Nâzım'a 'bir zavallı vesilesin' dedirten olay! Nâzım Hikmet'in Peyami Safa'yla kavgası

Nâzım Hikmet'in 'bir nokta bile değil, bir küçük, eğri virgül, bir zavallı vesilesin!.' diye bahsettiği Peyami Safa'yla olan kavgası merak konusu oldu. Nâzım Hikmet'e bu dizeleri yazdıran olay neydi? Nâzım Hikmet Peyami Safa'yla neden kavga etti?

Nazım Hikmet'in "bir nokta bile değil,bir küçük, eğri virgül,bir zavallı vesilesin!." dizelerini kimin için yazdığı merak konusu oldu. İki yazarın sıkı dostluğu, onulmaz bir düşmanlığa dönüştü. Nâzım Hikmet'in Peyami Safa'ya yazdığı "Bir Provokatör Üstünde Hiciv Denemeleri" şiirinin hikâyesi.

NÂZIM HİKMET VE PEYAMİ SAFA KAVGASI: ZAVALLI BİR VESİLESİN

1920'li yıllarda Nâzım Hikmet Ankara'da tutukludur. O dönemde yeni yeni tanınmaya başlayan Nâzım Hikmet'in Yanardağ adlı şiiri Peyami Safa'nın yönettiği Cumhuriyet gazetesinin edebiyat sayfasında yayınlanır.

Peyami Safa'nın bu kararı tepkilere neden olur ve Safa, görevinden ayrılmak zorunda kalır. Cumhuriyet Gazetesi ise okurlarından şu ifadelerle özür diler:

“Mahkum bir adamın kaleminden çıkmış olan 'Yanardağ' adlı manzume, gazetemizin dünkü nüshasında, yazıişleri müdürüne gösterilmeden yayımlanmıştır. Mesleği mesleğimize katiyyen uymayan bir muharrire ait olan manzumenin gazetemizde yayımlanmış olmasından dolayı, okurlarımızdan özür dileriz.”

İşte Nâzım Hikmet'le Peyami Safa'nın arkadaşlığı böyle başlar. Hapisten çıkıp İstanbul'a döndüğünde Peyami Safa'yı arar.

1928 yılında Moskova'dan dönen Nazım o zaman Sabiha Sertel-Zekeriya Sertel çiftinin çıkardığı Resimli Ay dergisinde çalışır. Peyami Safa da aynı dergide yazar.

NÂZIM PEYAMİ SAFA'YI KAZANMAYA ÇALIŞIYORDU

Sabiha Sertel, Nâzım Hikmet'in Peyami Safa'yı kazanmak sevdasına tutulduğunu dile getirir. Sertel'in aktardığına göre Peyami Safa, Nâzım'la görüşmeye başladıktan bir müddet sonra Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'nu yazar:

“Nazım yeni bir edebiyatın temelini atmakla kalmıyor, aynı zamanda sosyalizm davasına yeni unsurlar kazanmaya çalışıyordu. Bir zamanlar Peyami Safa'yı da kazanmak sevdasına tutulmuştu. Peyami o zamana kadar vasat hikayeler, romanlar yazardı. Nazım'la temasa geçtikten bir müddet sonra Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanını yazdı. Nazım, Resimli Ay'da bu kitabın tenkidini yaparken, Peyami'yi övüyor, kendi sanat görüşünü belirtiyordu.”

Gerçekten de Peyami Safa, bu önemli eserini Nâzım Hikmet'e ithaf eder. Nazım Hikmet'e "kara sevda ile" kitabını imzalar.

PEYAMİ SAFA'DAN NÂZIM HİKMET ÖVGÜSÜ

Safa, Nâzım'dan “O sadece ağlamayan ve haykıran zekasının malzemesini eski insanlıktan aldığı halde çatısını yeni bir teknikle kuran, ona müstakbel dünyaların rengini veren büyük bir kafa mimarıdır.” ifadeleriyle bahseder.

YOL AYRILIĞI: PEYAMİ SAFA'NIN PARA İMASI

Resimli Ay dergisinin Putları yıkıyoruz başlıklı sayısı

İki yazar arasındaki ilk kırılma Peyami Safa'nın Resimli Ay'da Nazım Hikmet'in 'Jokond ile Sİ-YA-U'sunu eleştirmesiyle yaşanır. Ancak esas tartışma Safa'nın Sovyetlerden para alındığını ima etmesiyle yaşanır. Peyami Safa, Nâzım Hikmet'e "Gelen paraları kimler alıyor" diye sorar. Nâzım bu sözü asla unutmaz.

Nâzım Hikmet, 5 Ocak 1935 tarihinde Akşam gazetesinde Orhan Selim mahlasıyla "İt ürür kervan yürür" başlıklı bir yazı yayımlar.

'PEYAMİ SAFA NÂZIM HİKMET'İ KISKANIYORDU'

İki yazarın kavgası ise Zekeriya Sertel'in çıkardığı Tan gazetesinde başlar. Sertel, Peyami Safa'nın Nazım'ın çevresinde yarattığı etkiyi kıskandığını belirtir ve yaşanan kavganın özünü şöyle anlatır:

"Nazım, daha çok komünizmi yaymak ve etrafındakileri komünizme kazanmak endişesindeydi... Bu konu Peyami Safa'yı çileden çıkarıyordu. Peyami çok zeki ve kabiliyetli bir gençti... Nazım onu davaya kazanmaya çok önem veriyordu... Fakat Peyami zeki olduğu kadar da kötü ruhlu bir adamdı. Çok içki içer hatta esrar kullandığı bilinirdi... Nazım'ın çevresinde yarattığı etkiyi kıskanır, onun ak dediğine mutlaka kara derdi.."

Peyami Safa'nın bir akşam sofrasında Nâzım Hikmet'in şiirleri hakkında "Artık Nazım okunmuyor, yazıları bakkal ağzı, sütçü narası gibi sözlerle dolu" ifadelerini kullanması kavganın fitilini ateşler.

Nâzım, bu sözlere hem Tan gazetesinde hem de Akşam gazetesindeki köşesinden yanıt verir. Tan gazetesinde Kahve-Gazino Entelektüelleri, Akşam gazetesinde ise yazının başlığı 'Entelektüel'dir.

NAZIM'IN SAFA'YA YANITI

Nazım Peyami Safa'nın sözlerine şöyle yanıt verir:

"Entelektüellerin çoğu bir bakıma gramofon plakları gibidirler. İçlerine neyi doldurmuşlarsa onu çalarlar... Tavuğun, sığırın küçüğü, civcivi, palazı, danası güzeldir. Entelektüelinse büyüğü."

Orhan Selim, birkaç gün sonra Tan'da çıkan 'Eski Dost' başlıklı yazıda Peyami Safa'yla olan dostluğuna atıfta bulunarak şu ifadeleri kullanır:

"Dostluk şarap gibi değildir. Yıllandıkça güzelliği, tadı artmaz çok kez... Tersine yılların içinde durgun su gibi kurtlanır, yosunlanır, tortulanır. Bunun için de düşmanların büyüğü çoğu kez eski dostlardan çıkar."

PEYAMİ SAFA'DAN NÂZIM'A YANIT

Nâzım Hikmet'in eleştirilerine Peyami Safa'dan 23 Haziran 1935'te Tan gazetesinde yanıt gelir. Peyami Safa, Nazım Hikmet'i 'dışarıdan aldığı telkinleri dile getiren bir softa' olarak niteler:

"İçinde hep sürü insiyakları teptiği için şahsiyetten mahrum, insana en uzak insandır bu... Nüfusunu gerçekten artırmak isteyen bir memleket, bunların sayısını azaltmakla işe başlamalı(dır).."

Bu tartışmalar devam ederken Peyami Safa Nâzım Hikmet için şu ifadeleri kullanır:

"Evvelce müdafasını yaptığım Nazım Hikmet'in bu kadar mayasız, cevhersiz ve bomboş olduğunu ben bu polemiğe başlarken bilmiyordum."

Peyami Safa'nın bu satırları 19 Ağustos 1935 tarihli Hafta'da yayımlanır.

NÂZIM HİKMET BU DİZELERİ PEYAMİ SAFA İÇİN YAZDI

Nâzım Hikmet 1 Eylül 1935 tarihinde Aydabir dergisinde Peyami Safa'ya ithafen 'Bir Provokatör Üstüne Hiciv Denemeleri'ni yayınlar. Bu şiirde Nâzım, Peyami Safa'dan 'bir zavallı vesilesin!..' diye bahseder.

Sen çıkmadın

çıkardılar karşıma seni!

Kıllı, kara elleriyle tutup enseni

gövdeni yerden bir karış kaldırdılar,

sonra birdenbire

bırakıp yere

seni pantolonumun paçasına saldırdılar.

Bir düşün oğlum,

bir düşün ey yetimi Safa

bir düşün ki, son defa anlıyabilesin :

Sen bu kavgada

bir nokta bile değil,

bir küçük, eğri virgül,

bir zavallı vesilesin!..

PEYAMİ SAFA'NIN YANITI

Peyami Safa ise bu şiire şu dizelerle yanıt verir:

Gel bakayım,

lüle lüle, kıvrım kıvrım, samur saçlı,

pamuk tenli, al yanaklı sarı papam,

gel bakayım anam babam,

gel bakayım yetimlikle maytap eden paşa zadem,

güzel âdem!

Bre toprak altında yatan

büyük Türk ölülerine çatan

bre tümen tümen kıtır bom

bre tümen tümen palavra

bre işçiye yalan

ölüye iftira atan

sağı sola katan

bre kaltaban

bre Türk düşmanı, bre vatan

haini şarlatan!

Sen artık buralarda

kolay dikiş tutturamazsın

sahte komintern taktikalı

dolmalarını yutturamazsın.

Çekil!

Bugün yaptığın gibi

Metr-Goldvin-Mayer şirketinin

İstanbul kolunun başına dikil.

Yüzünden maskeni, başından kasketi at

sermayenin altına yat!

Yerini şimdi buldun işte :

Hak berekât versin, asilzadem,

Sonraki Haber