Paylaşılmayan ev içi roller işçi kadını hasta ediyor

Kadınlar hem evde hem işte çalıştıklarından sağlık sorunlarıyla boğuşmak zorunda kalıyorlar. Yapılan araştırmaya göre kadın işçilerin yaklaşık yüzde 80'inde boyun ve bel ağrısı görülüyor. Evli olanlarda kas iskelet hastalığı yaşayanların oranı ise yarı yarıya daha fazla

Birleşik Metal-İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi’nin (BİSAM), “Elektrik-Elektronik Sektöründe Çalışma Koşulları ve Toplumsal Cinsiyet Rollerinin Kadın İşçiler Üzerindeki Etkileri: İşyeri Vaka Analizi” başlıklı bir rapor yayımladı. Raporda, işçi sağlığı ve güvenliği, toplumsal cinsiyet, imalat sanayindeki kadınların sorunları gibi başlıklardaki sorunlara dikkat çekildi.

Rapora göre; ülkemizde işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında yürütülen çalışmalarda, kadın işçilerin toplumsal cinsiyet rolleri görmezden geliniyor. Kadınlar çalışma yaşamının içine girdiklerinde çocuk bakımı, yaşlı bakımı ev içi işler gibi yüklerinden kurtulmuyor, hem işlerini hem de cinsiyet rollerini birlikte götürmeye çalışıyorlar. Böylece kadınlar hem evde hem işte çalıştıklarından, normal çalışma sürelerini çok çok aşıyor. Bu durumun kadın işçi sağlığı üzerine olumsuz etkileri oluyor.

Araştırma sendikanın örgütlü olduğu, elektrik-elektronik alanında klemens yapan ağırlıklı kadın işçilerin bulunduğu 5-7 kişiden oluşan montaj hatlarında üretim yapan bir işyerinde yapıldı. Anket çalışmasına montaj hattında çalışan 95 kadın işçiden 78’i katıldı. Kadın işçilere “medeni durumları, ev içi organizasyona hane halkından kimlerin dâhil olduğu, iş günü içinde ve izin günlerinde yaptıkları rutin işler, kendilerine ayırdıkları zamanı, ekonomik gelirlerini kendileri için kullanıp kullanmadıkları” gibi sorular yöneltildi.

YARISINDA EV İÇİ İŞ YÜKLERİ PAYLAŞILMIYOR

Raporlanan sonuçlara göre; evli olan kadın işçilerin üçte ikisi işlerin planlamasını tek başına yapıyor. Kadın işçilerin tamamı iş günlerinde evde yemek, temizlik, çocuk bakımı, ev toplama, bulaşık, çamaşır, ütü gibi ev işlerinden en az birini yaptığını ifade ediyor. Kadın işçilerin yarısı ev içi yüklerin paylaşılmadığını söylüyor. Ev içi yüklerin paylaşıldığını söyleyenler toplamın yarısı iken, evli olanlarda bu oran dörtte bire gerilemektedir. Evli olmayan beş kadın işçiden dördü kendilerine haftada 8 saat ve üzeri zaman ayırırken evli olanların yarısı ayırabiliyor.

ÜÇTE İKİSİ İSKELET SORUNU YAŞIYOR

49 kadın işçinin 14’ü kayınvalide ya da anne desteği alıyor. Altı saatin altında uyku uyuyan kadın işçilerin sağlıkları daha kötü. Kadın işçiler arasında evli olup işlerin planlanmasında ortak karar alanlar, almayanlara göre, kendine zaman ayıranlar, ayıramayanlara göre, ev içi yükü paylaşanlar, paylaşmayanlara göre kendini daha sağlıklı hissediyor. Kadın işçilerin üçte ikisi ise kas iskelet sorunu yaşıyor. Bunu nörolojik sorunlar izliyor. Kadın işçiler yüzde 78 boyun, yüzde 76’sı bel, yüzde 61.5’i sırt ve yüzde 69’u baş ağrısı yaşıyor. Fazla mesai yapan kadın işçilerde kas iskelet hastalığı oranı yüzde 38 iken yapmayanlarda yüzde 14. Toplam çalışma süresi 8 yıl ve üzeri kadın işçilerde kas iskelet hastalığı yaşayanların oranı yüzde 41 iken altında olanlarda yüzde 20. Evli olanlarda kas iskelet hastalığı yaşayanların oranı yüzde 39, evli olmayanlarda ise yüzde 14. Buna karşın evli olmayanlarda omuz ağrısı evli olanlara göre daha sık karşılaşılan bir durum olarak ortaya çıkıyor.

CİNSİYET EŞİTLİĞİ RUH SAĞLIĞI İÇİN DE ÖNEMLİ

Sendikanın görüşlerine yer verilen raporun sonuç bölümünde şunları kaydedildi: “İşyerlerinde yapılan risk değerlendirmelerinde, iş organizasyonlarında, ergonomi çalışmalarında kadınların toplumsal cinsiyet rolleri gözetilmeli, çözüm önerileri getirilmelidir. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin kadına yönelik ayrımcılığın önlenmesi, haklara erişim ve hakların kullanımının öneminin yanında kadın işçilerin beden ve ruh sağlığı açısından da önemli.

En çok kadın çalışan hizmet sektöründe

SALES NETWORK Topluluğu’nun yaptığı Satış Fonksiyonu Cinsiyet Dengesi Araştırması yayımlandı. 44 şirketin katıldığı araştırmada, FMCG (Hızlı tüketim ürünleri) sektörü, yüzde 19 ile satış departmanında ve yüzde 11 ile satışta yönetim kademesinde kadın çalışan oranın en düşük ölçümlendiği sektör oldu.

Hizmet sektörü yüzde 49 ile satış departmanında ve yüzde 37 ile satışta yönetim kademesinde kadın çalışan oranıyla en yüksek sonuçlara sahip sektör oldu. Perakende sektörü ise yüzde 37 ile satış departmanında kadın oranı “diğer” ve “hizmet” sektörlerinden sonra en yüksek sırada yer alırken, satışta yönetim kademesinde çalışan kadın oranında FMCG’den sonra yüzde 22 ile en düşük sektörlerden biri oldu. Perakende sektöründe satış departmanında kadın oranını etkileyen önemli unsurun saha ekiplerinin olduğu da yine sonuçlarda görüldü.

ALINACAK DAHA ÇOK YOL VAR

SALES NETWORK Topluluğu’nun kurucusu Ergün Güler “Sosyal hayatımızda satın alma kararlarının kadınlar tarafından verildiği açıkça görülmesine rağmen, satış karar mekanizmalarının ağırlıklı olarak erkeklerden oluşmasının çelişkili olduğunu düşünüyorum” dedi. SALES NETWORK Topluluğu sosyal projelerinden WiS Women in Sales Eşbaşkanı ve Pegasus Ticaretten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Güliz Öztürk ise “Araştırma sonuçlarının da ortaya koyduğu üzere, satış dünyasında kadınlar için alınacak daha ne kadar yol olduğunu gördük” ifadelerini kullandı.

Sonraki Haber