Tarım dışı istihdam kaybı iki milyonun üzerinde

ASO Başkanı Nurettin Özdebir, ekonomide kırılganlığın varlığını sürdürdüğünü bildirdi. Kredi hacmindeki artışın üretimden çok tüketime gittiğini kaydeden Özdebir, tarım dışı istihdam kaybının 2 milyonun üstünde olduğunu söyledi

Dünyada yaşanan ekonomik krizin uzun vadede ülkelerin politika tercihlerinde ulusal üretim kapasitelerini artırma yönünde bir dönüşüme neden olacağı öngörüldüğünü kaydeden Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, bu ayki meclis toplantısında istihdamdaki kayıplara dikkat çekti. "Son aylardaki toparlanmaya ve 2019’un çok iyi bir yıl olmamasına rağmen Türkiye ekonomisi hala pandemi öncesi seviyeye gelememiştir. Hem dış talep, hem de iç talepte beklenen artışın ortaya çıkmaması, ekonomik dengelenme sürecini yavaşlatmaktadır" diyen Özdebir, "Belirsizlikler risk algısını artırmakta ve her geçen gün yatırım iştahı azalmakta, sağlık sorunu ortadan kalkmadan ekonominin tam olarak normalleşmesi mümkün gözükmemektedir. Bazı makroekonomik göstergeler ekonomik direnci desteklese de, ülkenin yüklü dış finansman ihtiyacı ve ekonomi dışı belirsizlikler, TL üzerindeki baskının devam etmesine neden olmakta, kırılganlıklar varlığını korumaktadır" ifadelerini kullandı.

İŞSİZLİK ARTIŞI SÜRECEK

Pandeminin en önemli olumsuz etkisinin istihdam piyasası üzerinde görüldüğünü vurgulayan Özdebir, şunları söyledi: "Son dönemde işgücü piyasasında dikkat çeken nokta istihdam kaybının yüksek seviyede olmasıdır. Tarım dışı istihdam kaybı 2 milyonun üzerine çıkmıştır. İstihdam kaybı yüksek olmasına rağmen iş aramayan insanlar işsiz sayılmadığı için, işsizliğin artmasına neden olmaktadır. Ekonomide canlanma ile birlikte potansiyel işsizlerin tekrar iş gücüne katılmak istemesi, işsizliğin önümüzdeki dönemde daha da artma eğilimine girmesine neden olabilecektir."

Bütün bunlara rağmen mevcut durumda en önemli sorununun kendi para bilimimize karşı olan güven sorunu olduğunu ifade eden ASO Başkanı, "Güven sorunu sürekli kur ataklarına neden olmaktadır. Kalıcı bir çözüm önerisi ortaya koyamadığımız sürece TL’ye karşı güven algısını oluşturmak zorlaşmaktadır. Bu şekilde devam ettiği sürece ülke ekonomimiz sürekli kur ataklarına maruz kalacak ve her atağın ardından kur daha yüksek bir seviyede dengelenecektir. Başka ülkelerin bastığı parayı, farklı ülkelerden ödünç aldığın parayla dizginlemek yerine kendi bastığın parayı güçlendirecek ve yönlendirecek bir politika tercihi ortaya koymamız gerekmektedir. Döviz kurundaki artışlar hem fiyat üzerinde hem de refah üzerinde olumsuz etkileri beraberinde getirmektedir" diye konuştu.

ÜRETİM MALİYETLERİ ARTIYOR

Özdebir, sözlerini şöyle sürdürdü: "Üretimimiz yüksek oranda ithalata bağlı olduğu için, kur artışı ithal edilen ara malı ve sermaye malı fiyatlarının TL karşılığının artmasına, üretim maliyetlerinin yükselmesine ve tekrar fiyatların artmasına neden olarak enflasyon beklentilerinin artmasına neden olmaktadır. Öte yandan son dönemlerde pandemiye bağlı olarak ulusal tasarrufa aktaracak yeterli gelir yaratamıyoruz. Gelir seviyesi düşük olduğundan tasarruflarımız da düşük seviyede kalıyor. Gerek üretimin, gerekse ihracatın katma değeri düşük ürünlerden oluşması, ekonomide bir kısır döngünün ortaya çıkmasına da neden olmaktadır. Son dönemde tasarruf seviyemiz oldukça düşmüştür. Tasarrufların artırılmasında öncelik, kamuda yapılacak olan tasarrufla mümkün olacaktır."

İTHAL İKAMECİ POLİTİKA ŞART

"Dış ticarette ortaya çıkan dengelenme süreci ekonominin dinamizmini bozmaktadır. Bu sıkıntılı dönemde dahi ithal lüks tüketim mallarına talep artışı hala devam etmektedir. Bize düşen görev, ithal ikameci bir politika tercihi ile ithalatımızı azaltıp ihracatımızı artırmaktır. Enflasyonda kalıcı bir düşüşün sağlanması için, sanayi hammadde maliyetlerinde ithal ikamesine bağlı kalarak, yüksek teknoloji ve katma değer odaklı yerli üretim şarttır. Son dönemde,cari dengede bir bozulma söz konusudur."

GAZİANTEP'TE 300 TESİS AÇILDI, İSTİHDAM 408 BİNİ AŞTI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın TEKNOFEST için geldiği Gaziantep'te 300 fabrikanın toplu açılış törenini yapmasının ardından, tesislerin yeni olmadığına ilişkin iddialar ortaya atıldı. Bunun üzerine Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'tan "Türk sanayisinin gücünü yerinde görmek isteyenlere Gaziantep OSB'nin kapıları açık" daveti geldi.Varank, sosyal medya hesabında, "Lokanta, eczane ve market dediğiniz o üç yatırım burada. Yalnızca bu üç tesiste 55 bin metrekare kapalı alan, 170 milyon lira yatırım ve 444 istihdam var" ifadelerini kullanarak, kurulan tesislerin fotoğraflarını paylaştı. Varank'ın paylaşımında, Gaziantep'te Haziran 2016'da 338 bin 199 olan aktif SGK’lı çalışan sayısının, Haziran 2020'de 408 bin 866'ya yükseldiği yer aldı.

Bakan Varank’ın açıklamalarının ardından Gaziantep Valisi Davut Gül de beraberindeki heyetle açılan tesisleri yerinde inceledi ve iddialara yanıt verdi. Yapılan eleştirilere değinen Vali Gül, "Firmanın isimlerine bakıyorlar ve internetten onun kuruluşuna bakıyorlar. Deniliyor ki '1960, 1970, 1980'da kurulan bir firmanın şimdi açılışı yapılıyor.' Biz 300 firma açmadık biz 300 tesis açtık. Bunun içinde 10, 50, 100 yıllık firmalar var" dedi.

Sonraki Haber