Seferberliğin yankıları sürüyor: New York’ta panik havası hâkim

New York’taki BM toplantılarına, Rusya’nın kısmi seferberlik kararı ve Reisi’nin Süleymani çıkışı damgasını vurdu. Batı liderleri, endişeli mesajlar ve acil toplantı çağrılarıyla yanıt verdi. Dr. Mehmet Perinçek, Batı’nın Rusya’nın seferberlik hamlesine karşı oynayacağı bir kozu kalmadığını belirtti

New York’ta devam eden Birleşmiş Milletler (BM) 77. Genel Kurulu toplantılarına, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in önceki gün Ukrayna harekâtına yönelik açıkladığı kısmi seferberlik kararı damgasını vurdu. Putin’in özellikle “Nükleer şantaja boyun eğmeyiz.” vurgusu, Batı liderlerinde bir panik havası yarattı. ABD Başkanı Biden, BM konuşmasında bu konunun altını çizerken Avrupa Birliği (AB) liderleri de New York’ta Ukrayna’ya destek ve Rusya’ya yaptırım konusunda yeni kararlar için bir acil toplantı yaptıklarını duyurdu.

BM Genel Kurulu’nda iz bırakan bir başka olay, ilk kez BM kürsüsüne çıkan İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin, ABD suikastıyla şehit edilen Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani’nin fotoğrafını göstererek “ABD yargılanmalı.” demesi oldu.

‘AVRUPA, NÜKLEER TEHDİT ALTINDADIR’

ABD Başkanı Joe Biden, BM Genel Kurul toplantılarında yaptığı konuşmaya, “BM Güvenlik Konseyinin daimi üyesi Rusya, komşusunu işgal ederek egemen bir devleti haritadan silmek istedi.” sözleriyle başladı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in dün yaptığı kısmi seferberlik çağrısının ve Ukrayna’nın bazı bölgelerindeki referandum kararının, BM Anlaşması'nın “ciddi bir ihlali” olduğunu ileri sürdü.

Putin’in dünkü konuşmasında nükleer silah vurgusuna da işaret eden Biden, “Putin, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme rejimi kapsamındaki sorumluluklarını pervasızca göz ardı ederek aleni olarak Avrupa’ya karşı nükleer silah tehdidinde bulundu.” şeklinde konuştu.

‘SOĞUK SAVAŞ İSTEMİYORUZ’

Biden, ABD'nin ekonomi ve siber güvenlik mevzularındaki yatırımlarına da işaret ederek, “ABD ile Çin arasındaki rekabete de değinmek istiyorum. Değişen jeopolitik trendleri yönetirken, ABD kendini makul bir lider olarak tanımlıyor. Biz çatışma peşinde değiliz. Soğuk Savaş istemiyoruz. Hiçbir ülkeden ABD ile başka bir ülke arasında seçim yapmasını istemiyoruz. Biz açık, özgür, güvenli ve müreffeh bir dünya istiyoruz.” dedi.

İran'ın nükleer silah sahibi olmaması için elinden geleni yapacağının altını çizen Biden, “Çin, herhangi bir şeffaflık olmaksızın daha önce görülmemiş ve endişe verici düzeyde nükleer silahlanmaya gitti.” ifadesini kullandı.

BİDEN, ERDOĞAN’I YOK SAYDI

Dünyanın karşı karşıya kaldığı gıda krizinin sorumlusunun Rusya ve çözümünün Rusya'nın Ukrayna savaşına son vermesi olduğunu vurgulayan Biden, “BM Genel Sekreteri’ne, Karadeniz limanlarından, Rusya’nın aylarca engellediği Ukrayna limanlarından tahıl ihracatı için bir mekanizma kurulmasındaki liderliği için teşekkür ediyorum. Bunun uzatılmasını sağlamalıyız. Dünyanın beslenmesi gerektiğini düşünüyorum.” diye konuştu.

Biden’ın anlaşmaya ev sahipliği yapan Türkiye’nin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ismini anmaması dikkat çekti.

ACİL TOPLANTI KOYDULAR

Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin dışişleri bakanları, Rusya'nın 300 bin yedeği askere almayı içeren seferberlik kararı ve Ukrayna'daki ayrılıkçıların referandum açıklaması sonrasında New York'ta acil toplantı kararı aldı. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, BM Genel Kurulu için New York'ta bulunan bakanları olağanüstü ve özel nitelikli toplantıya çağırdı. Borrell, gazetecilere açıklamasında, toplantıda ortak bir çizgi benimsemeyi amaçladıklarını söyledi. “Boyun eğmeyeceğiz, Ukrayna’nın egemenliğini ve demokrasiyi savunmaya tam destek vermeyi sürdüreceğiz.” diyen Borrell, daha büyük zorluklar ve tehditler ortaya çıkmadan önce bu savaşın acilen durmasını istediklerini belirtti.

RUSYA İÇİN ‘NÜKLEER TEHDİT’ DEDİ

Borrell, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in seferberlik açıklamasında nükleer silah kullanma tehdidinde bulunduğunu ifade ederek, “Bu tür bir tehdit kabul edilemez. Nükleer silahla tehdit etmek bütün dünya için gerçek bir tehlikedir. Uluslararası camia, bu tehdit karşısında tepkisini ortaya koymalıdır.” dedi.

Putin'in seferberlik ilanını “panik ve çaresizlik” şeklinde değerlendiren Borrell, Rusya’nın Ukrayna'ya boyun eğdirmeye çalıştığını ancak bunu başaramayacağını söyledi.

‘SAVAŞIN SEVİYESİNİ ARTIRMAYA KARAR VERDİ’

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Putin'in kısmi seferberlik ilanına ilişkin bir gazetecinin sorusuna, “Tabii ki Rusya Devlet Başkanı Putin'in son saatlerde kısmi seferberlik çağrısı yapmayı seçmesini ve ülkesini, ülkesinin gençliğini savaşa sürüklemesini esefle karşılıyorum.” yanıtını verdi. “Artık kimse Rusya’nın yaptığı seçimleri anlamıyor.” ifadesini kullanan Macron, savaşı sonlandırması için uluslararası toplumu Putin'e azami baskı yapmaya çağırdı. “Putin, savaşın seviyesini artırmaya karar verdi.” ifadesini kullanan Macron, bunun Rusya, Rus toplumu ve Rus gençleri için kötü bir haber olduğuna işaret etti.

‘PUTİN BLÖF YAPMIYOR’

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, New York'ta Newsmax kanalına mülakat verdi.

Vucic, Rusya ve Ukrayna ile her zaman iyi ilişkileri olduğuna işaret ederek, “Dünyadaki ülkelerin toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Ukrayna’daki savaşı, en başından beri kınadık ama aynı zamanda başka meselelere ilişkin Rusya'ya karşı farklı bir tutumuz var.” değerlendirmesinde bulundu.

Putin'in kısmi seferberlik kararına ilişkin değerlendirmede bulunan Vucic, “Sırbistan Cumhurbaşkanı olarak barışın üstün geleceğini ve herkesin uzlaşmacı çözüm için en iyisini yapacağını düşünüyorum. Putin ile birçok kez görüştüm ve blöf yaptığına inanmıyorum.” diye konuştu.

REİSİ, BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KÜRSÜSÜNE SÜLEYMANİ FOTOĞRAFIYLA ÇIKTI

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, ilk kez katıldığı Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 2020'de ABD tarafından öldürülen İranlı General Kasım Süleymani’nin fotoğrafını göstererek, suikastın emrini veren eski ABD Başkanı Donald Trump’ın adil bir mahkemede yargılanması gerektiğini söyledi.

İran'ın dünyanın hangi bölgesinde olursa olsun adaleti savunduğunu söyleyen Reisi, “Adaletin dünyaya yayılmasını destekliyoruz çünkü adalet birleştirici, zulüm ise savaş çığırtkanlığıdır. Adaletsizliğin çoğalması halk hareketlerine yol açar.” dedi.

Bazı küresel güçlerin terör örgütlerini desteklediğini savunan Reisi, ABD’nin ‘hegemonya’ ve tek taraflı politikalarını hedef alarak, “Bugün yeni bir huzursuzluk çağı dünyamızı tehdit ediyor. Dünya halklarının adaleti gerçekleştirme arzusu güçlenmiştir. Direniş stratejisine inanç, ulusların adaleti sağlama kararlılığının açık bir göstergesidir ancak diğer yandan tek taraflılık ülkeleri bağımsız kalkınma yollarından geri tutmaya çalışır. Amerikalılar ülkelerin kendi ayakları üzerinde durmasını kabul edemez.” değerlendirmesinde bulundu.

Irak, Yemen, Suriye ve Afganistan’daki savaş ve işgaller ile nükleer silahların dünyada adalet sağlamadığını dile getiren Reisi, “Yüz binlerce Iraklı, Yemenli, Suriyeli ve Afgan çocuğun öldürülmesi hangi insanlık davasının hizmetindeydi? Bunlar dünyadaki zulmün ve adaletsizliğin tezahürleri değil mi?” ifadelerini kullandı.

İran ile Batı arasındaki nükleer anlaşmaya da değinen Reisi, anlaşmayı ihlal eden tarafın ABD olduğunu ve İran’ın savunma doktrininde nükleer silahlara yer olmadığını ifade etti.

İsrail’in BM Büyükelçisi Gilad Erdan ve Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi, BM Genel Kurulu'nda konuşma yapan İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’yi protesto ederek salonu terk etti.

‘BATI’NIN OYNAYACAĞI BİR KOZ KALMADI’

Moskova Üniversitesi Misafir Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Perinçek, Rusya’nın kısmi seferberlik kararını gazetemize değerlendirdi.

Ukrayna’daki çatışmalarda taraflar arasında harekete geçirilen kuvvet bakımından bir dengesizlik olduğuna işaret eden Perinçek, “Rusya, 6-7 ay önce Ukrayna’ya yönelik özel harekât başlattı. Bir savaş ilanında bulunmadı. Fakat Ukrayna bu süreç içerisinde 4 farklı seferberlik kararı aldı ve topyekûn bir savaş yürütmeye başladı.” dedi.

Ukrayna’nın sadece kendi silah ve teçhizatını değil, NATO ve Batı ülkelerinin bütün askeri imkanları ile uydularını, keşif gücünü kullandığını belirten Perinçek, “Şimdi yedekler arasından askeri çatışma tecrübesine sahip 300 bin kişinin silah altına alınması kararı alındı. Moskova, bu dengesizliği kendi lehine değiştirmek için bir kısmi seferberlik kararı aldı.” dedi. Perinçek ayrıca seferberlik kapsamında cepheye gönderilenlerin savunma hattını tutacağını, profesyonel kadrolar ile Wagner birliklerinin hücum hattında görev yapacağı bilgisini de verdi.

EL ARTTIRACAK GÜÇLERİ KALMADI

Batı ülkelerinin olası tepkisini de değerlendiren Perinçek, “Batı, bütün kozlarını esas olarak oynamış durumda.” dedi. Batı’nın Ukrayna'ya her türlü askeri-teknik desteği yaptığını, uluslararası kamuoyu ve psikolojik savaş boyutunda bütün güçlerini seferber ettiğini belirten Perinçek, Amerika ve Avrupa’nın ekonomik bakımdan da yaptırım kozunu oynadığını, ancak tam anlamıyla etkili sonuçları alamadığını kaydetti. “Tam tersine bu yaptırımların Avrupa'yı bizzat vurduğunu şahit olduk. Hatta bu kışı nasıl geçireceklerini Avrupa kara kara düşünüyor.” diyen Perinçek, “Rusya'nın burada güçlerini arttırması ile birlikte buna ABD'nin ve Avrupa'nın verebileceği, el arttıracak yeni ya da etkili bir şey yapabilmesi mümkün görünmüyor. En fazla yapacakları bir iki yaptırım kararı daha açıklamak olabilir. Ama bunların da zaten etkili bir sonuç vermediğini görüyoruz.” ifadelerini kullandı.

REFERANDUMLAR ÇATIŞMA BÖLGESİNİ RUS TOPRAĞI HALİNE GETİRECEK

Donbass, Zaporijya, Herson’da yapılan referandumlarla birlikte bu bölgelerin Rusya’ya katılmasının söz konusu olacağını belirten Perinçek, Putin’in bu kararı destekleyeceğini ilan ettiğini söyledi. “Dolayısıyla artık o bölgeler Kırım gibi Rusya'nın bünyesine katılırlarsa o bölgedeki savaş artık Rusya'nın başka ülke topraklarına yürüttüğü bir çatışmanın dışına çıkacak. Bizzat kendi toprak bütünlüğü çerçevesine yürüttüğü bir savaşa dönecek.” diyen Perinçek, Ukrayna’dan bölgeye yapılacak bir saldırının artık Rus toprağına yapılmış bir saldırı anlamına geleceğini belirtti. Bu durumun savaşın karakterini değiştireceğini söyleyen Perinçek, Rusya’nın vereceği tepkinin ve alacağı tedbirlerin çok daha büyük olabileceğini ifade etti. Moskova’nın Ukrayna’yı kendisine savaş açmış gibi kabul edebileceğini ve hatta kendisinin uluslararası anlamda da bir savaş ilanında bulunabileceğini dile getirdi.

‘NÜKLEER RÜZGAR SİZE DÖNEBİLİR’

Devlet Başkanı Putin’in “Batı nükleer şantaj yapıyor.” ifadelerine de değinen Perinçek, Zaporijya’daki Ukrayna saldırılarının ortaya koyduğu tehdidin Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ve Birleşmiş Milletler yetkilileri tarafından da tespit edildiğini hatırlattı. Putin’in “Bir nükleer tehditle bütün dünya karşı karşıya. Ama biz de gerekirse bu tehdide önlemek için nükleer gücümüzü kullanabiliriz.” dediğini belirten Perinçek, Rus liderin şu uyarısının altını çizdi: “Bir nükleer felaket olduğunu da rüzgâr bu nükleer tehlikeyi sadece bizim tarafımıza değil, sizin tarafınıza da sürükleyebilir.”

RUSYA KARARIN ARKASINDA

Batı’nın Rusya içinde Putin hükümetine karşı bir hareket beklentisinin de tamamen temelsiz olduğunu belirten Perinçek, “İstisnaları mutlaka olmakla birlikte ana muhalefetinden geri kalan partilerine, Rusya halkının ezici çoğunluğu operasyonun ve seferberlik kararının arkasında duruyor.” şeklinde konuştu.

Sonraki Haber