TÜRK-İŞ’ten vergide adalet seferberliği

Atalay, TİSK’in Ortak Paylaşım Forumu’ndaki konuşmasında iktidar ve muhalefete, verdikleri sözleri hatırlattı. ‘Hangi çağda yaşıyoruz! Baskıyla, tehditle, hatırla sendikacılık yapmayalım.’ diyen Atalay, memur ve işçi emeklisi arasındaki haksızlığa da dikkat çekti

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından Çırağan Sarayı'nda "Cumhuriyet'imizin 100. Yılında Çalışma Hayatı" temasıyla düzenlenen Ortak Paylaşım Forumu'nda yaptığı konuşmada, tüm Türkiye’de yürütecekleri “Vergide Adalet” kampanyasını duyurdu. Atalay, buradaki konuşmasında işçi ölümlerine dikkat çekti, işverenlerin sendika karşıtı tutumunu eleştirdi, Çalışma Bakanı’na seslenerek uyguladıkları politikalarla çalışma barışının sağlanamayacağını söyledi.

Atalay’ın konuşmasından öne çıkanlar şunlar oldu: "İşçi ve iş sağlığıyla ilgili düzgün şekilde yatırım yapanlar var mı? Tabii ki var, onların büyük çoğunluğu bu salonda. Bir sürü işveren örgütü var, TİSK'te örgütlüyüz. Diğer işverenler, ilk fırsatta imkan olsa 'Sendikalar kapansa da olur' dedikleri zaman da oluyor."

İKİSİ DE KAMYONUN ARKASINDA MAAŞLARINDA UÇURUM VAR

“8 ay evvel aldığımız paranın hiçbir hükmü kalmadı. Ocaktakine şu kadar, şubattakine, marttakine bu kadar zam doğru değil. Memur emeklisine yüzde 50, işçi emeklisine yüzde 30 zam da doğru değil. Bu ülkede iş barışını sağlayamazsınız. Çöp arabasının arkasında iki tane kardeşimiz var, inanın ikisinin arasında 10 bin lira fark var. Biri kamyonun sağında biri solunda duruyor. Biri şirket elemanı, biri belediyenin elemanı.

KAPI KAPI VERGİDE ADALET DİYECEKLER

“Bunları siz de biliyorsunuz benim görevim bunları söylemek” diyen Atalay şöyle devam etti: "Benim bir yılda iki maaşımı vergiden dolayı alıyorlar. Böyle bir sistem dünyanın hiçbir yerinde yok. Bugünden itibaren 81 vilayetin her ilçesinde ‘vergide adalet, az kazanandan az çok kazanandan çok’ diyerek bütün bilbordları giydiriyoruz. Bunu illerde kapı kapı anlatacağız.”

330 VEKİL İŞVEREN KÖKENLİ HİÇBİRİNDE SENDİKA YOK

“Taşeronla ilgili 8 ay önce iktidarı, muhalefeti söz verdi seçimden önce. Şimdi kimse ağzına almıyor.” diyen Atalay, Türkiye'de az gördükleri yüzde 14 sendikalaşma olmasının en büyük sorumlularının kendileri ile birlikte HAK-İŞ ve DİSK olduğunu dile getirdi. İşçisi, memuru, işsizi bu ülkenin yüzde 65'i olduklarını ancak mecliste kendilerinden kimse bulunmadığı için kale alınmadıklarını söyleyen Atalay, “330 tane işveren kökenli vekil var. Bunların hiçbirinin iş yerinde örgüt, sendika yok. Sendika dediğin zaman kapının önüne koyuyorlar. Bir ötesi daha var belediye diyor ki şu sendikaya üye olacaksın. Siyasi parti şu sendikaya geçeceksin diyor. Hangi çağda yaşıyoruz! Baskıyla, tehditle, hatırla sendikacılık yapmayalım.” dedi.

20 senedir şeker fabrikalarının özelleştirilmemesi için kapı kapı dolaştıklarını, Kovid-19 salgınının ardından gıdanın öneminin görüldüğünü, özelleştirilmeyen fabrikaların sayısının çok az kaldığını, sendikalaşmanın önemli olduğunu ve sendikalaşmayı itibarsızlaştırmayı doğru bulmadığını da sözlerine ekledi.

‘ENGELLERİ KALDIRIN’

HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan da forumda bir konuşma yaptı. 16 milyon işçinin sadece yüzde 14'ünün sendikalı olmasının temsil krizini de beraberinde getirdiğine işaret etti. Bu durumu aşabilmek için sendikaların örgütlenmesinin önündeki engellerin aşılması gerektiğini ve işçilerin sendikalaşmak istediğini belirten Arslan, sendikal örgütlüğünün önündeki engellerin kaldırılması konusunda mevzuat düzenlemesine ihtiyaç duyulduğunu, şu sözlerle anlattı:

"İşçi örgütlülüğünün önündeki engelleri kaldıralım ve güçlü bir sendikal yapıyla masaya oturalım. Bunun yaptığımız zaman dünyaya da örnek bir endüstri ilişkiler sistemini inşa edeceğiz. Bunu başarabilir miyiz? Ben bu anlayış hakim olduğu zaman bunu başaracağımıza inanıyorum."

Türkiye'de adil, hakkaniyetli, çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınan bir sisteme ihtiyaç duyulduğu görüşünü de savunan Arslan, “Kayıt dışı istihdamda mücadelede TİSK ile aynı yerdeyiz. Sendikal örgütlülüğü yaygınlaştırırsak kayıt dışılığı ortadan kaldırıyoruz. Sendikal örgütlülüğün desteklenmesi konusunda işletmelerimizde bazı teşvikler sağlanması gerekiyor. Örneğin; vergide yüzde 5'lik avantaj sağlanmalı." dedi.

TİSK BAŞKANI’NDAN YETENEK AÇIĞI VURGUSU

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol da açılış konuşmasında Türkiye'deki iş gücü ve yetkinlik açığına dikkat çekti. Akkol, şunları kaydetti: "Sanayicimiz, esnafımız, turizmcimiz iş gücüne erişimde ciddi zorluklar yaşıyor. Bir tarafta Avrupa'dan Türk iş gücüne belirli segmentlerde çok büyük talep var. Bazı iş yerlerimiz 'İş gücü açığı var, üçüncü vardiya koyamıyoruz.' açıklamaları yapıyor. Diğer tarafta halen gençlerimizde hatırı sayılır bir işsizlik var. Dolayısıyla bu ikisini bir araya getirecek programlara ihtiyacımız var. İşverenin, yatırım ve istihdamı destekleyecek önemli adımlara ihtiyacı var." dedi.

‘YAŞLILIK SİGORTASI’ AÇIKLAMASI

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından 5'incisi bu yıl "Cumhuriyetin 100. Yılında Çalışma Hayatı" temasıyla Çırağan Sarayı'nda düzenlenen Ortak Paylaşım Forumu'nun (OPF) açılışında konuştu.

Bakan Işıkhan buradaki konuşmasında Yaşlılık Sigortasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Işıkhan çalışma hayatının mevcut sorunlarını çözmek ve gelecekte oluşacak sorunları öngörmek mecburiyetinde olduklarını vurgulayarak "Aksi takdirde Bakanlık olarak çağdaş bir endüstri ilişkisini kuramayız. Bunun için de hem işçilerimizin hem işverenlerimizin yaşadığı sorunları anında ve çok kısa bir süre içerisinde çözme çabasında olduk." dedi.

DEPREM BÖLGESİ

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen şehirlerde çalışma hayatının eski durumuna gelmesi için çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Işıkhan, "Konutlar, önce teslim edilecek. Konuttan sonra iş yerleri ve atölyelerin inşası ve onarımıyla deprem bölgesindeki çalışma hayatının eski haline getirilmesi ivme kazanacak." ifadelerini kullandı.

Işıkhan, deprem bölgesi başta olmak üzere ülke genelindeki nitelikli eleman talebine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"İş gücünde Türkiye tarihinden önemli bir noktadayız ancak belirli alanlarda ve mesleklerde bu sıkıntıları yaşıyoruz. Yabancı iş gücünün gelip çalışması noktasında çok büyük bir mesafe aldık. Salgın sürecinin ardından iş gücünü tutamıyorsunuz, uluslararası rekabetçi bir sistem içerisinde farklı çalışanların ve farklı çalışma biçimlerinin olduğu bir dünyaya gidiyoruz. Bakanlık olarak buna ayak uydurmak ve yasal mevzuatı gerçekleştirmek zorundayız."

‘NÜFUSUMUZ YAŞLANIYOR’

Türkiye’de nüfusun yaşlandığına dikkat çeken Işıkhan, “Sayın Cumhurbaşkanı'mızın vaadi olan Yaşlılık Sigortası'nı da orta vadeli bir dönem içerisinde hayata geçirmek zorundayız. Yaşlılarımızı korumak durumundayız. Sosyal devlet mekanizmalarını hayata geçiriyoruz. Amacımız, burada vatandaşlarımızın yaşam kalitesini bir üst noktaya taşımak, risklere karşı koruyucu, önleyici hizmetleri geliştirmek."

Yaşlı nüfusun istihdamda yer almasını sağlayacak düzenlemelere ihtiyaç olduğunu vurgulayan Işıkhan, söz konusu nüfus gruplarının karşılaşabileceği sorunları öngörmeleri gerektiğini de vurguladı.

‘İŞ KANUNU DEĞİŞECEK’

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan TİSK’in Cumhuriyetin 100. Yılında Çalışma Hayatı" temasıyla düzenlenen Ortak Paylaşım Forumu'nun açılışında yaptığı konuşmada İş Kanununun değişeceğini açıkladı. Kanun tekliğini Meclis’e sunacaklarını anlatan Erdoğan şu ifadeleri kullandı: “İş kanunlarına, bireysel iş hukukuna ilişkin diğer kanunlarda yer alan düzenlemeleri tek bir temel iş kanunu ile bütüncül yapıya kavuşturmayı hedefliyoruz. Bu çerçevede ortaya çıkacak Türk iş kanunu ile etkinliği ve verimliliği artırabileceğimize inanıyorum. Hazırlıklarımızı tekemmül ettirdikten sonra inşallah bu meseleyi Meclisimizin ve kamuoyumuzun taktirine sunacağız.”

Sonraki Haber