Atatürk-Tayyip, Hatay-Kilis!

Büyük Atatürk hastalığının en kritik sürecinde bile Hatay’ı yeniden vatan toprağına dahil etmek için çırpınırken, Tayyip Erdoğan iktidarı Kilis’i adeta gözden çıkarmış gibi bir görüntü veriyor.
Öyle zira Kilis nerede ise aylardır füze saldırısı altındayken, istisnasız her şeye müdahil olan Tayyip Erdoğan zerre oralı olmuyor. Sabah-akşam tek gündemi başkanlık.
Sadece Kilis değil, AKP iktidarı ile beraber Ege’de Yunanistan tarafından işgal edilen ada ve toprak parçası sayısı onlarla ifade edilirken Erdoğan’dan bu konuda da yıllardır tek bir kelime yok.
Diyeceksiniz ki ama buna rağmen AKP hâlâ yüzde 50’lerde!
İşte bu tablo Türk toplumunun kimlik siyasetleri ekseninde nasıl mankurtlaştırıldığının resmidir.

İnadın perde arkası?
Bütün ömürleri boyunca ağız dolusu sövdükleri İsrail’e karşı tükürdüklerini yalayıp geri adım atarlarken Beşar Esad ve Rusya ile barış bağlamında milim esnemiyorlar.
Oysa atılacak küçük bir adım sadece Kilis’e değil, bütün Türkiye’ye bayram yaptıracak.
Beşar Esad ile barış, Suriye sınırını güvenceye almak demek!
Dahası, PKK-PYD ve IŞİD belasından kurtulmak demek!
En önemlisi Rusya ile buzların erimesi ve turizm sektörümüz ile ekonomimizin kurtulması demek!
İlaveten İran ve Irak yönetimi ile bahar havası demek.
Durum bu iken sövülen İsrail ile bile barışılırken Beşar’a karşı hâlâ niye mi direniliyor?
Birincisi Suudi ve Katar’a teslimiyet ve onlarla var olan esrarengiz milyar dolarlık ilişkiler, ikincisi Esad ile barış sonrası faturayı ödetirler korkusu...

CHP’de kimse yok mu?
Soru basit:
CHP’nin bu lider ve duruşla AKP’yi alaşağı etme ihtimali milyonda bir dahi olsa var mı?
Cevap net: Hayır yok...
Öyle ise bu teslimiyet ve kabullenme niçin?
Ama Kılıçdaroğlu iyi ve namuslu adam!
Doğrudur, öyledir ki bunu biz de yıllardır söyüyoruz. Ancak CHP’ye iyi adam değil, AKP’yi alaşacağı edebilecek kalibrede bir önder gerek.
Bakın AKP normal siyasi bir parti değil, onunla ona benzemeye çalışarak mücadele edemezsiniz. Tam tersine Atatürk’ün yaptığı gibi siyasal islam karanlığını afişe edip Cumhuriyet devrimlerini yücelterek mücadele edeceksiniz...

NATO, FB’den elini çekmeli!
Başlığı görüp NATO ile Fenerbahçe ne alaka diyenleriniz olacaktır ama şu satırları okuyun lütfen.
Aziz Yıldırım kim?
NATO ihalelerinin nerede ise tek müteahhidi ve hatta patronu olan Yalçın Ailesinin öz yeğeni ve taşeronu...
Malum Fenerbahçe onlarca yıldır askerlerin takımıdır ve başkan seçiminde onların etkisi hep olmuştur.
Mesela 12 Eylül darbesi sonrasında Tuzla Deniz Harp Okulu ihalesini alan Mehmet Ali Yılmaz, Trabzonsporlu olduğu bilinmesine rağmen askerler istedi diye nerede ise FB’ye başkan olmak üzereydi ki tanığım Mehmet Ali Bey’in kendisidir. Tahsin Kaya’dan Ali Şen’e pek çok ismin askerler tarafından desteklendiği sır değil ki Ali Şen, TSK adına Bosna-Hersek’e gönderilmek üzere Ukrayna’dan alınan silah ve helikopterlerde aracı isimdi.
Bunun gibi Aziz Yıldırım da NATO müteahhidi olduğu için birden FB’nin tepesine oturtulmuştur... Aziz Bey’in şike sürecinde FETÖ ve AKP’ye karşı takındığı takdire değer tutum yine askerlerin isteğiyle olmuştur... Buradan hareketle FB artık NATO’cu müteahhit boyunduruğundan kurtarılıp kendi bünyesinden bir başkana kavuşmalıdır...