MİT davasında 3 gazeteci tahliye oldu

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensuplarının ifşa edilmesine ilişkin, Oda TV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ve Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu'nun da yargılandığı dava dün başladı. Duruşma öncesi İstanbul Adliyesi önünde toplanan bir grup, basın açıklaması yaptı.

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensuplarının ifşa edilmesine ilişkin Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ve Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu'nun da aralarında bulunduğu 6'sı tutuklu, 1'i firari 8 kişinin yargılanması dün başladı.

İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu bulunan Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Aydın Keser, Hülya Kılınç, Mehmet Ferhat Çelik ve Murat Ağırel katılırken, tutuksuz Eren Ekinci'ye Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yöntemiyle bağlanıldı.

Duruşma salonuna yeni tip koronavirüs (Kovid-19) önlemleri kapsamında sanıkların aileleri ile belirli sayıda gazeteci alınarak sosyal mesafe kurallarına uygun olarak oturtuldu.

Davada kimlik tespitinin ardından savunmalar alındı. Murat Ağırel FETÖ tarafından 2008 yılında Ergenekon davasına eklendiğini ve sonrasında FETÖ ile mücadelesinin artarak devam ettiğini söyledi. Dava konusu sosyal medya paylaşımını yaptığı gün bir imza etkinliğine katıldığını, sonrasında bir radyoda canlı yayına bağlandığını ve kitabıyla ilgili konuştuklarını aktaran Ağırel, evine gittiğinde televizyonda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Libya'da şehitler bulunduğunu söylediğini belirtti.

Sanık Murat Ağırel, "Yazımı gazeteye göndermiştim. Sosyal medya hesabımdan başsağlığı ve şehadeti yükseltici bir mesaj yazmak istedim. Konu hakkında binlerce kişi paylaşımda bulunmuştu" dedi. Daha öncesinde Libya'da bir gemi vurulduğu ve şehitlerin bulunduğu şeklinde haberler olduğunu söyleyen Ağırel, "Çalıştığım Yeniçağ gazetesi bir haber yapmıştı ancak bu haber kaldırılmıştı. Sorumlu Batuhan Çolak kendi Twitter hesabında haberleştirmişti bunu. Cenazeyle ilgili bilgiler verilmişti. Bunların hepsi benim paylaşımımdan önceki açıklamalardır" ifadelerini kullandı.

'MUHTAR PAYLAŞMIŞTI'

Ağırel, şehitlerin neden habersiz defnedildiklerini yazmak istediğini dile getirdi: “Tören en değerli övünç kaynağıdır. Tam bu saikle, gazetecilik refleksi göstererek düşünce ve üzüntülerimi paylaşmak istedim. Batuhan Çolak da aynı saatlerde paylaşım yapmıştır. Şehitlerden birinin devre arkadaşının paylaşımını gördüm. Şehidin de fotoğraf vardı. Biraz daha baktım, muhtarın paylaşımı da vardı. 19 Şubat'ta muhtar da paylaşım yapmıştır. Paylaştığı fotoğrafın üstünde, 'Türk özel kuvvetleri' yazılı bir adres vardır. 22 Şubat'ta paylaştığım fotoğraf buradaki fotoğraftır. Oysa savcı, fotoğrafı ilk benim paylaştığımı yazmış. İlk dediği fotoğraf, 19 Şubat'ta muhtarın paylaşımında mevcuttur. Daha birçok hesapta da paylaşılmıştır.”

'DAHA ÖNCE YAYINLANDI'

Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan da olayları şöyle sıraladı: “Cumhurbaşkanı Erdoğan MİT’in yeni hizmet binasının açılışında canlı yayında konuştu: 'MİT Libya’da üzerine düşen görevleri hakkıyla yerine getiriyor.' 19 Şubat 2020. Libya’da şehitlerimiz olduğuna dair haberler sosyal medyaya fotoğraflarıyla birlikte düşmeye başladı.

“Aynı gün, Manisa’daki muhtar Cemali Merter, şehidimizin adını ve soyadını, babasının adını ve soyadını, cenazenin ne zaman nereye defnedileceğini ilk kez yayımlanan fotoğrafıyla herkese açık şekilde sosyal medyada paylaştı. Yine aynı muhtar bir paylaşım daha yaptı. Hem kendi mahallesindeki şehidin hem de diğer şehidin farklı fotoğraflarını, üstünde 'Libya görevi şehitlerimiz' yazan, isimlerinin-soyadlarının ve doğum tarihlerinin olduğu bir görsel paylaştı. 22 Şubat. Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Libya’da birkaç tane şehidimiz var' açıklaması yaptı. Aynı gün sosyal medyada şehitlerin isimleri, fotoğrafları ayrıntılarıyla defalarca paylaşıldı.

“23 Şubat. Şehitlerimizden diğerinin devre arkadaşları tarafından yapılan açıklamada, cenazenin nereye defnedildiği ve kendilerinin de katıldığı, cenazeden bir çelenk karesiyle duyuruldu. Hatta o ildeki cenazeye MİT Başkanı Hakan Fidan’ın da katıldığı iddiası haber sitelerinde yazıldı. 24 Şubat.

Bazı internet sitelerinde şehitlerin özgeçmişleri ve MİT’te ne kadar süredir çalıştıkları haberleştirildi.

“25 Şubat. İyi Parti Milletvekili Ümit Özdağ Meclis’te bir basın toplantısı yaptı. Libya şehitlerinin kimliklerini, MİT mensubu olduklarını, nasıl şehit olduklarını ayrıntılarıyla anlattı. Libya’ya TSK ve MİT mensuplarının gittiğini, Libya’da şehitlerimiz olduğunu, şehitlerimiz arasında MİT mensuplarının da olduğunu, şehit olmalarının nasıl gerçekleştiğini, şehitlerin açık kimliklerini / fotoğraflarını / memleketlerini / mezarlarının nerede olduğunu, hangi görevlerde ne kadar süre çalıştıklarını ve ailelerinin kimlik bilgilerini Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhtar Cemali Merter, onlarca sosyal medya hesabı, milletvekili Ümit Özdağ ve onlarca haber sitesi ile gazeteden öğrendik.”

'KASTIMIZ YOK'

Pehlivan bunlar yaşandıktan bir hafta sonra haberin kendilerine geldiğini internette tarama yapıp çıkan haberi görünce yayınladıklarını anlattı.

Pehlivan “Çok basit bir denklem var: Hülya Kılınç ya da şehidimiz Manisalı olmasaydı, bu haber yapılmayacaktı. Keza, Odatv’de diğer MİT şehidinin cenaze haberi yok. Zira, o şehirde muhabirimiz yok. Bu bile, bizim MİT mensubu ifşa etme gibi kastımız/planımız olmadığının, sadece gazetecilik saikiyle hareket ettiğimizin kanıtıdır” dedi.

'BİLİYORDUK'

Barış Terkoğlu da şu ifadeleri kullandı: “Biz Odatv’deki haberlerimizde, Barış Pehlivan ile yazdığımız kitaplarda, ben yazılarımda yargıdaki olağandışı işlerden bahsediyorduk. Adliyeleri esir eden grupların adaletin hükmünü değil, kendi özel gündemlerini icra ettiğini anlatıyorduk. Açık söyleyeyim, bizi cezalandırmak için sebep yaratılacağını biliyorduk. İddianamede gördüğümüz ikinci ve üçüncü imzalar 'biz de tam da bunu kastetmiştik' dedirtti.”

'SAKINCA OLMADIĞINI DÜŞÜNDÜM'

Haberi yazan Hülya Kılınç da şunları söyledi: “Köy camisinden kaldırılan cenazeye kaymakamından belediye başkanına, milletvekiline, ilçe siyasi parti temsilcilerine, köy halkına kadar yüzlerce insanın katılmış olması, MİT’in çelenk göndermesi, cenaze töreninde fotoğraf çekilmemesi, görüntü alınmaması gibi cenazede herhangi bir tedbir alınmaması veya hiç kimseye herhangi bir ikaz yapılmamış olması, sosyal medyada 19 Şubat 2020 tarihinden beri yapılan paylaşım, fotoğraf ve haberlerde açıkça MİT personelinin kimliği, görevi, defnedildiği yer, cenaze törenine katılanlar, fotoğraf paylaşımları ve haberleri de göz önünde bulundurarak cenazenin gizlilik içerisinde değil, herkesin katıldığı açık bir cenaze olduğuna ve şehit MİT personelinin haberini yapmamda bir sakınca olmayacağına kanaat getirdim.”

3 KİŞİ TAHLİYE EDİLDİ

Çağlayan Adliyesi’nde görülen ilk duruşmanın ardından 34. Ağır Ceza Mahkemesi, OdaTV Haber Müdürü Barış Terkoğlu, Yeni Yaşam gazetesi yöneticileri Ferhat Çelik ve Aydın Keser hakkında adli kontrol şartıyla tahliye kararı verdi.

Sonraki Haber