26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bu ne kadar para? Kaynağı ne?

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

İşçinin, köylünün, memurun, emeklinin, esnafın, ... cebi boşaldı. Ama maşallah birilerinin kasaları dolmuş. “Ayakkabı kutuları” bile para dolu. Bakan çocukları elle para saymaktan yorulmuş, para sayma makineleri almış.

Biz bakan çocuklarını tartışırken daha büyüğü çıktı. İnternete düşen yeni kasetler “Ne paraymış be!” dedirtti.

Ev değil, sanki

Merkez Bankası kasası

Sabah saat 08.02’den gece yarılarına kadar evlerden para taşımışlar bitmemiş. 20 milyon dolar oraya, 10 milyon avro buraya, 5 milyon avro başka bir yere; eşe dosta para dağıtmışlar. Baba, “Evdeki parayı sıfırlayın” demiş bir türlü sıfırlayamamışlar. Gece saat 23.15’te evde daha 30 milyon avro kalmış. 30 milyon avro. TL hesabıyla 90 milyon lira.

Sadece kaçırılamayan para, yaklaşık 8 bin 900 asgari ücretlinin bir yıllık maaşlarının toplamı.

Ev değil sanki Merkez Bankası kasası. Belli ki İsviçre bankaları açığa çıkınca paralar evde saklanmaya başlanmış.

O villalar!

Yıllar önceydi. İstanbullu işadamlarıyla sohbet ediyordum. Önemli bir siyasetçinin bir seferde Kısıklı’da 5 adet villa satın aldığını söylediler. Evlerde özel tadilatlar yapıldığını bildirdiler. İçlerinden birisi iktidara çok yakındı. Özel para kasalarından söz etmişti.

İşin doğrusu ciddiye almamıştım. “Bu devirde evde para mı saklanır?” diye düşünmüştüm. Yanılmışım. Belli ki “paralar kayda girsin” istenmemiş. Bakan çocukları da “usta”larından öğrenmiş olacaklar ki onlar da nakit çalışmışlardı.

Ses kayıtları montaj(?)

Son günlerde “montaj” modası var. Öcalan’ın 1999 yılındaki İmralı görüntüleri yayınlandı, “montaj” dendi. Ham kasetler yayınlandı, “montaj” söylemi yine devam etti.

Sabah 08’den gece 23.15’e kadar evden para taşımışlar. Telefon kriptolu olsa da dinlenmiş. Kasetler ortalığa saçıldı. Yine “montaj” şarkısı söyleniyor.

Kulislerde “montaj” esprileri gırla. “Başka ne söyleyebilirlerdi ki!” ifadesi kullanılıyor. Sosyal medya “Haziran Direnişi”ndeki gibi çok yaratıcı. Mizahla birlikte yolsuzluk ve rüşvete isyan var.

Halk inandırılabilir mi?

Ankara’da siyasi kulisler hareketli. Herkes internete düşen kayıtları konuşuyor. Başbakan Erdoğan’ın, görüntüleri yayınlanmış olmasına rağmen Kabataş’ta türbanlı kadına saldırıldığında ısrar etmesi tartışılıyor. Meydanlarda bu iddiasını tekrarlamasına vurgu yapılıyor.

Bir gazeteci dostum bir fıkra anlattı. “Türkiye’deki durumu buna göre değerlendir” dedi. Fıkra şöyle:

Bir kadın eşini bir başka kadınla kendi yataklarında yakalamış. Çocuğunu ve eşyalarını alıp evi terk etmiş. Baba evine taşınmış. Eş ne yapacağını şaşırmış. Tabii inkar etmiş. Kayınpederine gitmiş “Baba kızının ciddi sıkıntıları var. Ne olur bana yardım et. Sürekli halisülasyon görüyor. Beni başka kadınlarla yatakta hayal ediyor, sonra da gerçekmiş gibi bağırıp çağırıyor. Kızınızı bu kabustan kurtaralım” demiş.

Bunu o kadar çok tekrarlamış ki kayınpederin de kafası karışmış. Bir süre sonra kayınpeder kızını karşısına almış ve “Bak kızım eşin ısrarla bunları söylüyor. Sen yanlış görmüş olabilir misin?” diye sormuş.

Kızı biraz düşündükten sonra “Belki de doğru olabilir” karşılığını vermiş.

Erdoğan’ın hesabı bu! “Montaj, montaj” diye diye kayıtları montaj yapmayı planlıyor.

Peki olur mu? Başka çaresi var mı?