Bataklığın kokusu ülkeyi sarmışken...

Siz eğer, yurtdışında ırkçılık yaptıktan sonra Türkiye'ye dönüp aynı eylemini burada da gerçekleştirdikten sonra kendini eleştiren basın mensuplarına kol böreği yedirmeye kalkan Emre Belözoğlu'nu cezalandırmak yerine Fenerbahçe kaptanlığına yükseltip ödüllendirirseniz, "Fenerbahçe cemaat tarafından kuşatılıyor" gerekçesine sığınıp bir cemaatçiye kaptan kolluğunu verirseniz, inandırıcı olmazsınız, bataklığa akan pisliği durduramazsınız. Meireles ile Melo'nun rakiplerinin yüzüne tükürmelerini cezalandırmak yerine oyuncularınızı koruma altına alırsanız bataklıktan çıkan pis koku zaman içerisinde burnunuzun direğini sızlatır.

Bir yandan dindar ve kindar nesiller yetiştirirken öbür yandan şiddet ve öfkenin odak noktası olan, Futbol Federasyonu ve kurullarına yapmadığını bırakmayan bir teknik adamı kim bilir hangi çıkar ilişkileri yüzünden, başbakanın emriyle Türkiye Futbol Direktörü yaparsanız gelişen olayların altından kalkamazsınız. Sonra da Volkan Demirel'in yaptığı hareketlere takılıp, kokmuş bataklıkta sivrisinek avlamaya kalkarsınız.

Toplamda her olayı duvar çiçeği gibi izleyen sizler elinizi taşın altına sokmazsanız, bu yapılanları kabullenip yandaşlık adına üstünü örtersiniz Volkan Demirel'in size gösterdiği ne ise ona şimdilik razı olursunuz, gelecekte göstereceğini de hak etmiş olursunuz. Volkan Demirel ne gösterdiyse onu stadyumdaki birkaç bin Galatasaraylıya değil milyonlarca televizyon izleyicisine göstermiştir. Kulübün ve federasyonun kimseyi cezalandırmaya niyeti olmadığına göre, milyonlarca televizyon izleyicisi Volkan Demirel'in yaptığı harekete tepki göstermiyorlarsa Emre, Meireles, Melo gibi futbolcuları, onların utanılacak davranışlarını da hak ediyorlar demektir...

Beşiktaş'ı ekonomik olarak batırdıktan sonra Futbol Federasyonu Başkanlığı'na tepeden indirilen Yıldırım Demirören ile Melo Süper Kupa töreninde el sıkışmadılar. Felibe Melo'nun, Türkiye'de bulunduğu üç yıl içerisinde yaptığı tek doğru Demirören'in elini sıkmamak olsa gerek... Çünkü Yıldırım Demirören'de ilke denilen şey olmadığı gibi tutarlılık ve duyarlılık da yok! Fatih Terim ile birlikte protokol tribününde görüntüye geldiklerinde yönetemedikleri Türk Futbolu'nun sahadaki görüntüsü için tesbih çekip "ya sabır" diyorlardır en iyi olasılıkla. Yaklaşık bir yıl önce Fatih Terim'in şiddetinden, öfkesinden, saldırısından kurullarıyla birlikte payına düşenin hepsini alan Yıldırım Demirören hiçbir şey olmamış gibi hocasıyla can ciğer kuzu sarması olurken Melo ile el sıkışmıyor. Gören de tepkili bir başkanımız olduğunu sanacak. Demirören'in başında bulunduğu futbol bataklığa dönüp çevresine zehirli kokular yaydığı halde, onun burnu koku bile almıyor, ne yazık!

ŞİMDİ MERT GÜNOK'UN ZAMANIDIR

Medeni her ülkede "köpekler zehirlensin" türünden bir söz söyleyen insanın başı belaya girer. Bu bağlamda, Volkan Demirel yaptığı büyük ayıp ile artık Fenerbahçe'nin kalesinde duramaz. İriyarı fiziksel yapısıyla zaten başarımgücü (performans) dikkat çekici bir şekilde düştü. Arkasında kendisinden çok daha iyi durumda olan bir kaleci var. Mert Günok Fenerbahçe'nin alt yapısından yetişmiş büyük bir yetenek olarak birkaç yıl önce kaleye geçmeliydi. Zaman zaman oynadığı maçlarda başarılı olduğu halde "genç" gerekçesiyle Volkan'ın önüne geçirilmedi. Futbol tarihimizdeki büyük kalecilere bakıldığında hepsi neredeyse 18 yaşın altında kaleye geçmişler. Uçan kaleci olarak anılan Cihat Arman 15 yaşında 1. Ligde oynamış, 17 yaşında Fenerbahçe'nin kalesine geçmiştir. 17 yaşında Galatasaray'ın kalesine geçen Yasin Özdenak ve yine 17 yaşında Antalyaspor'un, 20 yaşında Fenerbahçe'nin kalesine geçen Rüştü Reçber ilk akla gelenlerdir.

Göztepe ve Ulusal takımın efsane kalecisi Ali Artuner ve aynı dönemde Altınordu'nun kalesini koruyan, sonrasında Eskişehirspor'un "es es" olduğu yıllarda Mümin Özkasap 17 yaşında kaleye geçtiler. Mert Günok 26 yaşına geliyor. Hem fiziksel hem de kalecilik yetenekleri bakımından Volkan'dan çok daha iyi olan Mert ne zaman kaleye geçecek? Şimdi zamanı değilse, ne zaman?

SÜLEYMAN SEBA'NIN İÇTENLİĞİ SİZDE VARSA...

Büyük Başkan, büyük spor adamı Süleyman Seba'nın henüz toprağı kurumamışken gerek yöneticiler gerekse Fenerbahçe ve Galatasaray yandaşları çok değil bir hafta sonra onun kemiklerini sızlattılar. Hani, Seba'nın ilkelerini sahip çıkmak için Dolmabahçe'ye akın etmiştik... Hani, ülkenin ve futbolun tüm önde gelenleri Süleyman Seba'nın efendiliğini, dürüstlüğünü öne çıkartıp ilkelerine sahip çıkılacağına ilişkin söz vermişlerdi... Söz vermekle de kalmayıp kulüpler resmi sitelerinde tarihe not bile düşmüşlerdi...

Bunlardan en içtenlikli görüneni Aziz Yıldırım'ın, Fenerbahçe'nin sitesinde yayınlanan iletisiydi. Şimdi Aziz Bey önemli bir sınavın eşiğindedir. Volkan Demirel, Süleyman Seba'nın futbolcusu olsa ne yapardı, Aziz Yıldırım ne yapacak? Fenerbahçe Başkanı'nın, Volkan Demirel'e karşı tutumu onun özde mi yoksa sözde mi içtenlikli olduğunu gösterecek... Süleyman Seba ilkelerinin kırıntılarının bile Pascal Nouma'ya neler yaptığını gördük. Volkan Demirel'in milyonlarca televizyon izleyicisine gösterdiğini Aziz Bey "ben görmedim" diyerek geçiştiremez, unutturamaz da...