Abdullah Öcalan: Bağımsızlıktan sonra da Türkçeyle yürüteceğiz


Kürtçe eğitim talebi, imkansızı istemektir. 1989 ve 1991 yıllarında yaptığımız söyleşilerde, Abdullah Öcalan bunu açık açık ifade etmiştir. Hatta bağımsız bir devlet kuracak olsalar, devlet işlerini 50 yıl Türkçeyle yürüteceklerini vurgulayarak belirtmiştir. “Rüyalarını bile Türkçe gördüğünü” söylemiştir. Yakalandıktan sonra Alb. Atilla Uğur’un İmralı’da yaptığı sorgulamalarda da aynı görüşleri yinelemiştir.
Abdullah Öcalan’ın Kürtçe eğitim konusunda söylediklerini Abdullah Öcalan ile Söyleşiler kitabından aynen aktarıyoruz.
HALİYLE TÜRKÇEM DAHA KUVVETLİDİR
PERİNÇEK: Türkçeyi ne zaman öğrendiniz?
ÖCALAN: İlkokuldan itibaren.
PERİNÇEK: Türkçe hayatınızda engel oldu mu? Yani anadilinizle konuşmamak ve yazmamak yüzünden bir sıkıntı çektiniz mi?
ÖCALAN: Hayır, Türkçeye çabuk intibak ettim, ilk hecelemelerimi bile hatırlarım. Yazarken zorlanıyordum ama başardığımda mutlu oluyordum. Yani Türkçeye düşmanlığım yoktur.
PERİNÇEK: Hani insan anadiliyle meramını daha iyi dile getiriyor. Kültür ve bilim alanında özellikle.
ÖCALAN: Türkçe meramımı daha iyi dile getireceğime inancım tamdır. Adımı, soyadımı Türkçeyle yazmaya başladığımda, mutlu olduğumu belirttim. Çünkü yazma bile insana bazı olanaklar sağlıyor.
PERİNÇEK: Şu anda Kürtçeniz mi kuvvetli, Türkçeniz mi?
ÖCALAN: Haliyle Türkçemiz kuvvetlidir. Ben tamamen Türkçe düşünme ve eylem gücümü geliştiriyorum. Kürtçe ise ikinci planda kalan bir eylem ve düşünce gücüdür. Hatta şunu söyleyebilirim; birinci zarf Türkçe, ikinci zarf Kürtçedir. Hemen belirteyim ki, önce Kürtçenin kurtuluşu için çaba harcayanlar var. Bu benim düşüncemde yoktur. Kürtçenin kurtarılmasından önce kurtarılması gereken çok büyük değerler vardır, Kürtçeye sıra en son gelecektir. Bağımsızlık sağlandıktan sonra bile, uzun süre bağımsızlığı Türkçe ile icra edeceğiz. Elbette bu temelde Kürt dili gelişecektir ve Kürt kültürü kendi diliyle ifade olunacaktır. Ama mevcut asimilasyon ve baskıdan dolayı bu iş başlangıçta Türkçe ile geliştirilecektir. Nasıl her şey zıddına dönüşüyorsa, daha sonra Türkçe de Kürtçeye dönüşecektir (s.49-50).
BÜTÜNÜYLE TÜRKÇE SİSTEMİYLE DÜŞÜNÜYORUM
ÖCALAN: Her şeyden önce bin yıldır oldukça iç içe geçmiş bir tarih var. Görüyorsunuz beni, bütünüyle Türkçe sistemiyle düşünüyorum. (s.110)
ÖCALAN: Kişisel planda Türk kültürü içinde yaşamak benim için kolaylık sağlar. Ben yaşamımı daha çok Kürtçeyle değil, Türkçeyle götürüyorum. Kürtçeyle belki de çok zor olacak (s.152).
ÖĞRETMENLER VE EĞİTİM HEDEF DEĞİLDİR
PERİNÇEK: PKK’nin köylerde öğretmenleri öldürmeleri doğru mu?
ÖCALAN: Öğretmenler, devlet memurları hedef değildir.
PERİNÇEK: Eğitim için okulları yakmak ve köylerde Kürtlerin denetimini bu yoldan geliştirmek gibi bir anlayışınız var mı?
ÖCALAN: Bu tip uygulamalar var. Köy okullarının yakılması uygulaması.
PERİNÇEK: Ama niçin? Yani Türk eğitim sistemini tasfiye etmek için mi?
ÖCALAN: Hayır! Sistemli bir politikadan ziyade, devletin denetimini, otoritesini zayıflatma çabası olarak değerlendirmek gerekir.
PERİNÇEK: Yoksa bunlar Türkçe öğrenimini engellemek için mi?

ÖCALAN: Hayır! Okulları bu temelde boşaltma, Türkçeyi okutmama gibi bir çaba yoktur (s.70).

Kitabı incelemek ve satın almak için görsele tıklayın