'Rüstem Avcı Aydınlık'a konuştu: Balkanların ağıtı bile insanda oynama isteği yaratır'

'Balkan insanı hüznü ve sevinci yaşamda birleştirebilmiştir. Rumeli türkülerinde acizlik yok, bir diriliş bir uyanış var. Evet Balkan ülkelerinin birçoğunda insanlar baskılar görmüş, ezilmiş, horlanmış ama hiçbir zaman ümitlerini yitirmemişler'

Bu hafta TRT sanatçımız İbrahim Can ile birlikte TRT sanatçımız Rüstem Avcı ile söyleşimize bir ağıt ile devam ediyoruz. Değerli Rüstem Avcı, Rumeli türkülerinin yapısını, köklerini ve Türkiye ile benzerliklerini anlattı. Bir Rumeli ağıtını dinlerken halay çekme isteğinin nedenlerini irdeliyor. Ayrıca her hafta olduğu gibi türkümüzün derleme sürecini anlattı:

· TRT’de ya da başka kurumda yönetici olarak görev aldınız mı?

TRT’de programlar yaptım. 1986-1988 arası iki yıl “Gönlümüzün Dilinden, Sazımızın Telinden” açıklamalı haftalık bir program yaptım. Bu program için bütün sanatçılarla söyleşiler yaptım. Konularına göre işledim. Mesela üç program Türk kahvesini işledim. İki program Gaziantep folklorunu işledim. Pir Sultan Abdal’ı işledim. Değişik konulara yer verdim. TRT’de çalışırken Bedrettin Dalan’ın İstek Vakfı’nda korolar kurdum. Dersler verdim. Bağlama dersleri verdim. Derneklere, İstanbul Türk Folklor Kurumu’na devamlı gittim dersler verdim. Bütün Balkan derneklerinin fahri üyesiyim. Çağırıyorlar geceye, konsere vb. “Ne verelim” diyorlar, ben de “paranız yoksa üste ben ne vereceğim onu söyleyin” diyorum.

KIRIM TÜRKÜLERİ İLE BALKAN TÜRKÜLERİ AYNI

· Rumeli veya Balkan türküleri hangi coğrafyayı kapsıyor?

Rumeli veya Balkan türkülerinin derlendiği bölgelerin ve yörelerin haritasını çıkararak başlayalım. Avrupa yakasından alıyoruz, Balıkesir, Çankırı, Ege’nin bir kısmı, ondan öte Batı Trakya ve Girit adasına kadar gidiyoruz. Bulgaristan, eski Yugoslavya, Kırım ve Romanya….

Rumeli türküleri, benim anladığım kadarıyla bu harita içerisinde kalan ülke ve yörelerden oluşuyor. Geniş bir alan. Küçük farklılıklar gösterse de genelde Rumeli’nin özelliğini gösterirler.

Mesela Kırım türküsünü dinlediğinizde aynen Rumeli türküsü gibi, ama sadece şive farkı var. Romanya türküsünü dinliyorsun Bulgaristan ve Kırım türküsüne çok yakın. Yugoslavya’ya bakıyorsunuz dil, şive biraz farklı, ama zenginliği aynı, ahenk, uyum aynı, Batı Trakya türküleri de aynı özelliği gösteriyor. Yalnız Batı Trakya’da biraz daha klasik Osmanlı müziği hakim.

BALKAN TÜRKÜLERİ HÜZÜN İLE SEVİNCİ BİRLEŞTİRİYOR

· E.A. Rumeli türkülerinin ana temaları nedir?

Sadece hüzün, acı, gurbet değil. Bunlar da var ama Rumeli türkülerinde bir hareketliliğin olduğunu görüyoruz. Türkülerde sadece bir aşk teması yok. Mesela yakın zaman şarkılarına baktığınızda bir aşk sunuşu var. Oysa eski türkülere baktığınızda bir olay vardır. Genelde acı, hasret, yaşanmış ve ayrılık olanı var. Zaten türküler olaylar üzerine çıkıyor. Her türkünün bir hikayesi var. Kimi hikayeler günümüze kadar gelmiş kimisi de türkü olarak kalmış. Mesela bir türkü dinletiyoruz TRT'de "Gitme Hamdi’m gitme sen bugün oduna" diyor. Türküyü incelediğinizde baştan sona ağıt olduğunu görürsünüz. Hamdi öldürülmüş, ona yakılmış bir ağıt. Ama söylerken, ağıtı dinlerken oynayası geliyor insanın ve oynanıyor da. Balkanların ağıtı bile insanda oynama isteği yaratır.

· Neden?

Demek ki Balkan insanı hüznü ve sevinci yaşamda birleştirebilmiştir. Rumeli türkülerinde acizlik yok, bir diriliş bir uyanış var. Evet Balkan ülkelerinin birçoğunda insanlar baskılar görmüş, ezilmiş, horlanmış ama hiçbir zaman ümitlerini yitirmemişler. Hem hareketlilik hem de ezikliği hissetmek mümkün. Yani bir liriklik, bir özlem var. Bu bazen Anadolu’ya özlem olabiliyorken bazen de bir başka Balkan ülkesindeki yakınlarına karşı bir özlemin türkülerle dile geldiğine şahit oluyorsunuz.



TÜRKÜLER BİTMEZ, KAYNAK BİTMEZ

· Eskiden kaynak kişilere ulaşılmış ve derlemeler yapılmış. Günümüzdeki kaynak ve derleme çalışmaları konusunda neler söylemek istersiniz?

Kaynak bitmez, halk müziği zaten çağ değiştikçe o uyumu sağlar, eskiden at arabalarıyla gidiliyordu, şimdi artık son model arabalarla gidiliyor. Ulaşım çok daha kolay. Türkülerimiz oralarda duruyor. Yeter ki gidelim, kaynağından türkülerimize ulaşalım.

· Türkü yakmak nedir?

Türkü yakmak, bir olay üzerine o olayı ezgili anlatmak. Eskiden türkü yakıcıları vardı. Yakmak kelimesi yangını, acıyı ifade etmek içindir. Seni rahatlatıyor. Ciğerim yanıyor dediğinde ona türkü yakıyorsun, acısını hafifletiyorsun.

YUNANİSTAN VİZE VERMEDİ

· Kaset çalışmanız oldu mu?

İlk kasetim 1985 yılında çıktı. Adı Batı Trakya Türküleri. Kasetin kapağında da öyle bir resim vardı ki. Balkan haritası, Selanik, Trakya ama arada hiç sınır yok. Selanik’te de Atatürk’ün nüfus cüzdanının silueti. Bunun üzerine Yunanistan’dan bana “Türkiye’nin topraklarımızda gözü mü var” dediler. “Kültürde sınır” olmaz dedim. Başbakan Yıldırım Aktuna Selanik’e gittiğinde, heyetinde beni de görevlendirdi TRT’den. Vize almaya gittim, vize vermediler, gidemedim. Yıllar geçti, yeşil pasaport aldım. Ne zaman gidiyorsun dediler. Ramazan'da arife günü gideceğim dedim. Tamam deyip oğlum, kızım, eşim ve bana dört kişilik, on beş günlük vize verdiler. Orada akrabalarım var, her zaman gidemiyorum, vizeyi uzun süreli verin de gideyim dedim. Sen git gel de görelim sonra belki uzatırız dediler. Gittik… Arife günü eşimin dayısının evindeyiz. Siyah bir Mercedes araba geldi. “Ben Stelyo” dedi. “Buyrun” dedim. “Sen türkücüymüşsün. Benim gazinomda iki gece çıkar mısın? Ne istiyorsan vereceğim. Çünkü gelecek olan sanatçılar vize alamadı” dedi. Vize alamayan da İstanbul’dan Yunanca şarkı söyleyen Fedon. Gittik, çalgıcılar biz sana çalamayız dediler. Niye dedim. Biz “nato bilmeyiz” dedi. Yani nota. Vardar Ovasını çalın bu sesten dedim. Çaldılar, prova bitmiştir dedim. Abi diğerleri…Ben önden girerim siz arkadan çalarsınız dedim. Neyse çıktım sahneye. Salonun tamamı dolu ve Türk. Biletli, yemekli, içkili. Baktım iki kişi beni dikizliyor. Stelyo bunlar polis mi dedim. Evet dedi. “Vallahi abi sakın konuşma yapmayacakmışsın” dedi. “Tamam, konuşma yapmam” dedim. “Türkiye’den sevgi ve saygılar getirdik. Bayramınız kutlu olsun” dedim. Başladım hareketli türkülere. Üçüncü türküde polisler kayboldu. Cılız bir ses “Çanakkale” dedi. Dedim cılız bir sese ben bu türküyü söylemem. Ama bütün salon isterse söylerim. Bütün salon istedi, arkasından Osmanpaşa.

· Yurtiçi turnelerinden anılarınız var mı?

Türkiye’nin her yerinden davetler aldım ama daha çok festivallerde sahneye çıktım. Balkan Türkleri bütün Türkiye’ye yayılmış. O da bizim önderimiz Atatürk’ün güzel görüşü. Her yere yaymış ki kültürümüz güzelleşsin...

'BU TÜRKÜYÜ BULGAR TÜRK SANATÇISI SIDIKA AHMET’TEN DERLEDİM'

· “Yüksek Tepede Harman Tozu Savrulur” türküsünü nasıl derlediniz? Derleme sürecini anlatır mısınız?

Türkünün kaynak sesi Bulgaristan Şumnu Türk Tiyatrosu ve Sofya Radyosu sanatçılarından Sıdıka Ahmet. Kendisiyle İstanbul’da defalarca görüştüm. Birçok türküyü plaklarda seslendirmiş. Bulgaristan Türk kültürüne türkülerle katkıda bulunmuştur. 18 Ocak 1981’de derleyip notaya aldım. TRT repertuarına denetim için verdim. Kabul edildi. İlk yaptığım kasette de söyledim. Sıdıka Ahmet halen Şumnu’da türkülerimizi genç kuşaklara öğretmektedir.

Yüksek Tepede Harman Tozu Savrulur

Yüksek Tepede Harman Tozu Savrulur

Üvey Annem Üveyliğini Ayırır

Üvey Babam Ciğerimi Kavurur

Bağlantı:

Kullar Ölüp Öksüz Çocuk Kalmasın

Bu Dünyada Yetim Çocuk Kalmasın

Şimdi Benim Öksüzlüğüm Bilinsin

Ciğerlerim Delik Delik Delinsin

Gömleceğim Delik Delik Delinsin

Bağlantı

Bizim Köyün Develeri Geç Gelir

Akşam Olur Kardeşlerim Aç Gelir

Şimdi Bana Bu Ayrılık Güç Gelir

Bağlantı

Yöresi: Rumeli

Kaynak Kişi: Sıdıka Ahmet Kızı

Derleyen ve Notaya Alan: Rüstem Avcı

Makamsal Dizi: Hüseyni

Konusu-Türü: Ağıt

Ses Genişliği: 8 Ses

Sonraki Haber