Türkiya Büyük Millet Meclisi Ordularının zaferi

“İlk hedefiniz Akdeniz’dir ileri!” emrini alan Orduların adı, “Türkiya Büyük Millet Meclisi Orduları”dır. Mustafa Kemal Paşa’nın 1 Eylül 1922 günü Batı Cephesi Kumandanlığı’na gönderdiği “Orduya Beyanname” diye bilinen emrin hitabında aynen öyle yazar.

İmza da “Türkiya Büyük Millet Meclisi Reisi Başkumandan M. Kemal”dir (Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.13, s.234).

19 MAYIS 23 NİSAN 30 AĞUSTOS SÜRECİ

Gazi Paşa’nın Büyük Taarruz emrini hep değiştirerek aktarırlar. Oysa “Türkiya Büyük Millet Meclisi Orduları” seslenişi, İstiklâl Savaşının devrimci bir hükümetle yürütüldüğünü ifade eder. 19 Mayıs, 23 Nisan, 30 Ağustos bağlantısı, Büyük Millet Meclisinin kurulmasındadır. Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919 günü Anadolu’ya bir Millî Hükümet kurmak için çıktı. Millî Hükümet, 23 Nisan 1920’de Ankara’da kurulan Büyük Millet Meclisinin hükümetiydi.

26 Ağustos 1922 günü taarruza geçen Ordular da, Osmanlı Ordusu değil, Türkiya Büyük Millet Meclisi Ordularıydı.

TÜRKİYE DEVLETİ SÜRECİ

Büyük Millet Meclisi’nin ve Millî Hükümetin kurulması, devrimdi. Padişahlık fiilen yıkılmış ve yeni bir devlet kurulmuştu: Türkiye devleti. Yeni Devrimci Devletin “Türkiya” adını alması da hemen olmadı. 23 Nisan 1920 günü Ankara’da açılan Meclis, henüz “Türkiya” adını taşımıyordu. Büyük Millet Meclisi’nin adının önüne “Türkiya” sözcüğünün gelmesi, Eylül 1920’dedir. Atatürk’ün Bütün Eserleri’nde bu süreci izleyebiliriz. Mustafa Kemal Paşa’nın 6 Eylül 1920 günü “Bütün Vekâletlere ve Erkânı Harbiye-i Umumiye Riyasetine”, bugünkü Türkçemizle Bakanlıklara ve Genelkurmay Başkanlığına yolladığı “Umum 1007 Nolu Tezkere” bir dönüm noktasını belirliyor. Aynen şöyle:

“Muhtelif makamlardan yazılan resmî haberleşmelerde, hükümetin muhtelif namlarla adlandırıldığı görülmektedir. Böyle bir uyumsuzluk doğru olmadığından, bundan sonra her tür yazışmalarda yalnız “Türkiya Büyük Millet Meclisi Hükümeti” ibaresinin kullanılmasını ve bu emrin bütün alt makamlara tamimini rica ederim.”

İmza: “Türkiya Büyük Millet Meclisi Reisi M. Kemal” (Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.9, s.292).

DEVRİMİN ZAFERİ

İstiklâl Savaşımız 1914 yılının 29 Ekim günü, Türk Donanmasının Rus Çarlığı donanmasını ve Rus limanlarını bombalamasıyla başladı. Dört yıllık çetin savaştan sonra 30 Ekim 1918 Mondros Ateşkesiyle bir mola dönemi yaşandı.

50 gün sonra 19 Aralık 1918 tarihinde Mehmet Çavuş’un Hatay Dörtyol’da Fransız askerine ilk kurşunu sıkmasıyla başlayan ikinci aşama sonunda, işte o Türkiye Devleti Orduları düşmanı Akdeniz’e, denize döktü.

Savaş sekiz yıl sürdü. Devrimci İttihat Terakki Hükümetinin yönetimindeki Osmanlı Devletinin büyük direnciyle başlayan savaş, Devrimci Türkiye devletince kesin zafere ulaştırıldı.

30 Ağustos, Türk Devriminin askerî zaferidir.

Türkiye, 1914 yılından 1922 yılına kadar devrimle savaştı ve devrimle kurtuldu. 1908 Hürriyet Devrimi ve 1920 Türk Devrimi, yeni Türkiye’yi kurdu ve İstiklâl Savaşını kazanacak millî seferberliği hayata geçirdi.

Düşman, devrimin hükümetiyle, devrimin ordusuyla yenilgiye uğratıldı.

30 Ağustos, yalnız bir askerî zafer değildir, devrimin askerî zaferidir.

Her gelinin ve damadın çeyizi