‘Masa’nın arkasındaki elin HDP ısrarının nedeni
Akşener’in çıkışı sonrasında dağılan, üç gün içinde yeni baştan “anlaştık” mesajı veren “Masa”nın toparlanma görüntüsüne en çok kim sevindi? “AK Parti Hükümeti’nden kurtulmak isteyenler” diye yanıt veriyorsanız, yanılıyorsunuz. Evet, bu kesimde çok kuvvetli bir “Erdoğan gitsin” görüşü var. Bu nedenle, Altılı Masa’nın Kılıçdaroğlu’nun adaylığı üzerinde uzlaşması, bu cenahta olumlu karşılandı. Tereddüt edenlerde bile, “hiç yoktan iyidir” görüşüne neden oldu. Kılıçdaroğlu’nun adaylığı, açıkça görülüyor ki, kendi partisi dahil AK Parti’ye karşı olan cenahta bir heyecan yaratmış değil. Tam tersine “Erdoğan’ın karşısında seçilemez” görüşü ağır basıyor.
Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ABD’nin esas planı değildi ama “Masa”nın dağılması Washington’un hesapları açısından tamir edilemez bir arıza yaratacaktı. ABD elindeki kozu tümüyle yitirecekti. “Masa”nın bütün numarası da, milliyetçileri ve Atatürkçüleri aldatma misyonunda gizliydi. Birazcık laiklik, bolca demokrasi/insan hakları ama en önemlisi Erdoğan karşıtlığı üzerinden Atlantik programına halkı sürüklemek için diğer partiler değil ama İyi Parti ve CHP zorunluydu.
“Masa”nın zoraki de olsa da yeniden bir araya gelmesi en fazla PKK/HDP’yi sevindirdi. Sonra da FETÖ’yü.
BİDEN’IN ANAHTAR CÜMLESİ
ABD açısından, 2014’ten beri adım adım devlet içinden temizlenen FETÖ’ye ve hendeklere gömülen PKK’ya nefes alma imkanları yaratmak tayin edici önemdeydi. Ne demişti Biden o seçilmeden önceki Türkiye’deki muhalefeti destekleyeceğiz” mealindeki meşhur konuşmasında, bir daha hatırlayalım: “Pozisyonumuzun, parlamentoda da yer edinmek isteyen Kürt nüfusun entegrasyonunu sağlamak olduğunu açıkça söylemeliyiz.”
Aslında Biden’ın konuşmasındaki bu anahtar cümle Altılı Masa’nın esas işlevini de ortaya koyuyor: PKK/HDP’ye kol kanat germek. Evet Altılı Masa’nın asli görevlerinden biri budur. ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nde stratejik hedefinin İkinci İsrail’i kurmak olduğu biliniyor. İkinci İsrail projesinde PKK’ya başat aktörlük görevi verildiği, en son 3 Mart 2023’deki ABD Genelkurmay Başkanı Milley’in Suriye’de “Rojava Özerk Yönetimi”ni ziyaret adı altında PKK-PYD ile görüşmesiyle sağır sultanın bile duyduğu bir gerçek.
ABD, bu nedenle PKK’nın bitirilmesini, sadece Irak’ta ve Suriye’de askeri koruma altına alarak değil, bundan daha önemlisi yasal uzantısı HDP’yi Altılı Masa vasıtasıyla siyasal sistemin içinde tutarak önlemeye çalışıyor. Çünkü PKK konusu, ABD ile Türkiye arasındaki stratejik düzlemdeki çelişmenin sıcak çatışmaya dönüştüğü alanı temsil ediyor. Bu yönüyle diğer bütün çelişmeleri de etkileyecek önemde belirleyici bir çatışmayı… HDP ise, ülke içinde ve özellikle Irak’ın kuzeyinde askeri düzlemde büyük ölçüde etkisiz hale getirilen PKK’nın varlık göstermesine imkan tanıyan bir araç olarak işlev görmektedir. Bu nedenle, Altılı Masa’ya verilen tayin edici görev HDP’yi sistemin içinde tutmayı başarmaktır. Akşener’in “Kürt siyasi hareketinin temsilcisi” diye meşrulaştırmaya çalıştığı HDP’ye, milliyetçi duyarlılığı yüksek halk kesimleri nezdinde yeşil ışık yakması da, Kılıçdaroğlu’nun cansiperane HDP’nin kapatılmasına karşı çıkması da aynı görevin uygulaması.
FETÖ’NÜN UMUDU
Aynı şekilde devletten temizlenmekte olan ve bugün umudunu Altılı Masa’ya bağlayan FETÖ’ye nefes olmak, ancak ABD hesabına bir görevle açıklanabilir. FETÖ güvenlik kurumlarından büyük ölçüde temizlenmiştir, ancak halen devlet içinde, medyada ve üniversitelerde kalıntıları vardır. Aynı zamanda Altılı Masa üzerinden siyaset düzleminde de varlık gösterebilmektedir.
ABD, mevcut koşullarda Altılı Masa’nın sayesinde Türkiye’nin politikalarını etkileme şansı yakalamaktadır. FETÖ ve PKK üzerinden iç yıkıcılık sopasıyla, birden farklı askeri cephe açma şantajıyla Türkiye’yi içine girdiği Asya ile bütünleşme yolundan döndürmeye çalışmaktadır. Doğu Akdeniz’de Yunanistan’a askeri yığınak yapan ABD’nin Irak ve Suriye’nin kuzeyinden, binlerce tır silahla donattığı ve askeri şemsiye altına aldığı PKK’nın üzerinden yönelttiği askeri tehdit bu şantajın bütünleyenidir.