Tarihi Değiştiren "Deliler"

Bir zamanlar, yaşadıkları ova Ergenekonlulara dar gelince dağları eriterek dağların ardına geçme fikrini ortaya atan demir ustası, kimileri tarafından delilikle suçlanmıştı.

Ergenekon’un ileri gelenleri dağları aşmanın bir yolunu bulamayınca son çare olarak halkın alt sınıflarından olan bir demir ustasının “delice” fikrini denemişler ve dağların altında bulunan demir yataklarını eriterek bir oyuk açmışlar. Bu sayede Ergenekonlular sıkışıp kaldıkları ovadan çıkarak dört bir yana yayılmışlardır.

***

Makedonya Kralı Filip’in oğlu İskender tahta çıktığında kimse onun “Büyük İskender” olacağını bilmiyordu. İskender’in “dünyanın son noktasına ulaşma” fikri, çoğu insan tarafından “delilik” olarak görülüyordu.

Genç yaşında Pers Seferi’ne çıkan İskender, sadece 13 yılda Adriyatrik Denizi’nden Hindistan’a kadar uzanan büyük bir imparatorluğun hükümdarına dönüşmüştü. “Delilik” olarak tarif edilen dünyanın sonuna ulaşmasına ise genç ömrü yetmemişti.

***

Büyük Türk hükümdarı Timur ise aksak ayağına bakmadan cihan hükümdarı olmak istemişti. Bir topalın cihan hükümdarı olması mı? Orta Çağ’da görülmemiş bir şey. “Delilik.”

Kimilerinin “güldürme bizi” dediği Timur, aksak ayağıyla Yıldırım Beyazıt’ı -ki kendisine savaş meydanındaki çevikliği sebebiyle Yıldırım sıfatı verilmiştir- esir etmiş, Osmanlı yükselişini duraklatmıştır. Aksak ayağıyla Asya’nın en batısına uzanan “deli” Timur’un Çin’i fethetmeye ise ömrü yetmemişti.

***

Türkiye’mize İstanbul’u kazandıran Fatih Sultan Mehmet ise 21 yaşında hiç olmayacak bir işe girişmişti.

Büyük büyük kralların, orduların surlarını aşamadığı İstanbul’u bu tüyü bitmemiş 21 yaşındaki delikanlı mı fethedecekti? Hem de gemileri karadan yürüterek? Yok artık!

Ancak tarihsel koşullar öyle bir kendini dayatmış, Osmanlı ekonomi-politiği öyle bir sınıra dayanmış ki İstanbul’u fethetmek 1453 yılının Mayıs ayına gelindiğinde bir tarihsel zorunluluk olarak doğmuştur.

Osmanlı ekonomi-politiğine ya da tarihsel koşullara değil de Fatih’in henüz gürleşmemiş bıyığına bakanlar, 21 yaşındaki bir gencin İstanbul’u fethetmesine ihtimal vermemişti.

***

Türklerin giriştiği son büyük “delilik” bu değildir. 20. yüzyılın başlarında bu “deliliğin” başını Mustafa Kemal adında genç bir Osmanlı subayı çekmiştir.

Yedi kıtaya hükmeden büyük bir savaş makinesini, “bir avuç” insanla dize getirip yeni bir devlet kurmak. 1919 yılının sis bulutları içerisinden bakıldığında “umutsuz bir vaka”. İstanbul gazeteleri Mustafa Kemal için bu ifadeleri kullanıyorlardı.

Boğaza demirleyen İngiliz gemilerini gören İstanbullular Mustafa Kemal’i bir “deli” olarak görürken, Mustafa Kemal “geldikleri gibi giderler” diyerek o gemilerin gidişini görüyordu. Yeni cumhuriyeti de işte bu yüzden gemileri değil gemilerin gidişini görenler kurmuşlardı.

BUGÜNÜN “DELİSİ”

Bugün de kimileri Vatan Partisi’ni Türkiye’nin “delisi” olarak görüyor.

Vatan Partisi’ne “deli” diyenler buyuruyor:

Sene 2014: Ergenekon’dan çıkacaklarmış. Silivri’ye FETÖ’cü hakimler girecekmiş… Yahu kafayı mı yedi bunlar? Doğu Perinçek’e daha yeni müebbet hapis cezası vermediler mi? Nasıl içerden çıkacaklar? Bir de FETÖ’cüleri hapse tıkacaklar ha?

Sene 2015: PKK’ya beyaz bayrak çektireceklermiş… Yahu bu PKK Güneydoğu’da özerklik ilan etti. Her yeri ele geçirdiler. Ordu kışladan dışarı çıkamıyor. Nasıl beyaz bayrak çekecekler? Güldürmeyin Doğu Bey. Siz kimsiniz?

Sene 2016: 15 Temmuz darbesi bastırılacak, Türkiye FETÖ’yle kararlı bir şekilde mücadele edecekmiş… Yahu ne mücadelesi? AK Parti ile FETÖ aynı şey değil mi? Bunlar FETÖ’yü daha da çok büyütüyor. FETÖ böyle temizlenmez. Deli misiniz siz?

Sene 2017: ABD bölgede kaybediyormuş. Afganistan’dan, Irak’tan çekilecekmiş. Suriye’de yenilecekmiş. Çin ABD’yi geçecekmiş… Doğu Bey yine hayal görmeye başladı. ABD dünyanın patronu. Onunla baş edemeyiz.

Sene 2021: Türkiye Suriye ile görüşmek zorundaymış. Hükümet bunu yapmaya mecbur kalacakmış… Yahu bunlar değil miydi Katil Esed diyenler? Türkiye hiç Suriye’yle görüşür mü? Bunlar mezhepçi. Esad’la görüşmezler. Siz kendi kendinizi avutuyorsunuz.

Umutsuzluk tellallarının fermanlarını daha da uzatırsak buradan Washington’a yol olur.

USLUDAN YEĞDİR DELİMİZ

Şimdilerde de Vatan Partisi Türkiye’nin NATO’dan çıkacağını, ekonomide Üretim Devrimi programının uygulanacağını, hırsızın, vurguncunun, haksız kazanç sağlayanın tepesine binileceğini söylüyor.

Ve tüm bunların da Vatan Partisi iktidarında tam anlamıyla uygulanabileceğini, Türkiye’nin önünde Vatan Partisi’nin merkezinde olduğu bir hükümet olduğunu söylüyor.

Ergenekon’da dağların yüceliğine bakıp ürkenler,

İskender’in dört nala koşan atının arkasından atın sallanan kuyruğunu seyredenler,

Timur’un aksak ayağına, Fatih’in bitmemiş tüyüne gözünü dikenler,

1919’da İstanbul Boğazı’nda İngiliz gemilerine bakanlar, şimdi de Vatan Partisi’nin %0.3’lük oy oranına bakıyor ve gülmeye başlıyor.

Ancak tarihin akışına, Türkiye’nin önündeki tarihsel koşullara bakanlar ise sisin ardına gözlerini dikiyorlar.

Bugün az olan yarın çoktur. Bugün çok olan ise yarın yok olacaktır. Önümüzdeki tarihsel koşullar bu gerçeği bize tüm çıplaklığıyla gösteriyor.

Öyleyse sözlerimizi bir Melami-Bektaşi deyişi olan, yüzyılların kanunu o sözlerle bitirelim:

“Erenlerin birdir yolu

Cümlesine dedik beli

Gören bizi sanır deli

Usludan yeğdir delimiz”