Sempozyum düzenleyicileri: 'Hedef kalıcı iş birliği'

‘Uluslararası 21. Yüzyılda Türk Dünyasında Dil Edebiyat Kültür Sempozyumu’na sayılı günler kaldı. Prof. Dr. Mübariz Süleymanlı ve Dr. Duygu Üsküplü, sempozyumla, Türk dünyasında kalıcı iş birliği hedeflediklerini belirtti.

“Uluslararası 21. Yüzyılda Türk Dünyasında Dil Edebiyat Kültür Sempozyumu”na sayılı günler kaldı. 4-5 Aralık’ta düzenlenecek sempozyumda Türk dünyasındaki iletişimin ve kültürel etkileşimin artırılması hedefleniyor. 9 ülkeden 58 bilim insanının bildiri sunacağı sempozyum “2021 Yunus Emre ve Türkçe Yılı” ve “İsmail Gaspıralı’nın Doğumunun 170. Yılı” bağlamında düzenleniyor. İki oturum şeklinde düzenlenecek olan sempozyumun açılış konuşmalarını Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, USMER Başkanı Şule Perinçek ve Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Lemara Selendili yapacak. Ulusal Strateji Merkezi (USMER)’in ev sahipliğinde çevrimiçi düzenlenecek sempozyumu takip etmek isteyenler Teori Dergisi ve USMER’in Youtube kanallarından canlı olarak izleyebilecek. Sempozyum Cumartesi ve Pazar günleri saat 10.00’da başlayacak.

Sempozyumun düzenleniş amacı ile ilgili Aydınlık’a konuşan USMER Genel Koordinatörü ve Düzenleme Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Duygu Yeniay Üsküplü ve Sempozyum Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mübariz Süleymanlı sempozyum sunucunda kalıcı işbirliklerinin sağlanacağına inandıklarını belirterek sempozyumun “Dilde, işte, fikirde birlik” sloganını hatırlattılar.

‘SIRADA BİRÇOK PROJE VAR’

Dr. Duygu Yeniay Üsküplü, USMER’in sempozyuma bakış açısı ile ilgili şunları kaydetti: “USMER olarak dünyanın büyük bir dönüşüm yaşadığını ve Avrasya merkezli yeni bir uygarlığın yükseldiğini tespit ediyoruz. Avrasya’da Türklerin ağırlığı ve önemi büyük. Dolayısıyla Türk dünyasındaki tarihsel ve kültürel bağları güçlendirme konusunda sorumluluk hissediyoruz.

“Bu yılın Yunus Emre ve Türkçe Yılı ilan edilmesi ile de çalışmalarımız hız kazandı. Türkçe çıkış noktamız oldu ve bir dizi etkinlik yaptık. Şimdi bu girişimi dil edebiyat kültür çerçevesinde kalıcı bir işbirliğine dönüştürmek istiyoruz. Sempozyumu da bu nedenle düzenliyoruz. 2021 Yunus Emre ve Türkçe Yılı ve İsmail Gaspıralı’nın Doğumunun 170. Yılı çerçevesinde planlanan sempozyumun sloganı ‘Dilde, işte, fikirde birlik’. Bu slogan bugün bir kez daha önümüzde duran görevi hatırlatması bakımından önemli. Ekonomiden bilime sanata her alanda Türk dünyası ülkelerinin tek tek sahip oldukları potansiyeli ve birikimi bir araya getirmek hızla ilerlemenin ön koşulu. Yükselen Avrasya uygarlığı anlayışında birlik, bunun gereği olan üretimde birlik, birlikte çalışabilmek için iletişimde birlik Türk Dünyasının ihtiyacı. Sempozyumda bu ihtiyaçları dil, edebiyat ve kültür boyutuyla ele alan bildiriler sunulacak.

“Çocuklarımız Türk dünyasının masalları, destanları, hikayeleri ile büyümeli. Hem bireysel hem de toplumsal özgüvenimizi yükseltecek, umudumuzu ve çalışma azmimizi arttıracak bir birikim var burada. Bu sempozyum, Türklerin tarihi ve kültürel bağlarını güçlendirmeye yönelik çalışmalarımızın birincisi. Sırada birçok yeni proje var, hazırlıklarına başladık. Ulusal Strateji Merkezi olarak bu sempozyumun Türk dünyasında kalıcı bir işbirliğinin ilk adımı olmasını umuyoruz.”

‘TARİHİ DEĞERDE’

Prof. Dr. Mübariz Süleymanlı ise sempozyumun Türk dünyasına katacağı değerlere ilişkin konuştu: “Bu sempozyum Türk dünyasında iletişim ve işbirliğini ilerletmek bakımından büyük öneme sahip. Sempozyumun amacı, Türklerin yaşadığı büyük coğrafyada kültürel bağlarını daha da güçlendirmek, dil ve edebiyat dahil, kültürel alakaların perspektiflerine ışık tutmaktır. “Bu sempozyum tarihi değerdedir. Umarım sonuçlar arzuladığımız şekilde olur. Düzenleme Kurulunda Türk dünyasının farklı kuruluş ve üniversitelerinden 19 akademisyenin, 21 Bilim Kurulu üyesinin ve programda 3 kurum başkanının yer aldığı sempozyumun 2 gün devam etmesi; 13 oturumlara 58 bilim insanının bildiri ile katılması, ortaya bundan önceki konferans ve sempozyumlardan farklı ve muhteşem bir tablo koymaktadır.

“Türk dünyasını ilgilendiren uluslararası kültür kuruluşlarının amaç ve hedeflerinin gerçekleştirilmesi; ortak tarih ve kültüre sahip Türk halklarının kültürel mirasının araştırılması ve uluslararası arenada tanıtılması; eski sözlü ve yazılı edebiyat örnekleri, folklor, gelenekler, muhteşem mimari anıtların korunmasına ve bu amaçla düzenlenen konferans, sempozyum ve fuarların öneminin artırılması; Türk halklarının UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi'nde yer alan değerlerine odaklanması gibi meseller nihayet Türk dünyasında kültürel miras politikalarının doğru yönlendirilmesine bağlıdır.

‘TÜRK DEVLET LİDERLERİ TÜRK DİLİ, KÜLTÜRÜNÜN ÖNEMİNİ ORTAYA KOYMALIDIR’

“Türk halkları arasındaki işbirliğini güçlendirmeye hizmet eden Türk devletleri başkanlarının zirve görüşlerinin yanı sıra TÜRKSOY, Türk Keneşi, Türk tarihi ve dili araştırma merkezi olarak kurulan Türk Akademisi'nin faaliyetleri çok ehemmiyetlidir. İnsan medeniyetinin hazinesine Dede Korkut, Manas, Nizami, Fuzuli, Yesevi, Mahmud Kaşgarlı, Yusuf Balasagunlu, Uluğbey, Yunus İmre, Navai, Mahtumgulu, Abay gibi nadide inciler kazandıran Türk halklarının zengin mirasının araştırılması ve tanıtılması ihtiyacı var. Bu bakımdan ortak Türk kültür mirasının öğrenilmesi alanında araştırma olanakları ve perspektifleri değerlendirilmelidir. Türk devlet liderleri bir araya gelerek dedelerimizin Turan yolundaki idealarını gerçekleştirilmesi yolundaki çabaları yükselen Asya için de Türk dilin, kültürü ve birikiminin önemini ortaya koymaktadır.

‘TÜRK DEVLETLERİNİN BAĞLARININ GÜÇLENMESİNE İMKÂN VERECEK’

“Sunulacak bildiri konularının kapsamı çok geniş olan sempozyumda tarihi ve çağdaş Türk devletleri arasındaki alakaların izlenilmesi; eski Türk devletlerinden tutmuş, çağdaş Türk dünyası coğrafyasının tarihi gelişiminin izlenmesi; Türk büyüklerinin hayatı ve yaratıcılığının tetkiki; ortak Türk alfabesi ve ortak Türk dili sorunu; Türkoloji, farklı edebi çevrelerde dil ve üslup özellikleri; Türk dünyası ortak kültürel miraslarının araştırılması ve tanıtımı; çeşitli Türk sanatlarının ve edebi örneklerinin, mitoloji, folklor, masal ve destanlarının incelenmesi gibi konuların sunulması ve tartışmalara yol açmasını bekliyoruz.

“Sempozyum çalışmalarının sonuçları kadim ve zengin kültür mirasına sahip olan Türk halklarının milli-kültürel bağlarının mükemmelleştirilmesi, aynı soya, dile, tarihi ve kültürel geçmişe, adet-ananelere sahip olan halkların manevi hayatına ait süreçlerin alakalandırılmasına, Türk devletleri ve halkları arasındaki bağların daha da güçlendirilmesine imkan verecektir.”

Sonraki Haber