Saime Cantürk Aydınlık'a konuştu: ‘Memleketimin üzerimdeki haklarını ödemek için çalışıyorum!’

Değerli sanatçımız Saime Cantürk ile tadına doyamadığımız söyleşimizin sonuna geldik. Ege’nin zeybekleri, kahramanlık hikayeleriyle coştuk.

Bu hafta Saime Cantürk hocamızdan kendi mücadelesiyle İzmir yöresi belediyelerden destek alarak korolar kurup, yönetmesinin ve sekiz bin kişilik 8 Mart korosunun hikayesini dinledik. Tanımaktan onur duyduğumuzu Saime Cantürk hocamıza bu güzel yolculuğunda üstün başarılar diliyoruz. Buyurun değerli sanatçımızın projesini birlikte dinleyelim…

Belediyede türkülerle ilgili bir çalışmanız var mı?

Çok büyük bir proje üzerinde çalışıyorum. Bu projeye göre Aydın'ın bütün il ve ilçelerinde dev koro oluşturacağız. Kentsel proje haline getirip belediyeye sunacağım.

Çok büyük bir alanda yapılması gerekiyor. İnşallah zamanı gelince onu da paylaşabiliriz sizinle. Amaç nedir biliyor musunuz? Türkü…

Bazen bana soruyorlardı;

-Siz radyoda ne iş yapıyorsunuz?

Ben de kendisine soruyordum;

“- Sen türkü biliyor musun?

- Biliyorum.

- Hangisini biliyorsun?

- Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar türküsünü biliyorum.

- Bunu nereden öğrendin?

- Nereden öğrendiğimi bilmiyorum” diyorlardı.

Radyo sanatçıları meşhur olma derdinde değil, türküleri öğretmek derdindedir. Türkülerimizi bizden önceki sanatçı ablalarımızdan, abilerimizden öğrendik. Biz de bundan sonrakilere öğretme mücadelesindeyiz. Biz bir öğretmeniz, türküyü doğru şekilde aktarmak için çalışıyoruz. TRT bir akademi, bir okuldur. Bazı sanatçıları halk daha fazla tanır. Saime Cantürk daha az tanınır. Benim görevim meşhur olmak değil, bu alanda hizmet etmektir. Söke Belediyesi'nde Meclis Üyesiyim. Meclis Üyeliğinden para kazanmıyorum. Türkü derlemekten de para kazanmıyorum. Aynı toprağı, suyu, havayı paylaştığımız memleketimin, benim üzerimde hakları vardır. İşte ben o hakları ödemek için buradayım.

8 BİN KADIN TÜRKÜ SÖYLEDİ

2015 yılı, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde 8 bin kişilik koro oluşturdunuz. Bu çalışmayı kısaca anlatabilir misiniz?

Her sene 8 Mart’ta Emekçi Kadınlar Günü’nde sahne alırdım. O sahnelerde kadınlarımız türküleri benimle birlikte söylüyorlardı. Bu benim için esin kaynağı oldu. Esasında türkülerimizin esin kaynağı kadınlarımızdır. Çünkü kadınlarımız çocuğu olduğunda ninniler söyler, türkü yakar. Çocuğu olmaz yine türkü yakar. Oğlu askere gider, türkü yakar; sevdalanır, türkü yakar; yakınını, çocuğunu kaybeder türkü yakar. Tabi erkekler de türkü yakar ama onların da esas kaynağı yine kadınlarımızdır. Ayrıca, ülkemizde kadınlar üzerinde yaşatılan baskılar, şiddet ve kadınların dört duvar arasında hapsedilmesi zihniyetine karşı türkülerimizle sesimizi İzmir’den duyurabiliriz diye düşündüm.

Amacım; İzmir’in her bölgesinden özellikle köylerimizde yaşayan cefakar emekçi kadınlarımızın, her meslek grubu ve her isteyen kadınımızın bu projeye katkı vermesini sağlamaktı. Sayıyı yüksek tuttuk. Katılımın yüksek olması için gece gündüz çalışmalarıma devam ettim.

Bu dev koro ile ilgili destek veren kuruluşlar var mıydı?

Birçok yerel yöneticilerimizle, İzmir’de bulunan yöre dernekleri, sivil toplum kuruluşları ve konservatuar öğretim üyesi arkadaşlarımla görüştüm. Birçok sanatçı arkadaşım bu projeye destek verdi.

Mali boyutunu nasıl karşıladınız?

Öncelikle ilçelerde komiteler oluşturdum. Bu komitelerdeki arkadaşlarım ve ben emeğimizi ortaya koyuyoruz. Ekonomik boyutunu çözmek için ise yerel yönetimlerden destek aldık.

Bu kadar büyük bir koroyu nasıl bir araya toplayıp, yönettiniz?

İlçelerin amatör koralarına ve sivil toplum örgütlerine gittik. Siyasi düşüncesi, dinsel inancı ve etnik kökeni ne olursa olsun buradaki ölçümüz kadına yapılan baskı ve şiddete karşı olmalarıydı. Ve bu baskıya, hep birlikte türkülerimizle cevap verilmesi projesine bütün kesimler olumlu yanıt verir diye düşündüm. Öyle de oldu.

Aslında her 8 Mart’ta emekçi kadınlarımız anılıyor ama bizim bu projemizin ana amacı özellikle kırsal kesimlerde ve köylerde tarlada, bahçede çalışan ve şehirlerde yapılan bu törenlerden haberi bile olmayan emekçi kadınlarımızla birlikteliğimizi yan yana, can cana birlik ve beraberlik içinde olduğumuzu onlara hissettirmek açısından önemli bir projeydi.

Umduğunuz gibi oldu mu?

Evet oldu. Çok büyük bir ilgi oluştu. 8 Mart 2018 Dünya Emekçi Kadınlar gününde, etkinliğin yapılacağı Karşıyaka, Bostanlı Pazaryeri erken saatlerde dolmaya başladı. 8 bin kişilik koro 17 farklı türküyü hep birlikte söyledi. Alan türkülerimizle çınladı. Umarım bir gün 80 milyonluk Türkiye korosu oluştururuz.

İ.Can: Sana çok teşekkür ediyoruz. Türkülere verdiğin emek, özverili çalışmaların beni çok duygulandırdı. Bu söyleşide seni daha yakından tanıdım, saygım daha da arttı. Türküleri ve türküler için mücadele edenleri çok seviyoruz. Araştırmalarının devamını ve hatta bu birikimi kitaplaştırmanı çok isterim.

NE MUTLU SİZE: TÜRKÜ SEVGİSİNİ YAYIYORSUNUZ

Son olarak Aydınlık okurları için ne mesaj vermek istersiniz?

Öncelikle çok teşekkür ediyorum. İbrahim Can arkadaşıma, Emine Hanım size. Gerçekten yaptığınız, büyük emek istiyor. Bu emeğinizin maddi karşılığı asla yok, mümkün de değil zaten. Bu bir sevda. Türkü sevgisini paylaşmak istiyorsunuz. Dünyada en güzel şey, sevgiyi paylaşabilmek. Siz de bunu yapıyorsunuz. Türkü sevgisini, kültür sevgisini paylaşıyorsunuz. Çok güzel hizmet veriyorsunuz.

Sevgisiz hiçbir şey olmuyor. Ne yaparsa yapsınlar, temelinde çiçek bile sevgiyle yetişiyor. Güzellikler paylaşıldıkça çoğalıyor, çirkinlikler azalıyor. Ben koyu bir Atatürkçüyüm. Eğer Mustafa Kemal Atatürk o hakları bize vermemiş olsaydı, ben ne sanatçı olabilirdim ne de bugün meclis üyesi... Kadın erkek ayrımı yapmıyorum ama lütfen kadınlarımız da erkeklerimiz de kazanılmış haklarına sahip çıksın.

Ve de ülkemizde barış, kardeşlik, dostluk içerisinde yaşamaya çalışalım.

Çünkü başka Türkiye yok, başka paylaşacağımız kültürümüz yok, başka türkülerimiz de yok.

Ben sizin şahsınızda emeği geçenlere, okurlara, bizi takip edenlere çok teşekkür ediyorum. Sevgilerimi, selamlarımı ve saygılarımı iletiyorum.

Bu güzel söyleşi için çok teşekkür ediyor, sağlıklı ve uzun ömür diliyoruz.

Alçak Yüksek Şu Tire'nin Damları

Alçak yüksek şu Tire'nin damları

Yol etti de gitti Gamaroğlu'nun (Emine'm de) ganları

Yörü de yörü a dilber sarı saçların sürünsün

Senin benim davalarım Ödemiş'te görülsün

Çaprazlı'ynan kavak dibi arası

Çok mu da goygun Gamaroğlunun yarası

İmamoğlu çok beklersin damları

Sonraki Haber