Ankara’da yol kesen Başbakan!

Birkaç gün önceydi. Eski Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek evine gitmek için Eskişehir yolundan Bilkent’e sapar.
Girişte polis önüne geçer:
-”Şu andan itibaren yolu kapatıyoruz!”
Zeybek merak edip sorar:
-Neden kapatıyorsunuz?
-Polis: “Bir saat açılmayacak. Boşuna beklemeyin, ileriden dolaşın.”
Zeybek: İleriden dolaşın dediğiniz yol, çok büyük mesafe... Hayırdır bir kaza mı oldu?
Polis: “Hayır kaza yok.”
Zeybek: Asfalt mı dökülüyor?
Polis: “Değil.”
Zeybek: Başka kötü bir şey mi var?
Polis: “Sayın Zeybek ben sizi tanıdım. Zaten başkası olsa bu kadar konuşturmam. Yol bir saat kapalı kalacak.”
Zeybek: Bakın burası benim her gün geçtiğim yolum. Niye kapattınız bilmek isterim.
Polis: “Efendim emir öyle... Benden duymuş olmayın ama Başbakan Davutoğlu az önce buraya Diyanet Camiine teravih namazı kılmaya geldi. Yolu onun için komple kapatıyoruz.”
Zeybek: Başbakan teravih kılacak diye yol kapanır mı? Bu yol sadece büyük bir semtin değil, aynı zamanda Ankara’nın en büyük hastanesinin yoludur. Acil ve ağır bir hasta gelirse ne olacak?
Polis: “Haklısınız ama emir böyle efendim.”
Evet sadece bu yaşanan bile Türkiye’yi kimlerin nasıl yönettiğini göstermiyor mu?

Batı Çipras’ın ipini çekti, çünkü...
Vay efendim Yunanistan’ın IMF’ye taksidini Türkiye ödemeli imiş!
ABD’si, Alman’ı, İngiliz’i, Fransız’ı oralı olmuyor, bizim sivri akıllar yol gösteriyor.
Ulan Yunan dediğiniz Batının şımarık çocuğu ve Türk düşmanıdır.
İflas ettiği gün bile hava sahamızı iğfal etmiştir ki son 10 yılda işgal ettikleri Türk ada sayısı tamı tamına 16’dır. Gelelim iflas olayının öbür yüzüne:
Batılı büyükler Çipras başarılı olsun istemiyor zira örnek ya da model olması ve de benzer bir dalganın İspanya ile Fransa’yı sarmasından endişe ediyorlar.
Dolayısı ile batan Yunananistan’ın değil , Cipras’ın ipi çekiliyor.

CHP’de bakanlık bekleyenler
Kemal Derviş: İki gün önce Ekonomi yönetimini verin, koşa koşa gelir, dışarıdan bakan olurum diye yeni bir haber göndermiş!
Şafak Pavey: Kadın ve Aile Bakanı olacaksın diyenlere gülümsüyormuş!
Erdoğan Toprak: AKP-CHP koalisyonu için en çok çırpınan isim olan Toprak’ın gönlünde Bayındırlık Bakanlığı varmış!
Murat Özçelik: HDP’ye oy verdiğini açıklayan kontenjan mebusu Özçelik yakın çevresine Dışişleri Bakanlığı koltuğu benim diyormuş.
Gürsel Tekin: Gönlünden Kültür-Turizm Bakanlığı geçiyormuş.
Haluk Koç: Sağlık Bakanlığına talipmiş.
Akif Hamzaçebi: Maliye Bakanlığına yakıştırılıyor.
Sezgin Tanrıkulu: AB Bakanlığı benim diyormuş!
Mehmet Bekaroğlu: Başbakan Yardımcısı olursam problem çözücü olurum dermiş!
Sencer Ayata: Milli Eğitimi ancak ben düzeltirim diyormuş.

Demirel’de yoktu, Tayyip’te var!
Mesut Yılmaz önceki akşam İstanbul’dan kalkıp Ankara’ya gelmiş ve Tayyip Erdoğan’ın iftarına katılmış.
Oysa aynı Yılmaz’ı Merhum Demirel’in cenazesinde görememiştim.
Gerçi “Eşim hasta Viyana’ya gidiyorum” dediğini gazeteden okudum ama Berna Hanımın ciddi ve ağır bir hastalığının olmadığını geçen gün magazin sayfasında fotoğrafını görünce anladım. Kim bilir Mesut Yılmaz’ı Tayyip’in iftarına taşıyan şey belki de çocuklarının aldığı işlerdir.
Malum Yavuz ile Hasan Yılmaz’ın şirketi yeni havalimanı inşaatında taşeronluk yapıyor. Eee öyle olunca iftara icabet kaçınılmaz oluyor değil mi?