LGBT dayatmasını durduracak kanun önerisi

LGBT dayatmasına karşı Vatan Partisi gençleri, aileleri, milleti ve insanlığı korumak için harekete geçti. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, LGBT dayatmasına karşı Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne ceza yaptırımı öngören kanun önerisini açıkladı.

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Vatan Partisi’nin LGBT propaganda ve örgütlenmesine ceza yaptırımı öngören kanun önerisini basın açıklaması yaparak açıkladı. Öneri, önümüzdeki günlerde Öncü Kadın Genel Başkanı Meltem Ayvalı önderliğindeki bir heyet tarafından TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a sunulacak. İşte o açıklama

MİLLÎ DEVLETE İNSANA VE TOPLUMA KARŞI YIKICI TEHDİT

"LGBT diye kısaltılan “Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transseksüel, Cinsiyetsizlik, Akışkan Cinsiyet” gibi doğal olmayan, kadın ile erkek kimliği ve ilişkisi dışındaki cinsel kimlik ve ilişkilerin propagandası ve örgütlenmesi, milletimiz, devletimiz ve insanımız için ciddî tehdit oluşturmakta ve yıkıcı sonuçlar doğurmaktadır.

Öncelikle insan, aile kurumu ve kadınıyla erkeğiyle bütün toplum hedeftedir. İnsanın cinsiyetine yabancılaştırılması, kendi bedeniyle kavgalı hale getirilmesi, bunalımları, intiharları, madde ve alkol bağımlılığını tetiklemekte, şiddet eğilimini kışkırtmaktadır. Dış dayatmalarla cinsiyet değiştirdiği için pişman olanların sayısı artmaktadır.

LGBT propagandasının masum ve bilinçsiz olan çocukları bile hedef alması, onları istismara açık hale getirmektedir. Dahası çocukların cinsiyetine müdahale etmek ve onları LGBT hareketini meşrulaştırmak amacıyla kullanmak, toplumumuzun geleceğini karartmaktadır.

Yapılan araştırmalar, Türkiye’de ve Dünya’da sözde “cinsiyet hoşnutsuzluğu” vakalarında kayda değer artışlar olduğunu ortaya koymaktadır. Bu artışın nedeni, doğal değil ideolojik ve kültüreldir. Gençlerin kimlik arayışı “özgürlük, çağdaşlık, düzene başkaldırı” olarak sunulan LGBT propagandasıyla buluşturulmakta ve “LGBT birey” kimliği yaygınlaştırılmaktadır."

EMPERYALİST MERKEZLERİN DAYATMASI

"Eşcinsellik, tarih boyunca sınıfsal çelişkilerin ve kadının aşağılanmasının aşırı boyutlara vardığı toplumlarda, topluma yukardan aşağı dayatılmıştır. Günümüz dünyasında da LGBT propaganda ve örgütlenmesi, emperyalist devletlerin bütün insanlığa ve millî devletimize karşı yıkıcı faaliyeti kapsamındadır. Bu faaliyetle toplumumuzu ayakta tutan değerler yozlaştırılmakta ve çürütülmektedir.

Emperyalist Batıdan gelen ideolojik baskılarla oluşturulan “Toplumsal cinsiyet” kavramı altında, cinsiyetsizlik ve benzeri doğal olmayan cinsel kimlikler topluma dayatılmakta, eşcinsellik ve transseksüellik yaygınlaştırılmaktadır.

Yabancı devlet parasıyla desteklenen LGBT propagandası ve örgütlenmesi, millî kültürümüzde ve ahlakımızda derinleşen yaralar açmaktadır."

GENEL AHLÂKI VE KAMU GÜVENLİĞİNİ KORUMAK DEVLETİN GÖREVİ

"İnsanı, toplumu, sağlığı, genel ahlâkı ve kamu güvenliğini korumak, Devletimizin anayasal görevidir. “Doğal Olmayan Cinsel Kimlik ve İlişkilerin Propaganda ve Örgütlenmenin Suç Oluşturduğuna İlişkin Kanun”un amacı, LGBT propaganda ve örgütlenmesini ceza yaptırımına bağlayarak, devletimizi, toplumumuzu, aileyi ve insanımızı korumaktır.

Kanun Önerisinde tanımlanan amaçla

  • Propaganda,
  • Toplantı ve gösteri yasağına aykırı eylemler,
  • Örgütlenme ve
  • Yabancı devlet ve kurumlardan yardım alma suçları

Tek tek tanımlanmış ve caza yaptırımına bağlanmıştır."

PROPAGANDA SUÇU

"Doğal olmayan cinsel kimlik ve ilişkilerin propagandasından kasıt; özendirme ve telkin içeren kamuya açık eylemlerdir. Gazete, dergi, kitap, televizyon, sinema, radyo, internet gibi kitle iletişim araçlarıyla yapılan özendirici nitelikteki yayınlar ve aynı nitelikteki toplantı ve gösteriler propaganda kapsamındadır.

Kanunda cezalandırılan, kamuya açık propagandadır. Kişilerin özel hayatları ve kendi aralarında yaptıkları görüş alışverişleri propaganda kapsamında değildir.

Cinsiyet, cinsellik ve doğal olmaya cinsel kimlikler konularında yapılan bilgilendirme, araştırma ve tartışmalar, elbette suç kapsamı içinde değildir.

Suçun oluşumunda kasıt unsurunun saptanması, belirleyici önemdedir."

ÖRGÜTLENME SUÇU

"Örgüt suçuna gelince, Kanunda, doğal olmayan cinsel kimlik ve ilişkilerin propagandası amacıyla örgüt kurma veya örgüt yönetme eylemleri de cezalandırılmıştır.

Ayrıca tanımlanan amaçla kurulan örgütlerin kapatılması öngörülmüştür. Kapatma hükmünün verilmesi için iki şart aranmalıdır. Suç, ya o örgütü temsil eden organlar aracılığıyla işlenecektir ya da o örgütün faaliyetinin tanımlanan suça odak oluşturduğu saptanacaktır."

TANIMLANAN SUÇ AMACIYLA YABANCI DEVLETLER VE ÖRGÜTLERDEN MADDİ DESTEK ALMA EYLEMİNE CEZA

"Suç oluşturan amaçla yabancı devletlerden, örgütlerden ve kurumlardan maddî yardım almak, cezayı ağırlaştırma nedeni olarak öngörülmektedir."

Bu gönderiyi Instagram'da gör

Aydınlık (@aydinlikgazete)'in paylaştığı bir gönderi

DEVLETİN HUKUKİ DÜZENLEMELERİNDE LGBT PROPAGANDA VE ÖRGÜTLENMESİNE ZEMİN OLUŞTURAN İFADELERİN KADIRILMASI

"İstanbul Sözleşmesi’nin 24 Kasım 2011 tarihinde kabul edilmesinden sonra düzenlenen kanun, tüzük, yönetmelik ve genelgelere ve kamu belgelerine giren “toplumsal cinsiyet”, “gender” gibi ifadeler, İstanbul Sözleşmesi’nin 20 Mart 2021 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle feshedilmesine rağmen, devletin hukukî düzenlemelerinde durmaktadır. Bu ifadeler, emperyalizmin dayattığı yozlaşma ve çürümeye zemin oluşturmak yanında, LGBT’nin propaganda ve örgütlenmesi suçunun işlenmesine de alan açmaktadır. Bu nedenlerle ilgili ifadelerin hukuk metinlerinden ve belgelerden çıkartılması, yürütme ve yasama organlarının ertelenemez görevidir.

Vatan Partisi Heyeti, önümüzdeki günlerde Kanun Önerisini Dilekçe Komisyonu’na göndermesi talebiyle TBMM Başkanlığı’na sunacaktır.

Önerimizi ayrıca gündemlerine almaları talebiyle siyasal partilerin Meclis Grubu Başkanlıklarının bilgisine de sunacağız. "

Kanun Önerisi ve Gerekçesi şöyledir:

DOĞAL OLMAYAN CİNSEL KİMLİK VE İLİŞKİLERİN PROPAGANDA VE ÖRGÜTLENMESİNİN SUÇ OLUŞTURDUĞUNA İLİŞKİN KANUN

1. Suçun Tanımı

Doğal olmayan veya “toplumsal cinsiyet” diye tanımlanan sözde cinsiyetlerin, cinsel ilişkilerin ve tıbbi zorunluluk dışındaki cinsiyet değiştirmenin özendirilmesine ve telkinine yönelik propaganda ve örgütlenme faaliyeti suçtur.

2. Propaganda suçu

Kanunda tanımlanan propaganda eylemini sözlü olarak ya da yazılı, görsel ve işitsel yoldan kitle iletişim araçlarıyla kamuya açık biçimde yapanlar, 500 günden on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

Suçun örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılır.

Kanunda tanımlanan propagandanın yer aldığı yayın yasaklanır ve yayının kamuya erişimi engellenir.

3. Toplantı ve gösteri yasağı

Bu kanunda suç olarak tanımlanan eylemleri gerçekleştirmek üzere toplantı ve gösteri yürüyüşleri yapılması, Anayasanın 34. Maddesinde öngörüldüğü üzere, “millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması” amacıyla yasaklanır. Hükme aykırı eylemlerin gerçekleştirilmesi halinde, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun ceza hükümleri uygulanır.

4. Örgütlenme suçu

Doğal olmayan cinsel kimlik ve ilişkilerin propagandası ve yayılması amacıyla örgüt kuranlar veya örgütü yönetenler, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.

5. Tüzel kişiyi kapatma yaptırımı

Suçun tüzel kişiliği yöneten organlar aracılığıyla işlenmesi ya da tüzel kişinin suç oluşturan faaliyetin odağı haline gelmesi durumunda, tüzel kişilik kapatılır ve sorumlu yöneticiler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.

6. Suç amacıyla yabancı gerçek ve tüzel kişilerden maddî destek alma suçu

Kanunda tanımlanan eylemleri işlemek amacıyla yabancı devletlerden, örgütlerden ve kurumlardan maddî destek alanlar, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.

Alınan destek müsadere edilir. Müsadere edilecek değerin sarf edilmiş olması durumunda, bedelin desteği alan veya alanlardan tahsil edilmesine hükmedilir.

Suç amacıyla maddî destek alan örgüt kapatılır.

7. Yayım tarihi ve yürürlük

Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Kanun hükümleri Cumhurbaşkanlığı tarafından yürütülür.

GEREKÇE

"LGBT diye kısaltılan “Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transseksüel, Cinsiyetsizlik, Akışkan Cinsiyet” gibi doğal olmayan, kadın ile erkek kimliği ve ilişkisi dışındaki cinsel kimlik ve ilişkilerin propagandası ve örgütlenmesi, milletimiz, devletimiz ve insanımız için ciddî tehdit oluşturmakta ve yıkıcı sonuçlar doğurmaktadır.

Eşcinsellik, tarih boyunca sınıfsal çelişkilerin ve kadının aşağılanmasının aşırı boyutlara vardığı toplumlarda, topluma yukardan aşağı dayatılmıştır. Günümüz dünyasında da LGBT propaganda ve örgütlenmesi, emperyalist devletlerin bütün insanlığa ve millî devletimize karşı yıkıcı faaliyeti kapsamındadır. Bu faaliyetle toplumumuzu ayakta tutan değerler yozlaştırılmakta ve çürütülmektedir.

Emperyalist Batıdan gelen ideolojik baskılarla oluşturulan “Toplumsal cinsiyet” kavramı altında, cinsiyetsizlik ve benzeri doğal olmayan cinsel kimlikler topluma dayatılmakta, eşcinsellik ve transseksüellik yaygınlaştırılmaktadır. Öncelikle insan, aile kurumu ve kadınıyla erkeğiyle bütün toplum hedeftedir. İnsanın cinsiyetine yabancılaştırılması, kendi bedeniyle kavgalı hale getirilmesi, bunalımları, intiharları, madde ve alkol bağımlılığını tetiklemekte, şiddet eğilimini kışkırtmaktadır. Dış dayatmalarla cinsiyet değiştirdiği için pişman olanların sayısı artmaktadır.

LGBT propagandasının masum ve bilinçsiz olan çocukları bile hedef alması, onları istismara açık hale getirmektedir. Dahası çocukların cinsiyetine müdahale etmek ve onları LGBT hareketini meşrulaştırmak amacıyla kullanmak, toplumumuzun geleceğini karartmaktadır.

Yapılan araştırmalar, Türkiye’de ve Dünya’da sözde “cinsiyet hoşnutsuzluğu” vakalarında kayda değer artışlar olduğunu ortaya koymaktadır. Bu artışın nedeni, doğal değil ideolojik ve kültüreldir. Gençlerin kimlik arayışı “özgürlük, çağdaşlık, düzene başkaldırı” olarak sunulan LGBT propagandasıyla buluşturulmakta ve “LGBT birey” kimliği yaygınlaştırılmaktadır.

Yabancı devlet parasıyla desteklenen LGBT propagandası ve örgütlenmesi, millî kültürümüzde ve ahlakımızda derinleşen yaralar açmaktadır.

İnsanı, toplumu, sağlığı, genel ahlâkı ve kamu güvenliğini korumak, Devletimizin anayasal görevidir. “Doğal Olmayan Cinsel Kimlik ve İlişkilerin Propaganda ve Örgütlenmenin Suç Oluşturduğuna İlişkin Kanun”un amacı, LGBT propaganda ve örgütlenmesini ceza yaptırımına bağlayarak, devletimizi, toplumumuzu, aileyi ve insanımızı korumaktır.

Kanunun adında LGBT kavramının tercih edilmeme nedeni, yeni yeni cinsel kimlikler türetilmesidir. Böylece LGBT harfleri yetersiz hale getirilmektedir. Bu nedenle “Doğal Olmayan Cinsel Kimlikler ve İlişkiler” kavramı kullanılmıştır.

Doğal olmayan cinsel kimlik ve ilişkilerin propagandasından kasıt; özendirme ve telkin içeren kamuya açık eylemlerdir. Gazete, dergi, kitap, televizyon, sinema, radyo, internet gibi kitle iletişim araçlarıyla yapılan özendirici nitelikteki yayınlar ve aynı nitelikteki toplantı ve gösteriler propaganda kapsamındadır.

Cinsiyet, cinsellik ve doğal olmaya cinsel kimlikler konularında yapılan bilgilendirme, araştırma ve tartışmalar, elbette suç kapsamı içinde değildir.

Kanunda cezalandırılan, kamuya açık propagandadır. Kişilerin özel hayatları ve kendi aralarında yaptıkları görüş alışverişleri propaganda kapsamında değildir.

Suçun oluşumunda kasıt unsurunun saptanması, belirleyici önemdedir.

Örgüt suçuna gelince, Kanunda, doğal olmayan cinsel kimlik ve ilişkilerin propagandası amacıyla örgüt kurma veya örgüt yönetme eylemleri de cezalandırılmıştır. Ayrıca tanımlanan amaçla kurulan örgütlerin kapatılması öngörülmüştür. Kapatma hükmünün verilmesi için iki şart aranmalıdır. Suç, ya o örgütü temsil eden organlar aracılığıyla işlenecektir ya da o örgütün faaliyetinin tanımlanan suça odak oluşturduğu saptanacaktır.

Suç oluşturan amaçla yabancı devletlerden, örgütlerden ve kurumlardan maddî yardım almak, cezayı ağırlaştırma nedeni olarak öngörülmektedir.

İstanbul Sözleşmesi’nin 24 Kasım 2011 tarihinde kabul edilmesinden sonra düzenlenen kanun, tüzük, yönetmelik ve genelgelere ve kamu belgelerine giren “toplumsal cinsiyet”, “gender” gibi ifadeler, İstanbul Sözleşmesi’nin 20 Mart 2021 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle feshedilmesine rağmen, devletin hukukî düzenlemelerinde durmaktadır. Bu ifadeler, emperyalizmin dayattığı yozlaşma ve çürümeye zemin oluşturmak yanında, LGBT’nin propaganda ve örgütlenmesi suçunun işlenmesine de alan açmaktadır. Bu nedenlerle ilgili ifadelerin hukuk metinlerinden ve belgelerden çıkartılması, yürütme ve yasama organlarının ertelenemez görevidir."

CHP VE YEŞİL SOL’UN AÇIKLAMASINA TEPKİ: EMPERYALİZMİN UŞAKLIĞINI YAPIYORLAR

Perinçek, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. CHP, Yeşil Sol, TİP, EMEP milletvekillerinin Meclis’te LGBT ve kadın haklarına ilişkin yaptığı basın açıklaması hatırlatılan Perinçek, şu değerlendirmede bulundu:

“Solcu geçinen bu partilere hatırlatıyorum, kadının kafese atıldığı yerlerde çıkıyor bu durum. Eski Roma’da kadın kafeste. Kafese atılınca cinsellik de erkekler arasında oluyor. Eski Yunan’da bir tane kadın filozof var mı? Tarihsel ve günün gerçeklerine aykırı… Bu yaptıkları cehalet! Emperyalizm uşaklığı. Emperyalizmin propagandasını yürütüyorlar, uşaklığını yapıyorlar. İçlerinde kendisine Atatürkçü diyen varsa, Lenin’e baksınlar. Lenin eş cinselliğin kadının eşitsizliğinin ürünü olduğunu anlatmış. Atatürk’ü okusunlar! Türk devriminde yok böyle bir şey...

‘KANUNLARDA İZİ VAR’

Perinçek, İstanbul Sözleşmesinden çıkıldığını ancak bazı kanunlarda sözleşmenin izinin olduğunu söyledi: “RTÜK kanunu başta olmak üzere, eğitimle ilgili kanunda toplumsal cinsiyet gibi eşcinselliğine zemin hazırlayan, meşrulaştıran kavramların çıkarılmasını öneriyoruz. Hükümetten de bu konuda ciddi olmasını talep ediyoruz. İstanbul Sözleşmesinden çıkılsa da kanunlarda izleri duruyor.”

‘KİMLİK KARTLARI DEĞİŞMELİ’

Kimlik kartlarında yer alan “gender” ifadesinin değişmesi gerektiğini anlatan Perinçek, “Eşcinsellik hepimizin cebinde taşıdığı kimliğe girmiş durumda. Gender yazmışlar. Gender, erkek ve kadın dışında bir cinsiyetin var mı demek. Bu kimliklerin hepsi toplanacak. Bununla da mücadele edeceğiz. Bu başlı başına bir emperyalist propagandadır.” değerlendirmesinde bulundu.

Sonraki Haber