26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Avrupa’da barış ve kardeşlik için Strazburg’a gidiyoruz

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Türkler ve Müslümanlar, bugün Avrupa’nın karaderilileridir.

Bir zamanlar Hitler’in hükmettiği coğrafyalarda Yahudileri hedef alan uygulamalar vardı. Henüz o kadar şiddetli değil ama aynı bağnazlık, bugün Türkleri ve Müslümanları hedef alıyor.

1930’lu yıllarda Yahudilere yapılan baskıları göğüslemeye cesareti olmayanlar, bu kez de Müslümanlara yönelik bağnazlığın karşısında sessiz kalıyorlar.

SOYKIRIMCI SUÇLAMALARI NEYE YARIYOR

Sürekli “soykırımcı” diye suçlanan gururlu bir millet var. Ve Avrupa’da o milletin 4-5 milyon insanı yaşıyor, çalışıyor, okuyor. Onlar, istasyondadır, tramvaydadır, fabrikadadır, üniversitededir ve okuldadır, hayatın her alanındadır. Meydanda, caddede, sokakta ve çarşıda en çok gözükenler onlardır. O nedenle olduklarından çokturlar.

“Ermeni soykırımı” iddiaları, Türkleri aşağılamanın aracı haline getirildi. Örneklerini Batı Avrupa’nın her ülkesinde görüyoruz.

Düşününüz ilkokul çağındaki çocuğa sıra arkadaşı, “soykırımcı milletin evlâdı” gözüyle bakabiliyor. Türklere düşmanlık, çocuk yaştan bilinçaltına yerleştiriliyor. Bunun sonuçlarını bir an durup kafamızda canlandırmak, hepimizin sorumluluğu olsa gerek.

 “Ermeni soykırımı” iddiaları, ırkçılığa karşı bir konumlanma olarak takdim ediliyor, ancak kazın ayağı öyle değil. Bu suçlamaların kendisi Avrupa’daki ırkçı bağnazlığı kışkırtıyor. Müslümanlara ve Türklere karşı düşmanlığı besleyen ekonomik koşulları da unutmamak gerekir.

AVRUPA’DA BARIŞA YÖNELEN ÖNCELİKLİ TEHDİT

Avrupa’da barış ve huzur, artık Türklerle ve Müslümanlarla barış içinde yaşamaktır.

Türklere ve Müslümanlara karşı bağnazlık, Avrupa’da barışa karşı öncelikli tehdittir.

Avrupa kıtasının yakın tarihi, ırkçı nefret ve aşağılamaya karşı elbette her iklimden daha duyarlı olmayı gerektiriyor.

Yahudilere yöneltilen suçlamalar tarih oldu. Ama o suçlamalarla açılan yaralar hâlâ kapanmış değil. Bağnazlıkla başlayan terörün sonuçları yaşandıktan sonra anlaşılıyor.

Yahudilere karşı terörün kurbanı, önce Yahudilerdi. Ancak sonrasına bakıyoruz, bütün Avrupa ve hatta dünya, ırkçı-faşist terörün kurbanı oldu.

Ermeni soykırımı suçlamalarının kurbanı, bugün ilk bakışta Türkler gibi gözüküyor. Ancak her bağnazlığın asıl kurbanı, o bağnazlığın kuyusuna düşenlerdir.

TÜRKLER İLE YAHUDİLERİN FARKI

Yahudileri koruyan bir ülke yoktu. Ama Türklerin bir devleti var ve Batı Avrupa’nın bütün ülkelerinden köklü bir devlet ve ordu geleneği var.

Yahudiler daha çok ticaretle uğraşan bir topluluktu ve şiddete karşı mücadele gelenekleri yoktu. Türkler ise ağırlıklı olarak işçidir ve zulme karşı mücadele birikimleri vardır.

Bu özellikler dikkate alınınca, Avrupa’da Türklere karşı bağnazlık, kaçınılmaz olarak Türkiye-Avrupa ilişkilerini etkiler. O nedenle gerginlikler, devletler arası boyutlara uzanır.

Avrupa’da barış, aynı zamanda Avrupa ile Türkiye arasında barıştır.

BARIŞ VE HOŞGÖRÜNÜN UFKU AÇILDI

AİHM 1. Dairesi’nin 17 Aralık 2013 günü açıklanan kararı, yalnız özgürlüklerin değil, barışın ve hoşgörünün de ufkunu açmıştır.

Ermeni soykırımı konusunda görüş açıklamayı karakolda bitiren düzenlemeler, Türklere karşı şiddeti kışkırtır ve Avrupa’da barış ortamını zehirler.

Bırakınız mazlumlar da konuşabilsin. Mazlumlar derken Ermeni dostlarımız da bunun içindedir. Mazlumların her söylediği herkes için doğru olmayabilir. Ancak mazlumların konuşma hakkı, Avrupa’da hoşgörünün ve kardeşliğin yaşaması için öncelikli güvencedir.

Karşılıklı suçlamalar ve onur kırıcı davranışlarla barış sağlanamaz. O nedenle kardeşliği öne çıkaran tarihsel deneyimleri yaymak gerekiyor.

Biz Avrupa’da barış ve kardeşlik için Strazburg’a gidiyoruz.