Sarper Özsan’ın bestelerini tozlu raflardan çıkaralım

Arp sanatçısı Zeynep Öykü, Sarper Özsan’ın eserlerini vefatının birinci yıldönümünde verdiği şan konserinde seslendirdi. Aydınlık’ın sorularını yanıtlayan Öykü, hocası Özsan’ın kendisinde bıraktığı izleri anlattı.

Müzisyen Zeynep Öykü, Sarper Özsan anısına konser verdi. Geçen yıl hayatını kaybeden eski İstanbul Devlet Konservatuarı öğretim üyesi, besteci ve söz yazarı Sarper Özsan’ın vefatının birinci yıldönümünde, Kadıköy'de bulunan All Saints Moda Kilisesi'nde düzenlenen konserde, arp sanatçısı Zeynep Öykü, piyano eşlikli şan konseri vererek hocası Sarper Özsan’ın eserlerini seslendirdi.

Zeynep Öykü

Eser aralarında Özsan’la ilgili anekdotlar anlatan Öykü, "Sarper Özsan, benim için ilk önce çok değerli bir hoca, daha sonra ince ruhu, duygusallığı, kibarlığına hayran olduğum bir büyüğüm ve bir dost olmuştu.” dedi. Özsan'ın kendisine bir arp bestesi sözü verdiğini, fakat buna ömrünün yetmediğini belirten Öykü, "Üzerimde çok emeği var. Hayatımda izleriyle aramızdan ayrıldı. Onu özleyeceğiz." ifadesini kullandı.

RUTKAY AZİZ’DEN MESAJ

Anma konserine görüntülü mesaj gönderen oyuncu Rutkay Aziz de uzun yıllardır dostu olan Özsan'ı, "Çok arkadaş bir insandı. Hem 1 Mayıs Marşı ile hem de diğer eserleriyle ölümsüzleşmiştir. Anısı önünde sonsuz saygı ve sevgiyle eğiliyorum, bu programı gerçekleştiren Zeynep Öykü'yü de kutluyorum." dedi.

Konsere Mehmet Akif Ersoy’un sözlerini yazdığı İstiklal Marşı’nın üçüncü kıtasının Sarper Özsan tarafından halk türküsüne uyarlanmasıyla ortaya çıkan “Ben Ezelden Beridir Hür Yaşarım” parçasıyla başlayan Öykü, ardından Özsan’ın şu eserlerini seslendirdi:

Büyük Hüner – Şiir: Arif Damar, Müzik: Sarper Özsan, 1982.

Terketmedi Sevdan Beni – Şiir: Ahmed Arif, Müzik: Sarper Özsan, 1976.

Moldova Türküsü – B. Smetana, Söz: B. Brecht/Can Yücel/Sarper Özsan, piyano transkripsiyonu ve söz uyarlaması: Sarper Özsan.

Durduramayacaklar Halkın Coşkun Akan Selini – Söz: Berthold Brecht, Müzik: Sarper Özsan.

Deniz ve Ben – Şiir: Nusret Dişo Ülkü, Müzik: Sarper Özsan, 1982.

Bir Kız Tanırdım On Yedisinde – Söz: (bilinmiyor) Müzik: Sarper Özsan, 1983.

Giderayak – Şiir: Nazım Hikmet, Müzik: Sarper Özsan.

Bir Zenci Kızın Türküsü – Şiir: Langston Hughes, Çeviri: Melih Cevdet Anday, Müzik: Sarper Özsan, 1985.

Bir Mermi De Benden Aslanım – Şiir: Enver Gökçe, Müzik: Sarper Özsan.

Bir Mayıs Marşı – Söz ve Müzik: Sarper Özsan.

Aydınlık okurunun yakından tanıdığı, 68 hareketinden bu yana Vatan Partisi üyesi olan, "1 Mayıs" marşının bestecisi ve söz yazarı Sarper Özsan, 19 Aralık 2022'de 78 yaşında hayatını kaybetmişti. Özsan; sinema tarihinde yer eden "Bir Ceza Avukatının Anıları", "Asiye Nasıl Kurtulur" ve "Fosforlu Cevriye" gibi filmlerin müziklerini yaptı. 1983'te Ulusal Gitar Müziği Beste Yarışması'nda birincilik ödülünü, 1989'da 2. Ankara Film Şenliği'nde "Av Zamanı" filmi için yaptığı çalışmasıyla En İyi Müzik Ödülü'nü aldı.

Sarper Özsan

‘YÜREKTEN BİR SESLE SÖYLEMEK İSTEDİM’

Sarper Özsan’ın eserlerinin bilinmesini ve başkaları tarafından da seslendirilmesini istediğini belirten Zeynep Öykü, bu konseri yapmasının amaçlarından birinin de bu olduğunu belirtti. Öykü, sorularımızı yanıtladı.

- Öncelikle Sarper Özsan hocamızın bestelerini seslendirmeniz ve vefatının yıldönümünde onunla anılarınızı anlatarak verdiğiniz konser için tebrik ederim ve Aydınlık ailesi adına teşekkür ederim. Aslında bir arp sanatçısısınız ve ilk şan konserinizi böyle anlamlı bir günde yapmış oldunuz. Neler söylemek istersiniz?

Sarper Özsan, benim üzerimde çok emeği olan çok özel bir insandı. Bana hep arp bestesi sözü vardı ama hayat planladığımız gibi gitmiyor hiç bir zaman. Bestelerini incelediğimde çoğu arp için fazla kromatik eserlerdi ve arpa göre bir düzenleme yapmak yerine olduğu gibi şarkı olarak seslendirmenin daha doğru olduğunu düşündüm. Bu şarkıları düzenleyip enstrumantal bir şekilde sunmak da farklı bir açı, farklı bir güzellik olurdu elbette ama en azından bu gün için, sözleriyle birlikte ve yürekten bir sesle söylemek istedim onları. Benim için de çok farklı bir deneyim oldu. Konserdeki eserlerin çoğu, asıl mesleği bu olan bir soprano için de söylemesi zor olabilecek, bazen karmaşık, içinde çok fazla farklı stil, farklı karakter barındıran eserlerdi. Asıl uzmanlığım bu olmasa da elimden geldiğince bu güzel müzikleri lâyığı ile seslendirmeye çalıştım. Bir zaman evinde, piyanosunun başında birlikte söylediğimiz bu şarkıları tozlu sayfalardan kurtarıp sahnede sese dönüştürmek beni çok mutlu etti.

‘BENDEKİ YERİ ÇOK ÖZEL’

- Sarper Özsan’ın ne kadar süre öğrencisiydiniz? Sizin hayatınızdaki etkisini nasıl anlatırsınız?

Beni konservatuara hazırlamıştı, onun sayesinde yurt dışında arp bölümüne girebildim. Sadece verdiği eğitim açısından değil, meslek olarak müziği seçmem konusunda da beni yüreklendirmesi ve yeteneğime güvenmesi de arpist olabilmemde büyük rol oynadı.

Okulu bitirip döndükten sonra kapısını bu sefer bir dost olarak çaldım. Derslerim sabah saatlerine denk geliyordu daha önce, bunun verdiği alışkanlık ile de onu kahvaltı için ziyaret ederdim. Vaktim rahat olduğu günler önceden sorardım size uğrayım mı şu gün, ada vapurundan inip Kabataş’tan Beşiktaş’a, bir iki kahvaltılık alır önce ona uğrar, çayını içer, sohbet eder, sonra diğer işlerime giderdim. Dolayısıyla benim tanıdığım Sarper Hoca belki daha farklıdır başka öğrencilerinin tanıdığından.

Benim için o, peynirin nasıl doğranması gerektiği konusunda çok net fikirleri olup bu tür küçük detayların tam istediği gibi yapılmasına büyük önem veren, zeytine hep kekik koyan, çayın şekerini çok abartan, ama nasılsa benim şekersiz içtiğimi bir türlü hatırlayamayan, bazen nasihat vermeye başladığında sıkılsam da sohbetinden çok hoşlandığım hocamdı.

‘YETENEK YANILGISINA DÜŞME!’

- Sarper Hoca ile bir anınızı paylaşır mısınız?

Yazımın çirkin olmasına çok kızardı, hem el yazıma, hem de nota yazıma. Özel değil konservatuar öğrencim olsan sırf bu yazından seni sınıfta bırakırdım derdi. Defterime benim yerime kendisi not yazmak isterdi okunmuyor diyerek, çok özenli güzel el yazısıyla yavaş yavaş yazdıkça ben de sıkılırdım, “bana verin, ben yazarım” derdim. Bu konuda tartışırdık hep. Şimdi o defteri buldum bu konsere hazırlanırken. Yarısı defteri kurtarabildiğim yerlerde benim yazımla, yarısı onun. Bazı yerlere de bana notlar yazmış, yazarken göstermezdi bunu sonradan okurdum. Şimdi bunları bulunca çok duygulandım. Bana en sık verdiği nasihat yetenekli olmanın yanılsamasına düşmemem üzerine idi. Senin gibi çok yetenekli, her şeyi kolay öğrenen insanlar nasılsa yapıyorum diyerek çalışmamaya başlarlar derdi. Şimdi herkesten çok çalışıyorum ve anlıyorum ki yetenek ve çalışkanlık bir arada olunca ancak sanatçı olunuyor.

- Gelecek için planlarınız nelerdir?

Bu konser sezonuna çok hızlı başladık, çok fazla konser yaptım gerçekten. Bir yandan Türkiye’deki ilk ve tek arp üretimini yapan atölyemiz Anatolian Harps devam ediyor eşim Ali Öztürk ile. Bu konser yoğunluğunun üzerine önümüzdeki aylarda biraz daha atölyeye ağırlık vermek istiyorum, baharda ise yurt dışı programları görünüyor.

Hala her kahvaltıda peyniri dediği gibi doğruyorum…

Sonraki Haber