ABD’nin Ortadoğu’da yeni deniz stratejisi

Nisan ayı sonunda ABD Kongresine sunulan bir yasa tasarısı, ABD’nin Batı Asya’da güncel politikasındaki bazı yeni ipuçlarını ortaya koyuyor. Denizcilik Mimarisi ve Ortadoğu’da Uluslararası Terörizme Müdahale (DENİZCİLİK) Yasası’nın gerekçesi, “İran ve diğer habis aktörlerden gelen deniz tehditlerine karşı Ortadoğu ortakları ve müttefikleriyle bir strateji geliştirmesi”. Yasa metninde, “Savunma Bakanı, Dışişleri Bakanı ile istişare halinde, İbrahim Anlaşmaları ve İsrail’in Amerika Birleşik Devletleri Merkez Komutanlığının sorumluluk alanına dahil edilmesiyle ortaya çıkan tarihi fırsatlardan yararlanarak Ortadoğu’ya entegre bir deniz alanı farkındalığı ve engelleme kabiliyeti geliştirmeye çalışacaktır.” deniyor. Buna göre, Savunma Bakanlığının yasanın kabulünden sonraki 60 gün içinde konuyla ilgili bir strateji hazırlaması şart koşuluyor.

İSRAİL’E KİLİT ROL

Son görevi, İsrail Deniz Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığı olan emekli Tuğamiral Yuval Eylon, yasayla belirlenecek Ortadoğu’daki yeni deniz stratejisinin İsrail’i kilit konuma getirdiğini vurguluyor. Eylon, Tel Aviv Üniversitesi Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsünün internet sayfasında yer alan yazısında şöyle diyor: 

“Abraham Anlaşmaları, ABD-İsrail askeri işbirliğinin Avrupa Komutanlığından (EUCOM) Merkez Kuvvetler Komutanlığına (CENTCOM) geçişiyle birlikte, İsrail’i ABD Beşinci Filosu liderliğindeki bir deniz ittifakının kurulmasında kilit bir oyuncu olarak konumlandırıyor.”

İsrail’in, 2021 yılında daha önce bağlı olduğu ABD Avrupa Kuvvetleri Komutanlığından Merkez Kuvvetler Komutanlığının (CENTCOM) sorumluluk sahasına alınması ile Batı Asya’daki yeni deniz stratejisi arasında bağlantı bulunuyor. Bu kapsamda, sorumluluk sahası CENTCOM ile paralellik içinde Basra Körfezi, Umman Denizi, Kızıldeniz olan ABD Beşinci Filosu’nun görev alanının İsrail ve Doğu Akdeniz’i kapsayacak şekilde genişlemesi söz konusu.

DOĞU AKDENİZ’DE ASKERİ YOĞUNLAŞMA

Aynı zamanda, ABD’nin Kıbrıs, Yunanistan, İsrail üçgeninde askeri yoğunlaşmasını artırdığı gözleniyor. Bu yöndeki gelişmeler, ABD’nin Güney Kıbrıs’a silah ambargosunu kaldırmasından sonra hızlandı. 16 Mayıs’ta ABD Deniz Kuvvetleri Avrupa-Afrika (NAVEUR-NAVAF) harekât alanında İleri Konuşlu Deniz Kuvvetleri-Avrupa’nın (FDNF-E) bir üyesi olarak üçüncü devriyesini gerçekleştiren Arleigh Burke sınıfı savaş gemisinin Güney Kıbrıs’ın Limasol kentini ziyareti bu kapsamda dikkat çekti. Türkiye ve KKTC’nin tepki gösterdiği bu ziyaret, geminin ABD Beşinci Filosu’nun harekât alanındaki operasyonlarının ardından Süveyş Kanalı’ndan kuzeye doğru yaptığı son geçişin ardından gerçekleşti.

Bu arada mayıs ayı başında İsrail, Güney Kıbrıs, Yunanistan ekseninde bir dizi görüşme yapıldı. Önce 4 Mayıs’ta İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant Atina’ya gitti. 9-11 Mayıs günlerinde ise Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Christodoulides Tel Aviv’deydi. Söz konusu ziyaretlerde masada konuşulan ana konunun Türkiye olduğunu tahmin edebiliriz. Zaten bu üç devletin yanı sıra ABD’nin dahil olduğu 3+1 ortaklığının kurulmasının asıl hedefi Türkiye.