yİ MİLLİYE VURGUSU

  • Siyaset anlayışımızı ve ticaretimizi altın oranla geliştirmeye devam edeceğiz. Bu manada Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına dünyanın en güçlü ve saygın ülkelerinden birisi olarak gireceğini söyleyebiliriz. Cumhuriyetimizin temelleri bize böyle bir imkanı fazlasıyla sunmaktadır.
  • Kuvâ-yi Milliye ruhuyla yola çıkan Türk Milleti onca badirelerden sonra 1923'te yeni bir sayfa açtı. Çok zor imkanlarla ve bedeller ödeyerek Cumhuriyet kuruldu. Cumhuriyet bize yeni bir kulvar gösterdi.
  • Kuvâ-yi Milliye ruhunu iyi anlamak gerekiyor. Milletin bütün unsurlarının bir araya gelerek inşa ettiği Kuvâ-yi Milliye ruhusunun özünde emperyalizm ve sömürüye karşı milli vatanı korumak, Cumhuriyeti inşa ederek bağımsızlığımızı güvence altına almaktı.
  • Türkiye’nin büyük hikayesi 100 yıllık bir hikayeden ibaret değil. Bizim çok daha köklü devlet geleneğimiz var, tarih bilincimiz var. Cumhuriyet ile birlikte yakın tarihimizde yeni bir sayfa açtık. Bin küsür yıllık devlet geleneğimiz içerisinde yeni bir devlet kurduk. Yeni dünyaya Cumhuriyet ile bakıyoruz. Cumhuriyeti ne seviyeye getirdik, bundan sonra önümüze ne tür hedefler koymalıyız, bunu hep beraber değerlendirmek zorundayız.

YENİ SAYFALAR AÇILIYOR

  • Yakın zamanda çok güzel gelişmeler olacak. Bazı ülkelerle yeni sayfalar açma hazırlığındayız. Mısır ile görüşmelere başladık. Suudi Arabistan ile görüşmelerimiz devam ediyor. İsrail ile önemli bir noktaya geldik. Yakında meyvelerini toplamaya başlarız. TİM Başkanı İsmail Gülle, her fırsatta ihracatçıların sorunları ve taleplerini bizlerle paylaşıyor. 2022 yılı, sorunların çözüme kavuştuğu, güzel haberlerin olacağı bir yıl olacak.
  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ukrayna ziyareti krizin aşılmasında önemli bir rol oynadı, önümüzdeki dönemde Ukrayna konusu gündemimizde olmaya devam edecek. Ukrayna ile imzalanan STA, ikili ticaretimize katkı sağlayacak, ilişkilerimizin devamı için önemli bir rol oynayacaktır. Ukrayna, önümüzde 3-5 ayın değil, 3-5 yılın konusu olmaya devam edecek. Türkiye olarak herhangi bir savaşa, askeri müdahaleye mahal vermeden bu krizin aşılması yönünde üzerimize düşen görevi yapmaya devam edeceğiz.

SURİYE KISA VADEDE ZOR

  • 30 yıldır çözülemeyen Karabağ sorununu dönemin getirdiği kelebek etkisi fırsatı ile 44 günde çözüme kavuşturduk.
  • Nahçıvan-Azerbaycan arasındaki koridorunun açılması normalleşme diye tabir ettiğimiz sürecin bir parçasıdır. Hem bizim hem de Azerbaycan'ın Ermenistan ile müzakere ettiği bir konudur. Coğrafi bütünlüğü sağlamak açısından bu koridorun açılması son derece önemlidir. Hem karayolu hem de demir yolu çalışmaları sürüyor. Yakın zamanda somut neticelerini göreceğiz. Bu süreç hem Türkiye'yi hem de Azerbaycan’ı ve tüm bölgeyi rahatlattığı gibi en çok Ermenistan’ı rahatlatacak. Türk Hava Yolları Erivan’a uçuşlarını başlattı. Türkiye ve Ermenistan arasında bir normalleşme süreci var. Bu normalleşme süreci devam edecek. Eş zamanlı olarak Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sınır sorunları çözülecek ve barış anlaşması imzalanacak. Bu koridor, bizim Azerbaycan’ın ötesine gitmemizi kolaylaştıracak.

n Suriye'de kriz kısa vadede çözülecek gibi durmuyor. İhtiyatlı gitmekte fayda var.

KARL MARKS'A ATIF YAPTI

  • Metaverse dediğimiz yeni dünyalarla karşımıza yeni fırsatlar ve tehditler çıkacak. Bu dünyalara ilgisiz kalma şansımız yok. Önümüzdeki dönemde biyogüvenlik, siber güvenlik ve gıda güvenliği konuları da ön plana çıkacak. Buradaki faaliyet ve yatırımlarımızı da artıracağız.
  • Togg sadece bir arabadan ibaret değil. Bütün ekosistemi değiştirecek kelebek etkisi yaratacak.
  • Temel gıdaya dikkat etmek gerekiyor. Gıda güvenliği önümüzdeki on yılın en önemli konusu olacak.
  • Cumhurbaşkanımız gittiği her yerde ticari engellerin kaldırılması için olağanüstü çaba sarf ediyor.
  • Cumhurbaşkanımız Avrupa merkezli hiyerarşileri reddediyor. Dünyadaki adaletsizliği yüzlerine yansıtıyor. O yüzden aynayı tutana taş atıyorlar. Çünkü aynada adaletsizlik, haksızlık, hukuksuzluk var. O yüzden Cumhurbaşkanımız her seferinde, 'Dünya 5'ten büyüktür, daha adil bir dünya mümkündür, birlikte daha fazlasını, daha iyisini yapabiliriz.' diyor. Bize yıllardır empoze edilen Avrupa merkezli hiyerarşileri reddederek, 'Eşit aktör ilişkisi temelinde daha iyi bir dünyayı birlikte inşa edebiliriz.' diyor Cumhurbaşkanımızın temsil ettiği pozisyon bütün aktörler arasında eşit aktör ilişkisidir. Biz kimseden bir iltimas beklemiyoruz. Türkiye bu eşitliği talep ettiği için bazılarının hedef tahtasına giriyor.
  • Dünyada bütün aktörlerle göz hizasında bir ilişkiden yanayız.

Öte yandan İbrahim Kalın metaverse ve teknolojinin getirdiği değişimlere ilişkin soruları yanıtlarken Karl Marks'a atıf yaparak insanın kendi eliyle ürettiğine yabancılaşması ve onun esiri olması konusunda da uyardı. Kalın, yine bir başka konuda Marks'ın “Feuerbach Üzerine Tezler” de ifade ettiği “Filozoflar dünyayı yalnızca çeşitli biçimlerde yorumlamışlardır; oysa sorun onu değiştirmektir.” tespitine de atıf yaparak, esasen bunun da bir fikir olduğunu, değişimlerin fikirlerle başladığını söyledi. Toplantı sonrası TİM Özel Kalemi Belma Ünal'ın takdimleriyle biz de Prof. Dr. İbrahim Kalın ile tanışma fırsatı bulduk. Toplantı çok uzadığı için soramadık ancak fırsatımız olsaydı Prof. Dr. Kalın'a iki sorumuz olacaktı: 1- Yakın zamanda yapılan bir ankette vatandaşların Rusya ve Çin ile ilişkilerin önceliklendirilmesini talep ettiği görüldü. Dış politika önümüzdeki dönemde daha bir bu yönde şekillenebilir mi? 2- 2008 ve 2020 krizlerinden sonra Atlantik eksenli politikalarla şekillenen dünyanın sonuna geldik diyebilir miyiz?

İHRACATÇILARDAN SORULAR

61 İhracatçı Birliği, 27 sektör ile 100 bini aşkın ihracatçının çatı kuruluşu olan Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin İstanbul'daki genel merkezi TİM Dış Ticaret Kompleksi’nde 150'yi aşkın katılımcı İbrahim Kalın buluşmasında yer aldı. İhracatçılar Prof. Dr. Kalın'a esasen Ticaret Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı'nı ilgilendiren konularda sorular yönelttiler. Dikkatimizi çeken bazı sorular ve yorumlar şöyle oldu:

  • Navçıvan koridoru açılacak mı?
  • Türk mallarına uygulanan gizli ambargolarla girişimler var mı?
  • İnternet çağını yakalayamadan metaverse çağını nasıl yakalayacağız?
  • Temel gıda maddelerinin ihracatına dikkat etmek gerekmiyor mu?
  • Suriye ile ihracat hazırlığı yapalım mı?
  • Beşeri sermaye konusunda eğitimde stratejik planımız nedir?
  • Birçok konuda mevzuatlara takılıyoruz. Cumhurbaşkanımız ile diğer birimler arasında uyumsuzluk mu var?
  • Yerli ve milli ürünler teşvik ediliyor ama yabancılar bir şekilde bunu deliyorlar.
  • İthalatta ek vergiler rekabeti olumsuz etkiliyor.
  • TİM'in kapılarını ihracatçıya açan İsmail Gülle'ye teşekkür ediyoruz.
  • Elektrik faturaları, işçi zamları, nakit akışımız azaldı. Sipariş almakta zorlanıyoruz.
  • Enerji krizi ne durumda, ne kadar sürecek?

GÜLLE: SİYASET KAPILARI AÇARKEN İHRACAT DA SİYASETE YÖN VERİYOR

İhracat Ailesi'nin Prof. Dr. İbrahim Kalın ile buluştuğu toplantıda konuşan TİM Başkanı İsmail Gülle, yapılan araştırmalar neticesinde büyükelçilik açılan ülkelere ihracatın yaklaşık yüzde 30 oranında arttığını söyledi. Gülle, dış temsilcilik hamlesinin önemli adreslerinden birinin de Afrika olduğu bilgisini verdi. Ülkenin dış politikasının ticaretin önünü açtığına işaret eden Gülle, şu bilgileri verdi: “İhracatımız dış politikamızı güçlendirdi. Bu sayede geçtiğimiz yıl ihracatımıza artı 25 milyar dolar değer kattık. İhracatımız, pandemi öncesi zirve yılımız olan 2019'a kıyasla; ABD'ye yüzde 64, Birleşik Arap Emirlikleri'ne yüzde 52, İsrail'e yüzde 42, Rusya'ya yüzde 39, Ukrayna'ya yüzde 35, Çin'e yüzde 34 arttı. Geçtiğimiz yıl 112 ülkeye ihracat rekoru kırmayı başardık. Hükümetimiz ihracatçılarımızın önünü açacak anlaşmalara imza atmaya 2022 yılında da devam ediyor.” Gülle, “Afrika’ya ihracatımız son 20 yılda 1.5 milyar dolardan 21 milyar dolara yükselerek 14 kat arttı. Aralık ayında gerçekleşen 3’üncü Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’nde Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği üzere kıtayla ticaret hacmimizi 75 milyar dolara çıkaracağız.” diye konuştu.

Sonraki Haber