Spor yorumcusu Erdal Hoş, Avcı'nın Trabzonspor'unu Aydınlık'a değerlendirdi: Oyunculardan bağımsız bir oyun gücü beliriyor

Sezona tatsız başlayan Trabzonspor, göreve Abdullah Avcı'nın getirilmesinin ardından çıkışa geçti. Karadeniz ekibinin vardığı noktayı, bordo-mavili camiayı yakından takip eden Erdal Hoş ile konuştuk

2020-2021 sezonu Trabzonspor için hiç de parlak başlamadı. Teknik direktör Eddie Newton ile yola çıkan bordo-mavililer, sezon başı itibarıyla alışkın olduğumuz o coşkulu hücum futbolundan bir hayli uzaktaydı. Oyun temposu düşüktü, pozisyon üretimi sağlanamıyordu ve yeni transferlerin uyum sorunu çektiği görülüyordu. Tüm bunlara ek olarak, takım savunması her an kırmızı alarm veriyordu. Birbirine uymadığı açıkça görülen yap-boz parçalarının karşısında, Trabzonspor taraftarı 2019-2020 sezonuna özlem duyar haldeydi. Süper Lig'in 7'nci haftasının ardından Eddie Newton ile yollar ayrıldı. Ligin 9'uncu haftası öncesinde ise teknik direktörlük koltuğuna Abdullah Avcı getirildi. Deneyimli çalıştırıcının idaresinde çıkışa geçen Trabzonspor, aldığı puanlarla hızla üst sıralara tırmandı. Trabzonspor'u yıllardır yakından takip eden spor yorumcusu Erdal Hoş ile Avcı yönetimindeki Trabzonspor'un kat ettiği mesafeyi konuştuk; sistem değişimini ve gösterilen gelişimi değerlendirdik.

'AVCI FUTBOLCULARI SİSTEMİNE İKNA ETTİ'

  • Trabzonspor, ligin ilk yarısını 33 puanla tamamladı. 7'nci haftada bordo-mavili takımın sadece 5 puanı olduğunu ve 19'uncu sıraya kadar

gerilediğini düşünürsek, Abdullah Avcı'nın göreve gelişi ile bir yükseliş olduğu muhakkak. Avcı'nın Trabzonspor'unda yaşanan en somut değişim sizce nedir?

Sanırım, oyuncuların oyuna ikna olması. Sezon başında Eddie Newton görevdeyken Nwakaeme'nin bir sözü vardı, "Teknik direktör değilim ki oyunu değiştireyim" şeklinde. O söz bariz biçimde, Trabzonspor'da oyuncuların yapılmak istenene ikna olmadıklarını gösteriyordu bence. Teknik direktöre ikna olmadıklarının göstergesiydi. Zordur bu, geçen sezon oynanan o oyundan sonra bu seneki garantici oyuna alışmak, futbolcular, taraftarlar ve hatta yöneticiler açısından kolay değildi. Ben bundan endişe ediyordum, ilk devrenin ortasında Abdullah Avcı göreve geldikten sonra mevcut ekibi istediği oyuna ikna edip edemeyeceği konusunda endişelerim vardı doğrusunu isterseniz. O yüzden aslında yaz aylarında göreve gelmesi ve kendi takımını kurması daha mantıklı geliyordu bana ama görebildiğim kadarıyla hoca oyuncuları yapmak istediği şeye ikna etti. Bundan sonrası artık zamana yayılacak.

GARANTİCİ OYUNDA ALINAN MESAFE

Trabzonspor'da gelinen noktayı da büyütmemek lazım bence. Öyle maçlar oldu ki, Avcı döneminde toplanan puanların yarısı da toplanabilirdi. Allah'ı var, Galatasaray maçı dahil olmak üzere daha iyisi de olabilirdi. Trabzonspor puan kaybettiği maçlarda rakiplerinden kötü değildi ama kazandığı maçlarda da rakiplerinden çok daha iyi değildi. Bir Beşiktaş gibi değil henüz. Ben geçen yaz da söylemiştim, Trabzonspor, Beşiktaş'tan da Galatasaray'dan da Fenerbahçe'den de iyi transfer yapamaz. Dolayısıyla Trabzonspor'un bir "oyun gücü"ne ihtiyacı vardı, oyunculardan bağımsız bir oyun gücü gerekiyordu ki bunu Türkiye'de yapabilecek boşta bir tek teknik direktör vardı, o da Abdullah Avcı'ydı. Yönetim anlaşılmaz biçimde geç kaldı ama belki de hayırlı olmuştur, geç gelmek belki de hocanın elini rahatlatmıştır. Bu oyun sistemi doğrultusunda belirli bir yola girildi şu an. Sonuç olarak, en bariz değişim nerede dersen, oyuncuların Abdullah Avcı ile birlikte yapılmak istenene ikna olması diyebilirim.

  • Biraz daha isimler özelinde konuşmak istiyorum. Abdullah Avcı ile birlikte takımdaki rolü ve verimi artan futbolcular kimler size göre?

Garip bir şekilde, öyle bir isim yok. Tam da söylemeye çalıştığım şey bu aslında. Oyuncuya endeksli olmayan bir sistem. Ama halen bu oyunun olmazsa olmaz iki adamı var. Nwakeme ve Ekuban. Çünkü alternatifleri yok. Yakın seviyede bir alternatifleri yok. Neden Abdullah Avcı sorusunun yanıtı da burada, oyuncuya bağlı olmayan bir oyun.

'TRANSFERDE AVCI'NIN KRİTERLERİ ÖNEMLİ'

  • Abdülkadir Ömür, yaşadığı talihsiz sakatlık dolayısıyla maalesef sezonun kalan bölümünde sahalardan uzak kalacak. Harcama Limitleri'ni de göz

önüne alarak sormak istiyorum. Ara transfer döneminde hücum bölgesine takviye bekliyor musunuz?

Kadro şu an yetersiz. Trabzonspor'da Nwakeme ya da Ekuban ikilisinden birine bir şey olsa bu kadronun hücum gücü düşecek, bu çok net. Trabzonspor'un Harcama Limitleri yükseldi çünkü kulüp sermaye artırımına gitti. Devre arası transfer yapmak zor. Hocanın dönem dönem dile getirdiklerini aktarmak istiyorum. Şöyle: Trabzonspor'da savunmanın ortası ve kale hariç her mevkide transfere ihtiyaç var. Bu durumu iki aşamalı olarak görüyor Abdullah hoca. Bu sene eksiklerimizi tümüyle tamamlamamız mümkün değil, dolayısıyla bulduğumuz oyuncu aradığımız kriterlerde ise (yukarıda söylediğim iki mevki hariç) hangi mevki olduğuna bakılmaksızın transfer edebiliriz. Görüş bu. Mevkiden çok kriterler belirleyici olacak. Ben "Trabzonspor tüm eksiklerini illa bu dönemde tamamlasın" görüşünde değilim. Bulabildiğini alsın Trabzonspor çünkü yanlış transferlerin neye mal olduğunu görüyoruz. Örneğin, Diabate Göztepe'yi gitti, ücretinin büyük kısmını Trabzonspor ödeyecek. Plaza diye bir santrafor alındı, böyle biri var mı onu bile bilmiyoruz. 700 bin avro maaş ödeniyor bu adama. Çok endişe vericiydi, daha gelirken endişe veren bir transferdi. O yüzden geri dönülmez bir iş yapılmasın, o yeterli. Çünkü Trabzonspor zaten belli bir yola girdi. Bu noktada yeni transfer Berat, Avcı'nın kadrosunda önemli bir parça olacak gibi duruyor. Geçmiş dönemde Selçuk İnan veya şu an İrfan Can'ın yaptıklarına benzer biçimde. Dikkat ederseniz, son iki maçta Berat geldikten sonra Abdülkadir Parmak'ta da bir çıkış oldu.

'HEDEFLER DOĞRULTUSUNDA GELİNEN NOKTAYI SAĞLIKLI BULUYORUM'

Şu da var, şimdi test maçları başlıyor Trabzonspor için. Süper Kupa'da Başakşehir, ligde Beşiktaş maçları. Ardından bu kez ligde Başakşehir ve Fenerbahçe maçları... Bu test geçilirse zaten çok daha başka şeyler konuşulur. Ama olmazsa da ben Trabzonspor'un bir yola girdiğini düşünüyorum. Zaten hoca geldiğinde hedef bu sezon ayağa kalkıp gelecek sezon güçlü biçimde yarışa dahil olmak şeklindeydi. Bu hedefler doğrultusunda da gelinen noktanın sağlıklı olduğu düşüncesindeyim.

  • Çarşamba akşamı Başakşehir ile Trabzonspor arasında gecikmeli de olsa Süper Kupa finali oynanacak. Pazar akşamı ise Trabzonspor'un ligdeki

rakibi Beşiktaş olacak. Ziraat Türkiye Kupası ya da Süper Kupa fark etmez, bir maçın sonunda kupa varsa o en önemli maçtır bana göre. Trabzonspor bu finale nasıl bakmalı, görüşlerinizi merak ediyorum.

Bence kupa önemlidir. Dolayısıyla kadroda herhangi bir değişiklik ya da rotasyon beklemiyorum. Kaldı ki takım da haftada iki maç yapmaya alıştı. Hedefin net bir şekilde kupayı almak olması lazım.

Değerli görüşleriniz için teşekkür ediyorum.

Sonraki Haber