Sinciang İslâm Enstitüsü Rektörü Muhterem Şerif: Enstitümüzde üstün eğitim koşulları var

Rektörle Türkçe sohbet ettik. Çok kez Türkiye’ye gelmiş… Rektörle ve öğrencilerle iftar yaptık. Önce oruçlarını açıyorlar, ardından namaza gidiyorlar, dönüp tekrar iftar sofasında yemeklerini yiyiyorlar… Enstitü çok temiz, her yer pırıl pırıl. Camileri görkemli, çok etkileyici…

Sinciang Uygur Özerk Bölgesi gezimizde, Sinciang İslâm Enstitüsü Rektörü ve Sinciang İslâm Derneği İkinci Başkanı Muhterem Şerif’i ziyaret ettik.

Sinciang İslam Enstitüsü Rektörü ve İslam Derneği Başkan Yardımcı Muhterem Şerif camii içinde röportaj yaparken

Şerif önce bize Enstitü’yü gezdirdi. Kütüphanede, Kâşgarlı Mahmud’un 25 Ocak 1072 günü yazmaya başladığı, 10 Şubat 1074 günü tamamladığı Dîvânu Lugâti’t-Türk baskılarını gösterdi. Yûsuf Has Hâcib tarafından XI. yüzyılda yazılmış, Türk dilinin, edebiyatının ve kültür tarihinin en önemli kaynaklarından olan ‘Kutadgu Bilig’ de kütüphanenin baş köşesinde. Rektör, okulda bulunan Kur’ân-ı Kerim’lerin her ülkede olduğu gibi Çin’de de Uygur dilinde basıldığını söyledi. Kutsal kitabı açarak, karşılıklı sayfalarda, Arapça ve Uygur yazısıyla yazıldığını gösterdi.

Rektörle Türkçe sohbet ettik. Çok kez Türkiye’ye gelmiş. Dört yıl da Libya’da görev yapmış.

Öğrencilerle sohbet ettik, şakalaştık. Türkiye’den geldiğimizi öğrendiklerinde çok sıcak davrandılar. Yemekhanelerini gezdik. Fotoğraf çektik. Namaz vakti hep beraber camiye gittik. Öğrenciler burada sırayla imamlık yapıyorlar.

Rektörle ve öğrencilerle aynı masada, iftar yaptık. Önce oruçlarını açıyorlar, ardından namaza gidiyorlar, dönüp tekrar iftar sofasında yemeklerini yiyorlar.

Enstütü çok temiz, her yer pırıl pırıl. Camileri görkemli, çok etkileyici, çok temiz.

Rektöre sorularımızı yönelttik...

Öğrenciler öğlen namazında. Cami imamlığını öğrenciler değişimli olarak yapıyor

ZİYARETÇİLERİMİZDEN BAZILARI GERÇEKLERİ ÇARPITTI

Çin’in Sinciang Uygur Özerk Bölgesi'nde Uygurlar ve diğer Müslümanlar Ramazan ayını nasıl geçiriyorlar?

Daha önce Sinciang’ı ziyaret eden birçok ülkeden siyasî liderler, yetkililer, medya temsilcileri ve İslâmî kuruluşlar gibi birçok heyeti ağırladık. Söz konusu ziyaretçiler, Sinciang’ın sosyo-ekonomik gelişimini ve dinî durumunu farklı açılardan anlamaya ve yansıtmaya çalıştılar. Bazıları gerçekleri yansıtırken, bazıları kasıtlı olarak gerçekleri çarpıtarak ve bağlamından kopararak Çin'i karalamaya çalıştılar. Ancak, sizlerin bu birkaç gün boyunca Sinciang’da gördükleriniz, duyduklarınız ve öğrendikleriniz tamamen kapsamlı ve nesneldir. Bugün size anlattıklarım da gerçek durumu yansıtıyor. İnanıyorum ki, sizler de dış dünyaya Çin hükûmetinin dinî politikalarını ve Sinciang’daki Müslümanların normal dinî yaşamlarını kapsamlı, nesnel ve doğru bir şekilde aktaracaksınız.

ORUÇ TUTUP TUTMAMAYA KENDİLERİ KARAR VERİR

Oruç tutmak, Müslümanların bir ibadetidir ve tamamen gönüllülük esasına dayanır. Müslümanlar, kendi sağlık durumlarına göre oruç tutup tutmamaya

karar verirler. Bugün enstitümüzde ve önceki günlerde sokaklarda, camilerde gördüğünüz gibi, inananlar düzenli bir şekilde oruçlarını tutuyorlar ve normal dinî faaliyetlerini yerine getiriyorlar. Gördükleriniz, dinî ihtiyaçların tam olarak karşılandığını gösteriyor.

İslam Enstitüsü Rektörü, iftarı öğrencileriyle birlikte açarken

GERÇEK, BURADA GÖRDÜKLERİNİZDİR

Sinciang’da etnik azınlıklara yönelik dinî inanç ve dinî özgürlük ihlalleri olduğu iddia ediliyor. Bu konudaki yorumunuz nedir?

Bugün enstitümüzü ziyaret ederek, kapsamlı eğitim tesislerimizi ve üstün eğitim koşullarımızı gördünüz. Biz burada öncelikle dinî bilgileri öğretiyoruz. Ben de birçok yere gittim ve bazı art niyetli kişilerin bize karşı asılsız söylentiler yaydığını gördüm. Bu durum, aslında bizim burada çok iyi işler yaptığımızı gösteriyor. Bu tür yalan haberler yayanlar, Sinciang’da İslâm'ın sağlıklı bir şekilde gelişmesini kıskananlardır, bunu hazmedemeyenlerdir.

Batı'daki bazı medya kuruluşları gerçekleri söyleyen medya değildir. Onlar da buraya geldiler ve ben onlarla da konuştum. Ancak, ne yazık ki bazıları nesnel olmak yerine, önyargılı ve yanlış bilgiler yaymayı tercih ediyor. Gerçek durum, sizlerin burada gördükleriniz ve duyduklarınızdır. Umarım sizler de bu gerçekleri dış dünyaya doğru bir şekilde aktaracaksınız.

YIKIM YOK YENİ CAMİLER İNŞA EDİLDİ

Bazı haber kaynakları, Sinciang’daki camilerin zorla yıkıldığını, Ramazan’da oruç tutanlara zorla oruçlarının açtırıldığını öne sürüyor. Gerçek durum nedir?

Sinciang’da ‘camilerin yıkıldığı’ iddiaları tamamen asılsızdır. Çin'de, dinî faaliyet yerleri, yasalara uygun olarak hükûmete kayıt işlemlerini tamamladıktan sonra yasal statü kazanır ve tüm hakları yasalarla korunur.

Sinciang’daki bazı camiler çok eski tarihlerde inşâ edilmiş. Bu camilerin bir kısmı kerpiçten yapılmış, bazıları çok dar, bazıları ise artık yıkılma tehlikesi taşıyan binalar. Rüzgharlı ve yağmurlu havalarda bu camilerde normal dinî faaliyetlerin yürütülmesi mümkün olmuyor. Deprem gibi durumlar düşünüldüğünde de söz konusu camilerde Müslümanların can güvenliği ciddi şekilde tehdit altında. Ayrıca, bazı camilerin yerleşim planı da Müslümanların dinhi faaliyetlerini yapmasını zorlaştırıyor.

Divânu Lugat’it Türk ve Kutadgu Bilig eserleri kütüphanenin raflarında

MÜSLÜMANLAR MEMNUNİYETLE KARŞILADI

Son yıllarda, kentleşmenin hızlanması ve kırsal kalkınma stratejilerinin uygulanmasıyla birlikte, bazı yerel yönetimler, yerel Müslümanların talepleri ve başvuruları doğrultusunda, kentsel dönüşüm projeleri, kırsal alanlarda yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve yoksulluğun azaltılması çalışmaları kapsamında, kentsel ve kırsal planlamaya uygun olarak yeni camiler inşâ etme, mevcut camileri genişletme veya taşıma gibi önlemlerle camilerin güvenliğini sağladılar. Bu sayede, camiî binaları daha güvenli hale geldi, yerleşim planları daha uygun hale getirildi ve tesisler daha modern hale getirildi.

Bu durum, dinî çevreler ve inananlar tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı. Şu anda, Sinciang’daki camiler, inananların ihtiyaçlarını tam olarak karşılayabilecek durumda.

HELAL GIDA TEMİNİ GARANTİ ALTINA ALINMIŞTIR

Sinciang’da 10’dan fazla etnik grubun İslâm’a inandığını biliyoruz. Sinciang’da tüm etnik grupların geleneksel kültürlerini korumasını nasıl sağlıyorsunuz?

Sinciang Uygur Özerk Bölgesi, anayasa ve yasalara sıkı bir şekilde uyarak, tüm etnik grupların yemek, bayram, düğün ve cenaze törenleri gibi geleneklerini tam olarak korumaktadır. Sinciang, özellikle Müslümanların ihtiyaç duyduğu özel gıda ürünlerinin teminini garanti altına almıştır. Büyük ve orta ölçekli şehirlerde ve Müslüman nüfusun bulunduğu küçük kasabalarda “helal restoranlar” bulunmaktadır.

Kurban Bayramı ve Ramazan Bayramı'nda, tüm etnik gruplar bayram tatili hakkına sahiptir. Geleneksel olarak toprağa gömme adetini sürdüren azınlık gruplar için hükûmet, ölü yakma uygulamasını zorunlu kılmamakta, bunun yerine özel arazi tahsisi ve özel mezarlıkların kurulması gibi somut önlemler alarak bu geleneklerin korunmasını sağlamaktadır. Azınlık grupların düğün ve cenaze benzeri geleneklerine saygı gösterilmektedir.

Ezan okuyan öğrenci

HERKES KENDİ GELENEKLERİNİ ÖZGÜRCE YAŞAYABİLİYOR

Bu uygulamalar, Sinciang’da yaşayan tüm etnik grupların kültürel ve dinî haklarının korunduğunu ve saygı gördüğünü gösteriyor. Hükûmet, bu tür önlemlerle toplumsal uyumu güçlendirmeyi ve herkesin kendi geleneklerini özgürce yaşayabilmesini sağlamayı hedefliyor.

CAMİLER YETERLİ MÜSLÜMANLAR MEMNUN

Sinciang’da kaç camiî ve kaç din görevlisi var?

Sinciang’daki camilerin sayısı ve kapasitesiyle ilgili verileri ayrıntılı incelemedim. Ancak Sinciang’daki camilerin, inananların normal dinî ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli olduğunu ve Müslüman toplumun bu konuda oldukça memnun olduğunu söyleyebilirim. Hükûmet, dinî özgürlükleri koruma ve inananların ibadet ihtiyaçlarını karşılama konusunda samimi bir çaba göstermektedir. Bu durum, camilerin güvenli, modern ve işlevsel olmasıyla da desteklenmektedir. Müslümanlar, ibadetlerini özgürce ve huzur içinde yerine getirebiliyorlar.

Geleceğin din adamları derste

TÜM ETNİK GRUPLAR VE İNANÇLAR BARIŞ İÇİNDE BİR ARADA YAŞIYOR

Türkiye’deki Müslümanlara bir mesajınız var mı?

Bugün burada bulunan medya temsilcileri aracılığıyla, Sinciang’ın inananların normal dinî ihtiyaçlarını tam olarak karşıladığını ve dinî inanç özgürlüğü politikalarını Türkiye başta olmak üzere dünyanın daha birçok yerine iletmeyi umuyoruz. Sinciang’da, tüm etnik gruplar ve inançlar barış içinde bir arada yaşamakta, dinî özgürlükler tam olarak korunmaktadır.

Aynı zamanda, Türkiye'deki Müslüman kardeşlerimize de seslenmek istiyoruz: Lütfen dinî aşırılıktan uzak durun, ılımlılığı ve uyumu savunun. İnanıyoruz ki, bu şekilde gelecekteki yaşamlarınız daha da iyiye gidecektir. Barış, hoşgörü ve dayanışma içinde bir dünya için hep birlikte çaba göstermeliyiz.

DİNÎ AŞIRILIK İNSANLIĞA TOPLUMA DİNE KARŞI TEHDİTTİR

Radikal İslamcılıkla nasıl mücadele ediyorsunuz?

Dinî aşırılık, dinî öğretileri çarpıtarak veya başka yöntemlerle nefreti, ayrımcılığı ve şiddeti kışkırtan görüş ve eylemleri ifade eder. Dinî aşırılık, bir din değildir; insanlığa, topluma, medeniyete ve dine karşı bir tehdittir.

Sinciang İslâm Enstitüsü, vatansever ve dinî değerlere bağlı gelecek nesiller yetiştirmek, İslâm'ın öğretilerini doğru bir şekilde açıklamak ve görevde olan dinî personeli eğitmek için önemli bir merkezdir. Biz, İslâm'ın ılımlı ve dengeli düşüncesini benimsiyor ve aşırılığa karşı kesin bir tutum sergiliyoruz.

Enstitümüz, öğrencilere hem dinî bilgileri hem de modern eğitim imkânlarını sunarak, topluma faydalı, barışçı ve hoşgörülü bireyler yetiştirmeyi hedeflemektedir.

Bu sayede, dinî aşırılığın yayılmasını önlemek ve toplumsal uyumu güçlendirmek için çaba gösteriyoruz. Hükûmetimiz, dinî özgürlükleri korurken, aynı zamanda aşırılıkla mücadele etmekte kararlıdır. Bu yaklaşım, Sinciang’da barış ve istikrarın sağlanmasına önemli bir katkı sağlamaktadır.

Farklı dillerde dergi ve gazeteler

Rektör Muhterem Şerif ile Enstitü’deki kütüphanede dergi ve gazete bölümünü geziyoruz: “Burası kütüphanemizin dergi ve gazete bölümü. Burada çeşit çeşit gazeteler bulunuyor. Yani Moğol, Uygur, Kazak ve Çin dilinde yazılı gazete ve dergiler var.”

Eline aldığı Uygur dilinde yazılı gazete, dünkü gazeteymiş. Şerif, gazetenin üzerindeki tarihi göstererek "Buradaki tarihe bakarsınız, yeni olduğunu anlarsınız. Uygur diliyle çıkan gazetemiz var. Bu da Çincesi. Bu Sinciang Gündem gazetesi. Bu Moğolca. Bu da Sinciang Gündem gazetesi. Bu da Uygur diliyle çıkıyor. Bu da Sinciang gazetesi.” Diğer bir gazeteyi göstererek: “Bu da Kazak dilinde yayınlamış Sinciang gazetesi. Bu Kırgız dilinde yayınlamış Kızılsuk gazetesi. Bu Çincesi. Bu Kazak dilinde yazılmış Sinciang gazetesi. Bu Moğol yazısında yayınlamış Sinciang gazetesi. Okulumuzdaki her milletten öğrenci kendi dillerindeki gazeteleri okuyabiliyorlar.”

Bin 400 metrekarelik 55 bin kitaplı kütüphane

Rektör Muhterem Şerif, Enstitü’deki kütüphaneyi anlatıyor.

Rektör Şerif,Divânu Lugat’it Türk kitabının kütüphanenin en önemli eseri olduğunu söyledi.

“Burası bin 400 metrekare. 55 bin kitap bulunuyor. Elektronik kitap 29 bin 900 adet. Çeşitli milletlerden 9 farklı gazete var. Burada Dîvânu Lugât’it-Türk ve Kutadgu Bilig de var. Öğrenciler buradan alıp okuyabiliyorlar. Kutadgu Bilig’de esas olarak felsefeyle ilgili bilgiler var. İngilizcesi, Çincesi ve başka dillerde de tercümeleri var. Arap ve Uygur dilinde tercümesi olan Kur’ân-ı Kerim var. Burada öğrencilerimiz için yararlanabilecekleri bol sayıda kitap bulunuyor.”

Sonraki Haber