19 Mayıs 2024 Pazar
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Amerika katil katil’-(TAMAMI)

‘Amerika katil katil’-(TAMAMI)
A+ A-

Aşık Mahzuni, sömürüye, zulme karşı gelen herkesi yiğit gören bir ozandı

Mahzuni, devletin büyük hayranlık duyduğu, dost müttefik (!) bellediği Amerika’yı ta 70’lerde ‘katil’ diyerek eleştirdi. Büyük ozan ‘Amerika katil’ şiirini yüzbinlerce insanı öldürdüğü için yazdı

Aşık Mahzuni, “İşte gidiyorum çeşmi siyahım”, “Aha Memmed Emmi”, “Doktor”, “Domdom kurşunu”, “Amerika katil katil”, “Bizim yiğitler”, “Erim erim eriyesin” gibi türkülerinin gerçek boyutuyla anlaşılmasından sonra tanındı.

Örneğin “Bizim Yiğitler” türküsü bunlardan biridir. Sömürüye, zulme karşı gelen her insanı yiğit gören Aşık Mahzuni, şiirinde yiğitleri şöyle tanımlamaktadır:

Doğudan batıya bir ses yükselir
Yiğitler yiğitler bizim yiğitler
Gavur dağlarından Dadalar gelir
Yiğitler yiğitler bizim yiğitler

Karşıdan geliyor elinde dirgen
Sırtı yırtık yırtık omzunda yorgan
Yaktı anamızı zalim kemirgen
Yiğitler yiğitler bizim yiğitler

Darbelerdeki ABD parmağı

Aşık Mahzuni’nin ozanlığını değerlendirirken, Türkiye’nin 1950’lerden bu yana geçirmekte olduğu değişimi de göz önüne almak ve özellikle onun adını duyurmaya başladığı 1960 dönemi ve sonrası siyasi/kültürel atmosferi, ardından 1970 ve 1980’lerden sonraki türkülerine yansıyan “devrimci” tavrı iyi görmek gerekir.

Bildiğiniz gibi ABD, DP döneminde Türkiye’yi kendine daha bir bağımlı kılmış ve daha sonraki hükümetleri de nerdeyse dizayn etmiştir. Tüm darbelerin arkasında ABD’nin parmağını görmek olası.. İşte, halen bugün bile devletin büyük hayranlık duyduğu, dost müttefik (!) bellediği Amerika için, ta 70’lerde “katil” diyerek eleştiren ozanımız, halen bugünde anti-emperyalist bir içerik taşıyan “Amerika katil” şiirini yazma gerekçesini şöyle açıklar:

Kore’de, Vietnam’da...

“Ben birilerine yaslanmayı sevmem. Rus benim dayım değil ki...Ben ulusal kurtuluş savaşını veren, bağımsızlığını kazanan bir ulusun ozanıyım. Bütün ulusların halklarını sevdiğim kadar Amerika halkını da severim, katil diye vurgulamam. O, halklara değil, Amerika’nın yöneticilerinedir... (...) Bütün bu oluşumların altında, ‘Amerika parmağı var’ inancımdan kaynaklanmaktadır. Amerika katil deyişimin tabi evrensel boyutu da var. Kore’de, Vietnam’da, Lübnan’da, Angola’da ve benzeri birçok ülkede binlerce insanın öldürülmesine neden olması, bundandır Amerika katil deyişim...”2 1


Bütün insanlık adına
Amerika katil katil
Kanun yapar kendi teper
Amerika katil katil

Defol git benim yurdumdan
Amerika katil katil
Yıllardır bizi bitirdin
Amerika katil katil
Devleti devlete çatar
İt gibi pusuda yatar
Kan döktürür silah satar
Amerika katil katil

Vietnam’ın suçu nedir?
Hür yaşamak ayıp mıdır?
Atom patlat ister kudur
Amerika katil katil

Türk milleti Türk milleti
Nerden gelmiş elin iti?
Bu gidişin sonu kötü
Amerika katil katil

Mahzuni Şerif uyuma
Gün geldi çattı akşama
Bizden selam Vietnam’a
Amerika katil katil

Ozan, Amerika’nın Vietnam’ı işgaline karşı çıktığı gibi ülkedeki sömürü düzenine, adaletsizliğe de karşı çıkmıştır. Ozana göre çalışan yığınlar, emekçiler, yoksullar, kazancının yarısını ağaya, şeyhe, diğer yarısını da patronlara verir. Ama yine de doymak bilmezler sömürgenler.. zam üstüne zam, gam üstüne gam yüklerler halkın sırtına..

Bu ne biçim adalettir?
Öldürecek zam fakiri
Açlık en büyük nalettir
Öldürecek zam fakiri

Fakir kimden alsın murat
Karnı açtır yoktur surat
Senin karnın toktur kırat
Öldürecek zam fakiri

Zam zengine dokunmaz ki
Zerrece içi yanmaz ki
Böyle millet kalkınmaz ki
Öldürecek zam fakiri

Mahzuni bu dertler derin
Aferin beyler aferin
Vay haline vay köylerin
Öldürecek zam fakiri.

1971 yılında askeri darbe sonucu Demirel hükümeti devrilmiş, yerine Prof. Nihat Erim başkanlığında yeni bir hükümet kurulmuştur. Bu hükümet, sol kesime karşı şiddetli baskı uygulayınca Aşık Mahzuni, “Erim erim eriyesin” diyen 45’lik plağını çıkarır. O zaman bir Başbakana böyle bir türkü söylemek, bedeli de göze almak demektir. İşte bu türkü nedeniyle hemen tutuklanır ve 10,5 ay cezaevinde yatar.

Köşkün sarayın yıkılsın
Erim erim eriyesin
Umudun suya dökülsün
Erim erim eriyesin
Çölden çöle sürünesin

Musa isen Tur-i sina’n
Hak’tan gelmiş idi inan
Yesin seni yılan çayan
Erim erim eriyesin
Sürüm sürüm sürünesin

Aslan pençesi vurulsun
Çayın denize kurulsun
Gözlerin yansın çürüsün
Erim erim eriyesin
Sürüm sürüm sürünesin

Mahzuni’yi sever idin
Ona sevgilim der idin
Candan başka ne yer idin
Erim erim eriyesin
Sürüm sürüm sürünesin

Aşık Mahzuni, bu türküden dolayı yargılanışını şöyle anlatır: Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının asılmasını protesto için söylediği bu türküden dolayı yargılanırken, Mahkeme başkanı, “Erim’in plağının çalınmasını” ister. Tüm heyet, gazeteciler ve dinleyiciler, herkes oradadır. Plağı koyarlar ve plak çalmaya başlar. Hakim, yargılamayı unutmuş, elindeki kalemiyle tempo tutmaktadır. Ozan, bu duruma güler tabi. Güldüğünü gören hakim, ozanı azarlar, savcı da “Bak, mahkemeyle alay ediyor, gülüyor” diyerek hakime katılır.

O zaman Erim’in ifadesi de gelir mahkemeye. Erim, ifadesinde “Bir halk ozanı, Başbakan’ı sevmek mecburiyetinde değildir” diyerek Aşık Mahzuni’den şikayetçi olmaz. Eğer şikayetçi olsaydı 4 yıl yatacaktı, 10,5 ay yatar cezaevinde.

12 Eylül askeri darbesi

Aşık Mahzuni’nin şiir ve müziğini, 1970’lerin siyasi atmosferi belirlemiş, 1980’lerden sonra ise kültürel kurumlaşma, geleneğe biraz bağlılık daha da ağır basmıştır. Bu anlamda “solcu” olmasına karşın, “komünist” olmamak gibi toplumsal değerlerin dayatıcı yörüngesini kabullenmiş, kimi partili siyasal çalışmalara katılmasına karşın bu ilişkiyi sürekli kılmamıştır. Daha çok siyasi çalışmalardan uzak kalmaya çalışmıştır.

Onun özellikle 1960’lardan başlayıp 1968 gençlik hareketinin gitgide yaygınlaştığı ve Türkiye’de de büyük çapta ivme kazandığı 70’lerde yoğunlaşan muhalefet’in sesi olması, kurulu düzene karşı muhalif olanı temsil etmesi, türkülerine politik içerik kazandırması, kendisiyle aynı kuşaktan olan kimi ozanlardan farklı olarak süreci yakından takip edip iyi algılaması, ayrıca sanatsal/estetik kaygıları da koruyarak 1980’lerden itibaren -12 Eylül Askeri darbesinin getirdiği hava nedeniyle- daha içe dönük şiirler üretmesiyle, kendi kuşağı içerisinde önemli bir ayrıcalık kazanmıştır.

Biz de Anadolu halk ozanlığının usta sürdürücüsü, emekçinin, yoksulun derdine rehber olan bağrı yanık Berçenekli Aşık Mahzuni Şerif’e ‘Hünkarın toprağında türküler ve ışıklar içinde yat’ derken, yine kendi dizeleriyle elveda diyelim.

Her can dayanamaz ayrılık sana
Cemalini gördüklerim elveda
Bilmem ki erenler ne oldu bana?
Sefasını sürdüklerim elveda

Hiç bakmayın ayıp ne yazığa
Aşık olan aşık düşmez tuzağa
Belki kader yoluyla gitti uzağa
Divana durduklarım elveda

Mahzuni Şerif’im tutuşup yana
Bağladım özümü Şah-ı Merdana
Geri dönmezsem üzülmen bana
İkrarına vardıklarım elveda


(BİTTİ)

*(Araştırmacı-yazar)

Son Dakika Haberleri