Müzakerelere giderken Avrupa’nın tutumu
Yeni müzakerelere giderken Avrupa’nın tutumu savaşı sürdürmeye yönelik. Daha önce de İstanbul görüşmelerinde İngiltere anlaşmaya mani olmuştu. Kalıcı ateşkes ve barış için Ukrayna’nın gerçekliği kabul edecek bir devlet başkanına ihtiyacı var
RUSYA ve Ukrayna arasındaki müzakerelerin bugün İstanbul’da yapılması bekleniyor. Türkiye, Rusya, Ukrayna, ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya’dan yetkililer müzakerelerde olacak. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan müzakereler öncesinde Ukrayna’yı ziyaret etti ve temaslarda bulundu.
ÖNCEKİ YAŞANANLAR TEKRAR EDİLMEMELİ
Savaş başladıktan sonra ilk görüşmeler yine İstanbul’da yapılmıştı. Türkiye’nin arabuluculuğunda yapılan görüşmelerde anlaşma “direkten dönmüştü.” O dönem İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’e savaşmasını ve ona destek olacaklarını söylemişti. İmzalar atılacakken Zelenskiy, Johnson’un bu sözlerine uyarak anlaşmadan vazgeçmişti. Sonuç Ukrayna için ağır oldu. Savaş daha da şiddetlendi ve Ukrayna yüz binlerce askerini, topraklarını kaybetti. Kaybetmeye de devam ediyor.
Bu görüşmelerde ise bunun yaşanmaması gerekiyor. Türkiye burada barışta ısrar etmesi ve Ukrayna’nın savaşa devam etmesini isteyen Avrupalılara engel olması gerekiyor. Bu hem bölgenin istikrarı hem de Türkiye’nin iki ülkeyle olan ilişkilerine de olumlu yansıması açısından önemli.
MACRON SAVAŞTA ISRARCI
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Ukrayna’nın “terk edilmesine” karşı olan liderlerden birisi. Cuma günü Macron, ABD'yi, Çin ile olası bir çatışmaya odaklanmanın Ukrayna'yı terk etme pahasına olması halinde tehlikeli bir çifte standart riskiyle karşı karşıya kalacakları konusunda uyardı.
Macron bu açıklamaları, ABD'nin askerlerini Avrupa'dan çekerek Hint-Pasifik bölgesine kaydırmayı düşündüğü bir dönemde yaptı. Macron, Ukrayna'yı terk etmenin, Tayvan konusunda Çin ile olası bir çatışmayı caydırma konusunda ABD'nin güvenilirliğini er ya da geç azaltacağı uyarısında bulundu.
İNGİLTERE’NİN BARIŞI BOZMA GİRİŞİMLERİ
İngiltere Ukrayna’yı silahlandırma ve savunma işbirliğini derinleştirme konusunda en “cesur” adımları atan ülkelerden biri. Geçen hafta Kiev'de düzenlenen beşinci Birleşik Krallık-Ukrayna ticaret heyetinde yer alan 51 Birleşik Krallık ve uluslararası firma, bugüne kadar Ukrayna'ya giden en büyük Birleşik Krallık heyeti olarak savunma işbirliğini derinleştirdi.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, İngiliz ve Fransız birliklerinin ABD desteğiyle "barış gücü" olarak cepheye konuşlandırılmasını içeren bir "istekliler koalisyonu" önermişti. Bu, NATO'yu Rusya'nın açık ve anlaşılır bir kırmızı çizgisini aşarak Rusya'nın sınırlarına kadar getirme önerisi anlamına geliyor. Ayrıca İngiltere, Kiev'e silah sevkıyatını hızlandırdı ve ABD'den gelen tedarikin kesilmesi halinde Ukrayna'nın istediği sürece savaşmaya devam edebilmesini sağlamak için diğer Avrupalı güçlerle birlikte çalıştı. Üstelik tedarik edilen silahlar artan bir saldırı kapasitesine sahip ve İngiltere'yi doğrudan savaşa sürükleme riski taşıyor.
ZELENSKİY’İN İMKANSIZ TALEPLERİ
Ukrayna Devlet Başkanı, Kırım da dahil ol-mak üzere Rusya’nın kontrol ettiği bölgeleri pazarlık konusu olmadan geri almak istiyor. ABD Başkanı Donald Trump da dahil birçok Batılı yetkili böyle bir durumun artık imkansız olduğunu söylüyor. Hatta bazı Batılı yetkililer Zelenskiy’e bu topraklardan artık vazgeçmesi gerektiğini belirtiyor. Buna rağmen Zelenskiy bu konuda ısrar ediyor. Kırım başta olmak üzere Donbass, Zaparojiya ve Herson bölgeleri Rusya’nın bu savaştaki kırmızı çizgileri. Rusya defalarca buralardan vazgeçmeyeceğini söyledi. Ve Kırım dışındaki bölgelerde ise çoğunlukla kontrol Rusların elinde.
2014 ve 2015 Minsk Antlaşmaları ile özerklik verilmesi gereken bölgelere konusunda Ukrayna’nın ayak diremesi üzerine Rusya bu bölgeleri ele geçirmişti. Şimdi Avrupa Zelenskiy’e “Topraklarını verme” diyerek ısrar ediyor. Zelenskiy’nin bu gerçekliği olmayan taleplerde ısrarcı olması barışın önünde bir engel.
SAVAŞIN AVRUPA EKONOMİSİNE ETKİSİ
Üç yılını deviren savaş özellikle Avrupa ekonomisini olumsuz yönde etkiledi. On milyarlarca avro kaynak Ukrayna’ya akıtıldı. Avrupa Ukrayna’ya destek vermek için savunma harcamalarını artırdı. Sadece AB’nin Ukrayna’ya desteği 140 milyar avroyu aştı. Bu, başta Rusya’ya karşı olan Avrupa kamuoyunda bir süre sonra rahatsızlığa neden oldu. Almanya, Fransa, İngiltere gibi Avrupa’nın büyük ekonomilerinde Rusya ile dostluğu savunan partilerin oyu arttı. Milyonlarca göçmen alan Avrupa ekonomik ve sosyal sorunlar yaşamaya başladı. Ukraynalı göçmenlere karşı Avrupa kamuoyunun bakış açısı değişti. Avrupa kamuoyu artık Ukraynalıların evlerine geri dönmelerini istiyor.
Tüm bunlar dikkate alındığında Avrupa’nın bir karar vermesi gerekiyor. Ya imkansız bir savaşa devam ederek kendi birliğini de riske atacak ya da savaşı bitirerek barış ve huzuru sağlayacak