İşçi ve işverenler bozulan çalışma barışını Aydınlık’a değerlendirdi: ‘Ücret politikası rayından çıktı’

Ücret politikasındaki dengesizliklere işaret eden Türk-İş 3. Bölge Temsilcisi Çakmak, dengenin toplu iş sözleşmesi mücadeleleriyle sağlanacağını söyledi. İSO Başkan Yardımcısı Özhamaratlı ise önceliğin enflasyonla mücadele ve işin korunması olması gerektiğini belirtti

Yüksek enflasyon dönemi devam ettikçe kamuoyunda çalışma barışının bozulduğuna yönelik değerlendirmeler öne çıkıyor. İşverenler, iş gücü maliyetlerinin yükselmesini ve ihracatta rekabetçi fiyatların yapılamadığını öne sürerken, işçi tarafı da ücretlerin enflasyon karşısında eridiğini ve alım gücünün düştüğünü dile getiriyor. Özellikle asgari ücretin belirlendiği ve toplu iş sözleşmelerinin imzalandığı dönemler, işverenler ve işçi sendikaları arasındaki mücadelelere, işçilerin iş bırakma eylemlerine sahne oluyor. İş dünyası ve işçi temsilcilerine yüksek enflasyon döneminin iş barışını tehlikeye düşürüp düşmediğini, çalışma huzurunun bozulup bozulmadığını sorduk.

‘TÜM DENGELER BOZULDU’

Hayrettin Çakmak

Özellikle toplu iş sözleşmesi olmayan işçilerin alım gücünün düştüğünü ve asıl sorunun bu olduğunu belirten Türk-İş 3. Bölge Temsilcisi Hayrettin Çakmak, şöyle konuştu: “Enflasyon tüm dengeleri bozdu. Sadece işçinin ücretlerini değil dengeleri bozdu. Ücret politikası zaten alabora oldu. Rayından çıktığını görüyoruz. Memurlara yapılan zamlar ile işçilere yapılan zamlar arasındaki fark dengesizlik yarattı. Bunun çözümü de yine ancak toplu sözleşme dönemlerinde bizim mücadelelerimizle ücretlerin artmasıyla olacak.

‘TİS’İ OLMAYANLAR KORUYAMIYOR’

“Enflasyon döneminde çalışanların ücretlerinin, aldıkları zamların hızlı bir şekilde erimesi ve alım gücünün düşmesi ise daha büyük bir sorun. Biz toplu iş sözleşmeyle çalışanların alım gücünü koruyabiliyoruz. Ancak toplu iş sözleşmesi (TİS) olmayanlar koruyamıyor maalesef. Ve enflasyon karşısında gelirleri çok düşüyor. Asıl sorun burada. İşçilerin ücretlerindeki artışın, enflasyondaki artışın altında kalmaması gerekiyor. Hükümetin çok hızlı bir şekilde bu enflasyon sorununa çare bulması, el birliği ile hepimizin enflasyonu düşürmemiz ve alım gücünü eriten bu durumu bir an evvel engellememiz gerekiyor.”

İKİ TARAF DA HAKLI

İrfan Özhamaratlı

İşveren tarafının da işçi tarafının da haklı olduğunu, ancak öncelikle işin korunması gerektiğini ifade eden İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İrfan Özhamaratlı, şunları kaydetti:

“Çalışma ortamı, iş barışı, hem işveren hem çalışan açısından çok önemli. Devlet ve ülke açısından da önemli. Çünkü verimliliğin atması için herkesin mutlulukla çalışıyor olması lazım. Ama şu geldiğimiz noktada tabii enflasyonun artması, özellikle büyükşehirlerde kiraların yükselmiş olması, çalışanın ihtiyaçlarını da artırdı. Dolayısıyla verilen zamlar enflasyonla bir süre sonra maalesef eriyor. Bu sebeple de çalışan tarafında haklı olarak maaş artışının yüksek olması yönünde talep var. “Diğer taraftan işveren açısından da zaten döviz bazında rakamlar epey yukarı çıktığı için rekabet gücünün olumsuz şekilde etkilenme durumu söz konusu. İhracata çalışan sektörler, firmalar ciddi zorluk yaşıyor. Bu sebeple şimdi asıl olan işin korunması olmalı. Herkesin odaklanması gereken konu bu olmalı. Gerek çalışan tarafı, gerek işveren tarafı işin korunmasına önem vermeli ki iş varsa işveren var, çalışan var. Önce iş olmalı? İşin olmaması satabilme, üretebilme imkanının kalmaması, herkes açısından sıkıntı.

‘ÖNCELİK ENFLASYON VE İŞİN KORUNMASI’

“Fakat her iki tarafın da haklılık payı var. O sebeple mümkün olduğunca hızlı şekilde enflasyonun aşağı çekilmesi çok elzem. Plan yapabilme ön gövde bulunabilme adına mutlaka ne yapıp edip enflasyonu aşağı çekmemiz lazım. Geçmişten farklı olarak, bulunduğumuz dönemde maalesef kurlar enflasyonla orantılı olarak artmıyor. Artmaması da dışarıdan ithal gelen mallara avantaj sağlarken ihracatçının da dış pazarlarda malını satmasını zorlaştırıyor. Bu sebeple olumsuz etkisi var, işveren gerçekten elinden gelenin fazlasını veriyor. Ama çalışan da haklı şartlar ağır ihtiyaçlar fazla, hayat pahalandı. Dolayısıyla gelen zamlar fiyat artışlarıyla birlikte maalesef yeterli gelmiyor ya da bir süre sonra kısa bir süre sonra yeterli olmaz hale geliyor. Onun için eğer enflasyon aşağı çekilirse önümüzü görerek bir denge oluşturma imkanı olacak.”

Sonraki Haber