Yunanistan'a Meis uyarısı

Yunanistan, Meis Adası'nın hava sahasını da kapsayan bir bölgede tatbikat yapacağını duyurdu. Türkiye ise yayınladığı bir karşı bildirim ile Meis'in Gayri Askeri Statü'de olduğunu hatırlattı

Yunanistan, önceki gün yayınladığı bir NOTMAR (denizcilere havacılık bildirimi) ile 21 Eylül için Doğu Akdeniz'de Rodos Adası'nın güneyinde bulunan geniş bir sahayı tatbikat için kapattı. Meis Adası'nın hava sahasını da kapsayan bildirimde, atışsız havacılık eğitimleri düzenleneceği duyuruldu. Türkiye'nin Antalya İstasyonu'ndan yayınlanan bir karşı bildirimle ise; Meis Adası'nın 1947 Paris Antlaşması çerçevesinde Gayri Askeri Statü (demilitarized)'ye kavuşturulduğu ve Yunanistan'ın tatbikatının bunu ihlal edeceği hatılatıldı. Bildirimde, Yunanistan'ın kapattığı bölgenin Türk Servis Sahası içinde bulunduğu kaydedildi.

HUKUKİ ÇALIŞMANIN PARÇASI

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Temmuz 2020'de yaptığı bir açıklamada, Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Ege başta olmak üzere bölgedeki yol haritasını ve kırmızı çizgilerini anlatmış; adalar için “Yasal anlamda çalışmalar fiilen başladı.” ifadelerini kullanmıştı. Türkiye'nin hukuki hazırlığı kapsamında geçmişten farklı olarak Gayri Askeri Statü'deki adalara ilişkin tüm ihlaller Navtex'ler ile kayıt altına alınmaya başladı. Geçen yıl Sakız, Sisam, Semadirek, Limni, Ahikerya ve Batnoz adalarında 1923 Lozan Barış Antlaşması ve 1947 Paris Antlaşması ile belirlenen Gayri Askeri Statü'nün ihlaline yönelik 3 Navtex yayınlanmış, Doğu Ege adalarının statüsünü ihlal eden eylemlere ilişkin Birleşmiş Milletler'e (BM) şikayet mektubu gönderilmişti.

YUNANİSTAN İNKAR ETMİYOR

Aslında Yunanistan, Gayri Askeri Statü'deki adaları silahlandırdığını da inkar etmiyor. Bunu Birleşmiş Milletler Antlaşması'nın 51. maddesindeki 'meşru savunma hakkı'na dayandırdığını iddia ediyor. Halbuki sözleşmelerle Gayri Askeri Statü'nün kabul edilmiş olması, devletin egemenliğine getirilen bir kural dışılığın kabulü anlamına geliyor. Çünkü Gayri Askeri Statü (demilitarized), Silahsızlandırılmış Statü'den (disarmed) farklı olarak egemen ülkenin tüm tahkimat olanağını ortadan kaldıran, üç boyutlu devlet ilkesi gereğince hava, kara ve deniz ülkesinde geçerli olan bir rejimi ifade ediyor. Silahsızlandırılmış ifadesinin kullanılması askeri amaçlarla kullanılmayan askeri hava araçlarının uçuşuna ve hatta ikametine müsaade ederken, Gayri Askeri Statü ne uçuşlara, ne sahil güvenlik gemilerine ne de insansız deniz ve hava araçlarına izin veriyor.

Londra Antlaşması'nın 5'nci, Atina Antlaşması'nın 15'nci, Lozan Anlaşması'nın 13'ncü, Boğazlar Sözleşmesi'nin 4 ve 6'ncı maddesi ile 1947 Paris Antlaşması'nın 14'üncü maddesi ve ilgili ekleri, Gayri Askeri Statü'nün tartışmaya mahal vermeyecek şekilde kabulünü içeriyor. Bu sözleşmelerde hava ve deniz ülkesine yönelik özel hükümler getirilmediği için de rejimin en geniş yorumuyla uygulanması gerekiyor. Nitekim Finlandiya’nın güvenliğini gözeterek “1921 tarihli Aaland Adası’nın Tarafsızlaştırılmasını Düzenleyen Sözleşme”de, Gayri Askeri Statü içindeki çeşitli imtiyazların özellikle tanımladığı görülüyor. Bu bakımdan mevcut rejimde; askeri amaçlarla kullanılan sivil uçakların dahi hava sahasından geçmesine müsaade edilmemesi gerekiyor. Aynı şekilde 1994 tarihli San Remo Manüeli gereğince de askeri faaliyetler için kullanılan ticari gemilerin de önlenmesi, askeri gemi statüsündeki sahil güvenlik botlarının ise geri çekilmesi gerekiyor.

Ayrıca deniz hukukçuları ve uzmanlar; Yunanistan'ın adalardaki statükonun gereklerini yerine getirmemesi durumunda; adaların devir şartının ortadan kalkacağı belirtiyor. Türkiye'nin yaptığı bildirimlerde devir şartının ortadan kalkacağını özellikle belirtmesini isteyen hukukçular, defansif değil ofansif bir dış politika izlenmesini istiyor.

Sonraki Haber