Terör örgütü Zeytin Dalı harekat bölgesini işgale hazırlanıyor

Suriye’nin İdlib kentini kontrolü altında tutan terör örgütü Heyet-i Tahrir Şam (HTŞ) militanları, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Zeytin Dalı Harekatı ile terörden arındırdığı Afrin kentine girmeye çalıştı.

Heyet-i Tahrir Şam militanları, haftasonu yaptıkları yeni bir hamle ile Afrin’e girmeyi zorladı.
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR)’nin bildirdiğine göre, tam teçhizatlı ağır silahlarla donatılmış çok sayıda araçtan oluşan bir konvoy halinde kuzey Halep kırsalından Afrin sınırına gelen teröristler, kent merkezine doğru ilerlemeye çalıştı. Ancak HTŞ’li teröristleri Gazaviye Sınırı’nda Türkiye destekli muhalif gruplar karşıladı. Muhalifler, örgütün Afrin’e ilerlemesine izin vermezken, Türk askerinin de devreye girmesiyle HTŞ’li teröristler geri dönmek zorunda kaldı. Gözlemevi’nin haberinde, şu bilgiler paylaşıldı:
“Türk güçlerinin kontrolünde bulunan bölgeler ile HTŞ'nin kontrolünde bulunan bölgeler, Deyr Balut ve Gazaviye sınır kapıları olmak üzere iki kara geçidiyle birbirine bağlanıyor. HTŞ’nin harekete geçmesiyle birlikte Türk kuvvetleri ve vekilleri de, konvoyun kuzey Halep kırsalından Afrin kent merkezine girişini engellemek için Gazaviye Sınırı’nda konuşlandı.”

ÖRGÜTÜN SINIR VURGUNU

Haberde, HTŞ’nin El-Bab kırsalında bulunan ve bölgedeki kaçakçılık operasyonlarını yürüten Ahrar Avlan Grubu’nu desteklediği belirtildi. Bu kaçakçılık ve sınır ekonomisi, örgütün mali imparatorluğunun en stratejik unsuru olarak kabul ediliyor.
Haziran 2017'de HTŞ, Ahrar el-Şam ile yaşanan silahlı çatışmaların ardından Türkiye ile olan en önemli insani ve ticari geçiş kapısı olan Bab el-Hava geçişini devralmış ve Ahrar grubu bölgeden çekilmişti. HTŞ sınır kapısını devraldığında Türkiye, sınırın bir terör örgütünün kontrolüne girmesi nedeniyle insani olmayan malların geçişini kısıtlayacağını açıklamıştı. O zamandan beri sınırın Türk tarafı dronlarla izleniyor ve gıda dışı ürünlerin kapsamlı denetimleri yapılıyor.
Ancak HTŞ, Türkiye'nin kontrollerini atlatmak için sınırdaki sivil otoriteyi görevde tuttu ve sözde komutanlarından birini, Mustafa Qadid tarafından kurulan ve denetlenen Geçişler Genel İdaresi aracılığıyla gayri resmi olarak yönetmesi için atadı. Qadid tarafından atanan ve el-Muğire olarak bilinen HTŞ yetkilisi, ticari mallar için gümrük tarifeleri belirlemekten ve sınırdan geçen kamyonlara uygulanan ücretlerden elde edilen gelirleri toplamaktan sorumlu. Bab el-Hava'dan elde edilen tahmini gelirin ayda 10-15 milyon dolar olduğu değerlendiriliyor.
HTŞ, Bab el-Hava'ya ek olarak şu anda Afrin ile Gazaviye sınırını da yönetiyor. Ayrıca insan ve mal kaçakçılığı operasyonlarını yürüttüğü gayri resmi bir geçiş olan Dorriyeh sınırını da kontrol ediyor. Türkiye ile olan diğer iki resmi sınır kapısında ise HTŞ'nin herhangi bir varlığı bulunmuyor. Kafr Lucin'deki askeri sınır ve Atmeh'teki sivil sınır, Türkiye destekli gruplar tarafından kontrol ediliyor.
HTŞ, Suriye Ordusu'nun Aralık 2019 operasyonu öncesinde Hama'da Morek, Abu Dali, Qalaat al-Madiq, Mansoura ve el-Eis dahil olmak üzere Suriye bölgeleriyle olan bir dizi geçişi de kontrol ediyordu. Fakat bu geçişler Suriye Ordusu'nun ilerleyişiyle birlikte kapandı. O zamandan beri HTŞ, geçişleri yeniden açmak için çaba sarfediyor.
HTŞ, tüm bu kapılardan İdlib'e gelen mallara, un ve buğday hariç, vergi uyguluyor. Vergiler, malların türüne göre ton başına 3 ila 7 ABD Doları arasında değişiyor. Ayrıca İdlib'den çıkarılan her tarımsal makine parçası için 500 ABD Doları ücret isteniyor.
Eski bir HTŞ komutanına göre, tek başına Morek geçişinden elde edilen gelir ayda yaklaşık 800 bin dolar iken, Abu Dali, Qalaat al-Madiq ve al-Eis'ten elde ettikleri gelirle birlikte bu rakam ayda 1,5 milyon dolara ulaşıyordu.

HTŞ ‘ANKARA-ŞAM UZLAŞISI’NA HAZIRLANIYOR

Diğer yandan HTŞ, Haziran ve Ekim 2022’de, tam da Türkiye’nin Şam’la uzlaşmanın koşullarını oluşturmaya çalıştığı bir dönemde Suriye Milli Ordusu (SMO) içindeki üç örgütle birlikte yine Afrin’e girmiş, Azez’e doğru ilerlemeye başlamıştı. SMO’ya bağlı Hamza Tümeni, Ahrar’uş Şam ve Süleyman Şah Tümeni HTŞ ile birlikte hareket ederken, SMO içinde Üçüncü Kolordu’nun lider bileşeni olan Cephet’üş Şamiye ile Ceyş’ul İslam bölgenin işgaline karşı durmuştu. Bu süreçte Türk istihbaratı devreye girerek muhalifler arasındaki anlaşmazlıkları dondururken, Türk Silahlı Kuvvetleri de bölgeye zırhlı araçlar sokarak HTŞ’nin İdlib’e dönmesini sağlamıştı.
Bölge kaynakları, HTŞ’nin, Ankara’nın Şam ile anlaşmasına yönelik bir hazırlık içinde olduğunu belirtiyor. Örgüt bu kapsamda bir yandan İdlib’den çıkarak alanını genişletmeye çalışırken, bir yandan da SDG ile anlaşarak ABD’nin desteğini kazanmak istiyor. Son aylarda HTŞ’den bazı heyetlerin Fırat’ın doğusuna giderek PKK/PYD liderleriyle görüşmesi de bu yorumları doğrular nitelikte. Geçen aylarda HTŞ ve PKK/PYD arasında bir petrol anlaşması yapıldığı açıklanmıştı.

Sonraki Haber