Mithat Sancar'ı temsilcisi yalanlıyor
HDP Genel Başkanı Mithat Sancar'ın 'PKK ile ilişkimiz yok' sözleri üzerine Temsilci Giran Özcan kendi ağzından PKK'yı 'Kürtlerin tanınması ve hakları için savaştığını iddia eden siyasi/askeri bir örgüt' olarak tanımladı.
CNNTÜRK'te Gece Görüşü programında, HDP Genel Başkanı Mithat Sancar'ın "PKK ile ilişkimiz yok" sözü tartışıldı. Hukukçu Ruşen Gültekin, Sancar'ın açıklamasıyla andı saatlerde HDP Amerika Temsilcisinin sosyal medyada PKK'yı öven paylaşımlar yaptığını belirtti. Gültekin “PKK ile Kürt'leri bir tutan HDP'li temsilcinin attığı tivit varken biz nasıl inanacağız Mithat Sancar'ın açıklamalarına?” diye sordu.
Gültekin şöyle konuştu: “Hukukun tam uygulandığı bir ülkede, HDP gibi PKK teröristleri ile arasına çizgi çekmemiş, uyarılardan sonra bu açıklamaları yapmak zorunda kalmış bir siyasi partinin genel başkanı çok da dikkate alınmazdı. 30 bin kişinin katili, bebek katili Abdullah Öcalan'a terörist diyemeyen bir siyasi partiden bahsediyoruz. Başka bir programda, başka bir sunucu bir HDP'li milletvekiline 'PKK'ya terör örgütü diyebiliyor musunuz?' diye sorunca bu soruya cevap vermeden başka bir konuya geçti. Bu benim için önemli bir kıstas. PKK benim askerimi, benim öğretmenimi, herkesi şehit etmiştir. Emperyalizme hizmet etmiştir. Bu noktadan çıkacak bir siyasi parti olmaz, dolayısıyla bugüne kadar yargı görevini yapmadı. Kapatmalıydı bu partiyi.” Kapatıldıktan sonra yeni bir parti kurulması konusunda da “Yerine başka bir fraksiyon gelecekse de teröre karışanlar dışında, bu milletin tümünü kapsayacak, tümüyle ilgili politika yapacak bir siyasi parti olurdu” dedi.
Gültekin, Türk askerinin Suriye'nin kuzeyinde terör koridorunu ortadan kaldırmaya çalıştığını, askerlerimizin şehit olduğunu belirterek HDP'ye “Türkiye Afrin'de operasyon yaparken sen neredesin?” diye sordu.
HDP TEMSİLCİSİ: PKK TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİL
Gültekin'in sözünü ettiği HDP Amerika Temsilcisi Giran Özcan “PKK var olduğu için Kürtler bombalanmıyor! PKK var çünkü Kürtler bombalanıyor!” ifadelerini kullanmıştı. Özcan öncesinde bir başka hesaba ait şu notu da sayfasında takipçileriyle paylaşmıştı: “PKK terör örgütü müdür? sorusunun cevabını yıllar önce Tahir Elçi, Ahmet Hakan'ın programında net olarak söyledi: Değildir.. Bedelini de canıyla ödedi... Bunu bilip bu soruyu sormak alçaklıktır. Nokta... Rezil önce Tahir Elçi neden öldürüldüyü sor! Terörist onu öldürenlerdir.”
Özcan 16 Nisan'da da TRT World Politika Uzmanı Yusuf Erim ile atışmasında tartışma yaratan ifadeler kullanmıştı. Erim Özcan'a hitaben “Sayın Özcan'ın görevi nedir ve PKK hakkındaki görüşü nedir? Bir terör örgütü olarak mı tanıyor? Kayda gidip tweet atabilir mi?” sorularını yöneltti. HDP'li Özcan'ın yanıtı şöyle oldu: “PKK, on yıllardır Kürtlerin tanınması ve hakları için savaştığını iddia eden siyasi / askeri bir örgüt. Hayır, bunu terör örgütü olarak tanımıyorum. Evet, yaptım.”
'YÜRÜYÜŞ İTTİFAK HAZIRLIKLARININ PARÇASIYDI'
HDP Eş Başkanı Mithat Sancar, BBC Türkçe'nin sorularını yanıtladı. Yürüyüşün devamının nasıl geleceği sorulduğunda Sancar “Bizim bu yürüyüşümüz aslında 1 Haziran'da, Eş Başkanımız Pervin Buldan'la birlikte İstanbul'da açıkladığımız tutum belgesi ile bağlantılı bir programın parçasıydı” dedi. Sancar şöyle devam etti: “1 Haziran'dan 1 Eylül Dünya Barış Günü'ne kadar sürecek 3 aylık bir demokratik mücadele programı hazırladık ve yürüyüşümüz de bu programın ilk etabıydı; dolayısıyla milletvekilliklerinin düşürülmesi üzerine ansızın karar verilerek planlanmış bir çalışma değildi. Tutum belgemizle amacımız, iktidarın her gün yenileriyle karşılaştığımız antidemokratik uygulamalarına karşı genel bir demokrasi mücadelesi çağrısı yapmaktı. Biz buna 'demokrasi ittifakı' da diyoruz.”
“Demokrasi ittifakı çağrısı yaptınız ama bu mekanizmayı yaşama geçirmek için ne gibi adımlar atacaksınız? Örneğin siyasi partilerle görüşmeler olacak mı?” sorusuna şöyle yanıt verdi: “Tabii, bu yürüyüşteki işlerden biri de buydu. Mesela ben, yürüyüşün Hakkari kolunda bulundum. Ama bir hafta öncesinde MYK üyelerimiz ile milletvekillerimizi bölgeye göndermiştik. Onlar söz konusu güzergâh boyunca çalışma yaptılar. Çeşitli kuruluşlarla görüşmeler gerçekleştirildi ve onların da önerilerini alıp, ortak bir mekanizma kurma imkanını değerlendirdik.
“Mesela ben Van'da baroyla görüştüm, arkadaşlarımız da diğer kuruluşlara ziyaretler gerçekleştirdi. Aynı şey, Edirne'den başlayan yürüyüşün İstanbul ayağında da yapıldı, 2-3 gün boyunca bu görüşmeler sürdü. Bileşenlerimizle, ittifak içinde olduğumuz partilerle ve ittifak yapmadığımız ya da bileşenimiz olmayan partilerle de görüştük.
“Sonraki aşamalarda benzer görüşmeleri daha üst düzeyde de gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Yani eş başkanlar düzeyi de dahil olmak üzere diğer kuruluşların başkanları ve yönetimleriyle görüşeceğiz. Bu görüşmelere elbette Meclis'te grubu bulunan veya temsil edilen partileri de katacağız. Ama bu partilerden kastımız esas olarak muhalefet partileridir. Bizim amacımız, muhalefeti, bir bütün olarak demokrasi zemininde bir mücadele ortaklığına davet etmektir.”
KAPATMA İHTİMALİNE KARŞI HAZIRLIK
Sancar'a 'Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek HDP'nin kapatılması çağrısı' hatırlatıldı. Sancar “Doğrusu Vatan Partisi'nin yaptığı çağrıyı ciddiye almamızı kimse beklemesin bizden. Vatan Partisi bizim muhatabımız olamaz. Bizim muhatabımız Türkiye toplumudur. Girdiği bütün seçimlerden binde iki oy alan bir partinin çıkıp da 6 milyon seçmeni olan bir partinin kapatılması için kampanya yürütmesi herhangi bir ciddi demokratik ülkede sanırım sadece mizah dergilerini ilgilendirirdi.
“Parti kapatmanın bu ülkeye neye mal olduğunu ve bu yöntemi harekete geçiren iktidarların nasıl bir siyasi fatura ödediklerini de hatırlatalım. Biz işimize bakıyoruz, kendi yolumuzda yürüyoruz. Bu tartışma bizim dışımızdadır. İktidar bütün yargı organlarını kontrol ediyor; böyle bir politika gerçekleştirirse kendi tercihleridir ama biz halkımızla ve teşkilatlarımızla birlikte çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu ihtimallerin hepsini de masamıza koyup, hazırlıklarımızı yapıyoruz.”