Seyfeddin Aziz: Uygurların sevinci ve gururu

Seyfeddin Aziz'in 1949’da ÇKP danışma konferansındaki birinci toplantısındaki konuşmasından: Sinciang halkı, Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun nihai zaferini dört gözle beklemektedir.

Çin Devrimi’nin lideri Mao Zedong, Çin Halk Cumhuriyeti’nin 1 Ekim 1949’da ilan edilmesinden kısa süre önce Xinjiang-Yining Özel Bölgesi Halk Hükümeti’ne bir mektup gönderir. Mao mektubunda, “Kuzeybatıdaki Halk Kurtuluş Savaşının zaferle ilerlemesiyle birlikte, tüm Xinjiang’ın kurtuluşu artık uzak değildir ve mücadeleniz nihai başarıya ulaşmak üzeredir” dedikten sonra ekler: “Sizin Ulusal Halk Siyasi Danışma Konferansı Genel Toplantısı’na katılmanızı içtenlikle bekliyoruz. Kabul ederseniz temsilcilerinizin Eylül ayının başında Beijing’e gelmesini sağlayın.”
ÇKP Merkez Komitesi’nin davetlisi olarak 8 Eylül 1949’da yola çıkan heyette Seyfeddin Aziz, Alimcan Hakimbayov ve Tu Zhi de yer almaktadır. 18 Eylül’de Mao Zedong’un yanı sıra Çin Devriminin liderlerinden Zhou Enlai ve Zhu De ile buluşan Uygur heyeti, Xinjiang’ın geleceği, hükümetin ve ordunun yeniden örgütlenmesi gibi konuları görüştükten sonra 21 Eylül’de danışma konferansının birinci toplantısı gerçekleşir. Başkanlık Divanı’na seçilen Seyfeddin Aziz, toplantıda yaptığı konuşmada şunları söyler:
“Xinjiang halkı, Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun nihai zaferini dört gözle beklemektedir. Xinjiang halkı, Çin’de yaşayan diğer bütün insanlar gibi gelecekte uygulayacakları yeni demokrasiye büyük güven ve umut beslemektedir ve tüm ülkenin siyasetini ve örgütlenmesini çözüme kavuşturan bu konferansa temsilci göndermekten sevinç ve gurur duymaktadır.”

DEVLET ADAMI VE SANATÇI
Seyfeddin Aziz (1915-2003) Çin'in yakın tarihinde adından çokça söz ettirmiş devrimci bir Uygur aydını ve devlet adamı. Ülkemizde daha çok ‘Satuk Buğra Han / Türklerin Müslümanlığa Geçişi’ adlı 613 sayfalık çok önemli eseriyle (Kaynak Yay., Çev: Rukiye Hacı, 2000) tanınan Aziz, 21. yüzyılda Çin ile Türkiye arasında bir dostluk köprüsü işlevi görmesi gereken Xinjiang-Uygur Özerk Bölgesi’nin yetiştirdiği en önemli şahsiyetlerden biri.
12 Mart 1915’te Xinjiang’ın Atuş şehrine bağlı Vakvak köyünde dünyaya gelen Seyfettin Aziz, 1935-1937 arasında SSCB’nin Taşkent Orta Asya Üniversitesi’nde öğrenim görmüş. Öğrenimi bitince ülkesine dönen ve 1944’te İli, Çevçek ve Altay bölgelerinde başlayan devrimci harekete katılan Aziz, kurulan geçici hükümette eğitim genel müdürlüğü yapmış. Ekim 1949’da Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşu ilan edilince, Merkezi Hükümet üyeliği ve Merkezi Milliyetler Komitesi Başkan Yardımcılığı görevlerine atanmış. 1 Ekim 1955’te, Çin Halk Cumhuriyeti’nin altıncı kuruluş yıldönümünü ve Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi’nin kuruluşunu kutlamak için düzenlenen mitingde 60 bin kişinin karşısında yaptığı konuşma tarihe geçmiş. Xinjiang-Uygur Özerk Bölgesi Birinci Başkanlığı ve Çin Ulusal Halk Meclisi Daimi Komitesi Başkan Yardımcılığı gibi çok önemli görevlerde de bulunan Aziz’e, 1955’te Çin Halk Kurtuluş Ordusu tarafından korgeneral rütbesi ve kurtuluş madalyası verilmiş. 1977’de Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi’ne seçilen Aziz, partinin üst düzey 26 önderinden biri olmuş.
Seyfettin Aziz’in siyaset ve devlet yönetimi alanlarındaki bu parlak başarılarının yanında, sanat alanında da çok önemli çalışmaları söz konusu. Çin Ulusal Yazarlar Birliği Başkan Yardımcılığı yapan Aziz, özyaşamsal nitelikler taşıyan ‘Ömür Destanı’ adlı bir romana ve Uygur tarihine dönük birer klasik yapıt olan ‘Satuk Buğra Han’ ile ‘Tianshan Kartalı’na imza atmış. Bilimsel çalışması ‘12 Makam Üzerine’; hikâyeler külliyatı ‘Evliya Ata’; binden fazla şiirini içeren ‘Fırtına Şarkısı’, ‘Hayatın Şarkısı’, ‘Parlak Yıllar’ şiir kitapları da bulunan Seyfettin Aziz, 1995’te Beijing’de Uygur Tarihi ve Kültürünü Araştırma Derneği’ni kurmuş.

UYGUR KÜLTÜRÜNÜ ZİRVEYE TAŞIDI
Çin Uluslararası Radyosu (CRI) Türkçe Servisi’nde 2005-2008 arasında üç yıl boyunca birlikte çalıştığımız, konukseverliğini, hazırladığı birbirinden lezzetli yemekleri, çalışkanlığını ve güler yüzünü asla unutamayacağım, sevgili hocamız Prof. Dr. Rukiye Hacı, Türkçeye kazandırdığı ‘Satuk Buğra Han’ romanının önsözünde, “Aynı zamanda Xinjiang tarihi üzerinde uzun yıllar araştırma yapan ve Uygurların şarkı ve danslarının gelişmesini zirveye taşıyan bir araştırmacı ve sanatçıdır. Yaşının çok ilerlemiş olmasına rağmen, Çin’de başta Uygurlar olmak üzere bütün insanların saygı gösterdiği ve herkesçe tanınan bir şahsiyettir” diyor, çok yakından tanımış olduğu Seyfettin Aziz hakkında.
Çin’in Xinjiang-Uygur Özerk Bölgesi, halen dünyada hakkında en çok yalan söylenen bölgelerden biri ve ne yazık ki Türk medyası da çoğu zaman bu yalanlara ortak oluyor. Seyfettin Aziz'in dilimizdeki tek yapıtı ‘Satuk Buğra Han’ı ve diğer klasikleri okumak, iz bırakmış Uygur aydınları tanımak, uluslararası medyanın yarattığı büyük bilgi kirliliği karşısında panzehir işlevi görecektir, eminim.
Son olarak, ‘Xinjiang’ın Çincede ‘Vatana yeniden kavuşan eski topraklar’ anlamına geldiğini de belirteyim.

Sonraki Haber