Süleymancılar Akit yazarını dolandırmış

Gazeteci yazar Ali Sandıkçıoğlu, Süleymancılar cemaatinin şirketi Fazilet Neşriyat tarafından dolandırıldığını açıkladı

Sandıkçıoğlu, bugün Yeni Akit’te yayınlanan “Hizmet hizmet diyerek hakkımızı gasp ettiler!” başlıklı yazısında Fazilet Neşriyat’ın kuruluşunda yaptığı bağış karşılığı şirketin hissesinden bir miktar pay aldığını belirtti.
Yıllar sonra hisselerine el konulduğunu aktaran Sandıkçıoğlu, oğlunun AK Parti kurucu üyesi olması nedeniyle cemaatten tepki gördüğünü de ekledi.

Sandıkçoğlu, yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Yıl 1966-67 seneleri İstanbul’da Süleyman Hilmi Tunahan (ks) hazretlerine bağlı Kur’an kurslarının sayısı o tarihlerde bir elin parmakları kadardı.

‘ÜÇ KATLI KURS YAPTIK’

“Bu kurslardan bir tanesi de İstinye Kur’an Kursu idi. Derneğin Tüzüğünü halen hayatta olan işadamlarımızdan (O tarihlerde ikimizde gençtik.) H. Şükrü Kabil'in yazıhanesinde yazdık ve Kur’an Kursunun kurulmasına İstinye’de taş ocağı işleten hemşerilerimizin yardımları ile öncülük ettik. (Ne yazık şimdi talebesiz, boynu bükük o eski feyizli günleri arıyor.)

“Kısa bir sürede sıfırdan üç katlı bir bina yaptık. Diyanet İşleri Başkanlığı kurs öğretmenliği için imtihan açtı. İmtihana girdim, kazandım ve resmi Kur’an kursu öğretmeni oldum. Yd. Sb. Olarak askerliğimi yapmak üzere, Balıkesir İd. Ve lojistik hizmetler okuluna gidinceye kadar orada Resmi Kur’an kursu öğretmenliği görevinde bulundum. Yüzlerce Anadolu evladına Müftülük tasdikli Belgeler verdik. Bir gün Köyden Komşumuz aynı zamanda da hocamız olan Merhum H. Hüseyin Kaplan hoca efendi beni çağırdı.

‘ŞİRKETİN KURUŞULUNDA
BABAMDAN PARA ALDIM’

“Bana: ‘Ali biz Ku’ran kursları olarak bir matbaa şirketi kurmak istiyoruz.’ dedi. İşadamlarından Kamil Denizolgun, İbrahim Makas birçokları rahmetli olan bir kısım hoca efendiler ve o zamanın Süleyman efendi hazretlerine bağlı işadamları şirket kurucuları arasında idi.

“Ancak şirketin kuruluş sermayesini bulmakta zorlanıyorlardı. O yıllarda kısmen fakirlik ve yokluk yılları idi. Benden babana söylesen bize ortak olsa, yahut sen ortak olsan olur mu? Deyip babamdan para istememi söylediler. O zamanlar rahmetli babam Ankara’da müteahhitlik yapıyordu. Maddi durumu oldukça iyi idi.
“Ankara’ya gittim durumu babama anlattım. Hizmet maksadı ile “FAZILET NEŞRİYAT” diye bir matbaa şirketi kurulacak dedim. Babam bana o zamanın parası ile Beş bin TL. verdi. Geldim Şirketin kuruluş merhalesini yürüten insanlara parayı verdim.

(O tarihlerde beş bin TL. hatırı sayılır bir para idi.) Gel zaman git zaman sonra bizim kuruculuğumuz ‘Hisse senedine’ döndü. "Hizmettir" dedik. Kurucu olmasak da (beş bin) liralık hisse senedini aldık. (Tabii o zaman beş bin lira büyük para idi.)

“Sonra senedimiz 15.000 TL.'ye çıktı. S. Arabistan, Almanya gurbet sonrası birkaç kez telefonla şirkette çalışanlara hisselerimin akıbetini sordum. Bizim senetler ne oldu diye? Yakında sana döneceğiz, gereken bilgileri vereceğiz” denildi. Hiçbir şekilde ses seda çıkmadı. Bir türlü yazılı ve sözlü bir bilgi alamadım. (Tabir caiz ise bizi muhatap bile kabul etmediler.)

CEMAATTE ‘YASAKLI’ İLAN EDİLDİ

“Ters düşmemizin en önemli sebebi büyük oğlum İsmail’in Sarıyer’de AK Parti’nin kurucuları arasında yer alması idi. Oğlum birkaç dönem AK Parti Sarıyer ilçe yönetiminde ikinci başkanlık, bir dönem de Sarıyer’de imar komisyonu başkanlığı yaptı. Oğlumun AK Parti’yi destekleme faturası bana kesildi. Ben “Yasaklı” (!) ilan edildim. Hakim de kendileri, savcı da kendileri bana hiçbir şey sorulmadı.

“Bu defa hisselerimin akıbetini öğrenmek için 22.05.2025 tarihinde bir dilekçe ile Fazilet neşriyata müracaat ettim. Tabi yine bir cevap yok.

‘MİNAREYİ ÇALAN KILIFINA UYDURMUŞ’

“Bizim hisse senetleri sözde tarikatçılar, hizmet ehli (!) tarafından uçurulup, hiç edilmiş, buharlaşıp kayıp olmuş, yok olup gitmiştir. Nasıl yok ettiler bilemiyorum… Minareyi çalmışlar kılıfını da uydurmuşlar. Kul hakkı ve ahireti düşünenler yok. Bilmiyorum benim durumunda olan kaç aldatılmış, hisse senetleri gasp edilen kardeşimiz vardır. Ben elimdeki belgelerle başta CİMER ve MASAK olmak üzere birçok devlet kurumuna resmen müracaat ettim. İnşallah bir “Molla Kasım” Zuhur eder de Hakkımızı bu gaspçıların elinden kurtarır. Hisselerimizi bugünkü değeri ile bize iade ederler.”

Sonraki Haber