26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bu filmde her şey var!

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

Seçimlere 21 gün kaldı. Halkı kandırmak için bütün yollar deneniyor. Reklam her şey oldu. Fikir değil, algı önde. Halk reklamlarla aldatılmaya çalışılıyor. Bunun için milyarlar harcanıyor. 

AKP hem hazineden aldığı paraları hem de devletin olanaklarını kullanıyor. Seçim bahanesiyle toplanan paralar var. “Biz size, siz bize” anlayışıyla kesilen faturalar tahsil ediliyor. Rakamlar korkunç. Milyar liralardan söz ediliyor. 

Toplanan paraların ne kadarı parti kasasına, ne kadarı özel kasalara gidiyor bilemeyiz. Ama rakamlar çok büyük.  

HALKIN PARASI 

Uygulama 12 Eylül darbesinin ürünü. AKP ve Meclis’teki siyasi partiler sık sık 12 Eylül anayasasını değiştirmekten söz ederler. Ama bu konuya hiç dokunmazlar. Oturdukları plazaları bu paralarla diktiler.  

Halkı kandırmak için halkın parasını kullanılıyorlar. Halkın vergilerinden ödenen paralarla mitingler düzenlenip halka yalan söylüyorlar.  

FİLM GİBİ! 

TBMM’de temsil edilen “seçim kampanyası” adı altında bir film çeviriyorlar. Bu filmde her şey var. Komedi var, tehdit var, silah gösterme var. Davutoğlu’nu izleyin yer yer komediyi yer yer tehdidi görürsünüz. HDP ise silah göstererek barajı aşmaya çalışıyor. 

Ağızda din, elde Kur’an meydan meydan dolaşıyorlar. Din bezirganlığı ile oy toplamaya çalışıyorlar. Ama Kırıkkale’de olduğu gibi Erdoğan şov yapacak diye ezanı bile geciktirebiliyorlar. Onca paraya rağmen İstanbul Maltepe’de camiden AKP standına kaçak elektrik çekmekte de bir mahsur görmüyorlar. Yapılana itiraz edince de “Ne var bunda” deniyor.  

Onlara göre çalmakta sorun yok. 

Onlarca yıldır hep aynı numara. Halkı kandırmak için her yol mubah! 

Bu filmin bir eksiği vardı. Gözyaşı. O da tamamlandı. Tayyip Erdoğan ve eşinin gözyaşlı fotoğrafları boy boy servis edildi. Film tamam oldu. 

DAVUTOĞLU 

Davutoğlu’nun konuşmaları giderek daha ilginç hale geliyor. Bazen arkadaşlarla toplanıp izliyoruz. Çok zevkli oluyor. Hele sesini yükseltti mi gülmekten kırılıyoruz. Bu ara rakamlara merak sardı. İlgi alanında ambulanslar var. Her gittiği yerde ambulans hesabı yapıyor. İldeki ambulans sayısını kaçtan kaça çıkardıklarını bildiriyor. Artık AKP’liler bile tebessüm ediyor. 

İŞ EKONOMİYE  

GELİNCE 

Ekonomik konulara girince kimse dayanamıyor. Kahkahalar gırla gidiyor. Ekonomik verileri okumak ayrı bir iş. Çalışmak gerekiyor. Öyle eline verilen notları okuyarak olmuyor. Bu işten anlamadığını çok belli ediyor. 

Davutoğlu’nu izleyince Erdoğan’ın panik ve telaşını da kavrıyoruz. Meydanları boş bırakmamak için neden risk aldığını anlıyoruz. Göz göre göre kaybetmek istemediğini görüyoruz. Ama sonuç pek değişmeyecek gibi. Artık daha iyi anlaşılıyor. Erdoğan’ın hamlesi AKP için iyi değil. AKP’yi kurtarayım derken, batıracak gibi. “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak” durumu sözkonusu!  

*** 

BAŞKANIN MERCEDES’İ 

Bizim evlere şenlik bir diyanet işleri başkanımız var. AKP’ye yaranacağım diye her şeyi yapıyor. AKP’nin isteğine göre fetva veriyor. Son günlerdeki halini görünce kendisini kamu bankalarının başındaki genel müdürlere benzetiyorum. 

Bunlardan birini bir arkadaşı, “Aman ha dikkat et. Bu günün yarını da var. Yaptığınız işlerin hukukla bir alakası yok. Başın belaya girebilir. Bu işin sonunda hapse girmek de görünüyor” diye uyarmıştı. O da “Bu saatten sonra yapacak bir şey yok. Kaderimizi iktidarla birleştirdi. Ne olacaksa hepimize birlikte olacak” karşılığını vermişti.  

Diyanet İşleri Başkanı da aynı ruh haliyle davranıyor. Kaderini AKP ile birleştirmiş. Erdoğan da kendine sahip çıktı. Başkan Mehmet Görmez’in trilyonluk Mercedes’ine sahip çıktı.  

Ama hemen belirtelim. Bu Mercedes işleri biraz garip. Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz’e bizzat kendisi bir Mercedes göndermişti. Sonu ortada. Son günlerde başkanın yakın çevresi de farklı şeyler anlatmaya başladı.  

Malum gemi batıyor. Uyarması bizden!