26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

EREN ERDEM/ No woman, no drive...

EREN ERDEM/ No woman, no drive...
A+ A-

Suudi Arabistan'da şu günlerde en çok dinlenen parça, Bob Marley'in "no woman no cry (kadın yok, gözyaşı yok)" adlı şarkısıymış.

Ama bu şarkıyı kendi toplumsal gerçekliklerine göre biçimlendirmişler. "No woman, no drive..."

Suudi Arabistan'da kadınların araba kullanması yasak. Kadınların sosyal hayata katılmaları yasak. Katılabildikleri tek yer, erkeğin cinsel tatmin mesaisi. Bunun dışında hiçbir etkinlikleri söz konusu değil. Keza, bu durumun yaşandığı ender ülkelerden biridir Suudi Arabistan.

Ortadoğu'ya özgürlük vaat eden (!) emperyalist dünyanın en büyük müttefiki olan Suud-Katar engizisyonunun muhtevasına dair tek bir müspet eleştiri gördünüz mü "o caf caflı medyada."

Hacca giden Başbakan ve Cumhurbaşkanı, Suud Kralı ile görüntü verirken, "diktatörlük kavramını sakız yapan ağızları neden kilitleniverdi?" Bu kadar elim bir çelişkiyi görmezden gelen "liberal kalemler" hangi demokrasiden bahsediyor bugün?

Suudi Arabistan bir monarşi. İlkel bir monarşi. Kadının, çocuğun istismar edildiği, yasal güvence altında ırzına geçildiği, insanların şahsiyetinin beş kuruşluk edildiği bir site devleti. Bölgenin demokratik zeminde yeniden imarına dönük lafazanlıklar yapan kalemşor ve bürokratların dünyasına bugüne kadar hiç girmeyen bu engizisyon, yeryüzünün en geri, en ilkel monarşisi olma özelliğini koruyor.

Alevilik düşman...

Beşar'ın secdeye imamdan önce gitmesine içerlenen "AK mücahitler" neden, "ölü kadınla seks yapılabileceği fetvasını veren" Suud-Katar engizisyonunun ruhbanlarına karşı bir tek kelime dahi etmezler?

Ya da Allah'ı şekle tabi kılan, namaz kılmayanın dinden çıktığını Kuran söylemiyorken net biçimde söyleyip, namaz kılmayanların öldürülmesinde sıkıntı görmeyen sapık Vahhabi inancının mahiyeti, Nusayrilikten, Alevilikten fevkalade iyi de, bundan mı Alevilere saldırıyor, Vahhabilere tek kelime etmiyorsunuz?

İnsana saygıyı, ehlibeyt sevgisini, Kuran'a sadakati esas alan Alevilik düşman, "ölü kadınla seks fetvası verebilecek kadar sapıklaşmış olan Vahhabilik dost..."

***

Diktatörlüklerle mücadele eden liberal yazarlara soruyorum, Suud-Katar diktatörlük değil midir? Yoksa demokrasi Suudi cüppesi giyindi de bizim haberimiz mi yok? Yoksa siz, ABD'nin düşman tanımı eksenli bir demokrasi okuması mı yapıyorsunuz? Elbette öyle. ABD'nin müttefiki olan "Suud monarşisi" dost iken, kadınların hemen hemen tüm sosyal haklara sahip olduğu bir Suriye, "1'inci düşman olarak addedilebiliyor." İnsan ölümlerinden bahsediyorsunuz. Peki Suud-Katar engizisyonunun senede kaç kişiyi idam ettiğinden, hangi gerekçelerle idam ettiğinden haberiniz var mı? Hiç düşündünüz mü?

Zulme göz yumuyorlar

Değerli dostlar, işte bizim "liberallerimizin ve işbirlikçi bürokratlarımızın maskesinin düşmesi en temelde bu kadar basittir." İkiyüzlülükleri, tutarsız söylemleri, en temelde bu kadar yavandır. Bu kadar gülünç ve absürd bir noktada durabiliyor, bu kadar kendileriyle çelişebiliyorlar. Bu vehameti görmezden gelmenin hiçbir anlamı yoktur. Farkında bile değiller! Suud engizisyonu, ilk olarak "özgürlükçü liberallerin kafasını kesecektir." İlk olarak Ahmet Altan'ların, Cengiz Çandar'ların idamını talep edecektir. Hiç farkında bile değiller. Ya da farkındalar ve "dünyalık menfaatleri uğruna bu zulme göz yumuyorlar..."

Bu çelişkiye karşı olmak gerekiyor.

Gerçekten diktatörlüklerle mücadele verilmelidir. Diktatörlük, devletin karakteridir. Bundan ötürü, sınıfsaldır. Egemenlerin diktatöryası ile ezilenlerin diktatöryası iki farklı kavramdır. Baktığımızda, hedef gösterilen diktato0rya, çok daha ezilenlerin yanında konumlanan güç odaklarıdır.

Suud-Katar engizisyonunun pisliklerine tek kelime dahi etmeyişin temel sebebi de budur.

Son Dakika Haberleri