26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘CHP’ye kapatma davası’ kimin oyunu?..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

Polise ve yargıya “operasyon” yapılacağı şeklindeki Twitter duyuruları genelde doğru çıkan Fuat Avni fenomeni bu kez fazla mı uçtu acaba?..

Çünkü AKP’nin aylardır peşinde olduğu ve polis içindeki haber kaynaklarından bazıları da geçen hafta yakalanan Fuat Avni, önceki akşam Twitter hesabından öyle iddialar sıraladı ki, akıl almaz gibi!..

Neymiş efendim; “AKP, önce CHP’yi sonra da MHP’yi kapatmak için dava açacakmış!!! Yargıtay’da buna göre düzenleme yapılmış!..”

Bu uçuk iddialar yalnızca “CHP ne yaptı ki, hangi gerekçe ile kapatılacak” sorusuyla çürütülemez... Çünkü Avni’nin iddialarındaki zamanlama da çok dikkat çekici;

Fuat Avni bu iddialarını, AKP’nin Yargıtay’daki cemaatçi yapıyı dağıtmasının ardından yazdı!..

İddialar, Avni ile CHP’li Umut Oran arasında geçtiği varsayılan sarsıcı yazışmaların yandaş medya tarafından deşifre edilmesinden sonraya da denk geldi!..

Bir önemli gelişme de bu iki olayın ardından yaşandı... “Paralel Yapı” operasyonunda hedef alınan polis müdürleri Yasin Topçu ve Ertan Erçıktı ile Prof. Haluk Savaş gibi cemaatçi bazı bilim adamları adaylık için CHP’ye başvurarak tabanda şaşkınlık yarattı...

Parti tabanı “cemaate söz mü verildi” sorusuna yanıt ararken, CHP yönetimi ne ilginçtir ki daha önce aday gösterilen Muhammed Çakmak benzerlerinde olduğu gibi susmayı tercih ediyor!..

MUHALEFET ÜZERİNDEN KAVGA!..

Şimdi soru zamanı; AKP, muhalefet partilerini hangi gerekçe ile kapatmak isteyebilir ki?..

Ne diyecek AKP, “CHP laiklik karşıtlarının odağı oldu” mu diyecek?.. Yoksa hem Erdoğan’ın hem de Davutoğlu’nun her gün dillendirdikleri gibi CHP, “Paralel Yapı’yla işbirliği”yle mi suçlanacak?..

İşin aslı şu olmalı; Fuat Avni ile kimi CHP’liler arasındaki yazışmaların deşifre olması ana muhalefet tabanında infial ve erozyon yarattı... CHP’liler ne yazık ki yeterince yalanlayamadı, cemaat ise sustu!..

Kimi cemaat mensuplarının CHP’den aday adayı olmaları da partideki tepkiyi artırınca, “Fuat Avni”nin ardındaki gizemli mekanizma acaba “imaj düzeltme operasyonu”na mı girişti?..

Yani, CHP hakkında “kapatma davası” açılacağı şeklindeki gülünç iddialar, bu imaj operasyonunun bir parçası mı?..

Velhasıl Fuat Avni’nin iddiaları; “Cemaat, deşifre olan kimi siyasi bağları nedeniyle, sığınacağı siyaset limanda, suni bir fırtına yaratarak gemisini yürütmek istiyor” şeklinde de algılanabilir!..

Peki; “Atatürk’ün partisi”, mağduriyet edebiyatının acziyeti içerisine düşürülecek kadar küçüldü mü ki?..

Avni’nin “kapatma davası” iddiasının, AKP-cemaat savaşının yeni bir siyaset senaryosu olduğu anlaşılırsa ve ana muhalefetin bu tezgahta kullanıldığı ortaya çıkarsa, CHP büyük yara alır...

O zaman bumerangın sahipleri de iktidarın yeniden hedefi olur ve bundan da ne yazık ki AKP nemalanır!.. CHP çok dikkatli olmalı...

DOLMABAHÇE TİYATROSU!..

AKP ve HDP yöneticileri, Öcalan’ın “10 madde”lik sözde “çözüm paketi” uğruna masaya oturdular ya...

Yandaş basın da bilmem kaçıncı kez “silahlar susacak” diye alengirli şov manşetleri attı ya...

İşte bu yeni versiyon tantana üzerine, salı günü bu köşede, “PKK silah bırakırsa, Öcalan dışarıda” başlığı altında şunları yazmıştık;

“Güneydoğu’ya huzur gelmesi “barış” adına çok iyi de, kimse “silah bırakma” konusunda hayal görmesin... Diyelim ki; yüzde bir olasılıkla PKK gerçekten silahtan arındırıldı! O zaman bilin ki, AKP iktidarı kesinlikle ‘Öcalan’a özgürlük’ sözü vermiştir.”

Bu yazının üzerinden ne ilginçtir ki 24 saat bile geçmedi!.. PKK’nın Kandil’deki şahin kanadı, AKP ile masaya oturan Öcalan’a meydan okurcasına öyle bir isyan etti ki, PKK meselesinin Türkiye’nin başını daha uzun süre ağrıtacağı bir kez daha ortaya çıktı!..

Çünkü yazımızın yayımlandığı salı günü, öğle saatlerinde PKK’dan silah bırakılmayacağına ilişkin çok net bir açıklama geldi!.. Hem de Dolmabahçe görüşmesinde “barış” havası yarattıklarını iddia eden AKP-HDP heyetlerine rest çekercesine!..

PKK AYNI PUSUDA!..

PKK’nin Dolmabahçe karşıtı açıklaması, yalnızca “açılım” meselesinde iplerin uzun süredir PKK’nın elinde olduğunu göstermedi...

Bu açıklama, aynı zamanda hem Kandil-İmralı arasındaki görüş ayrılığını bir kez daha deşifre etti, hem de seçim öncesi AKP’nin içine düştüğü tavizkar tutumun bile PKK sorununda çözüm üretemediğini kanıtladı!..

Bakınız; geçen hafta, “PKK silah bırakmaz!.. T.C. silah bıraksın” diyebilecek kadar devlete meydan okuyan örgüt yöneticilerinden Duran Kalkan, 28 Şubat’ta Dolmabahçe’de yapılan AKP-HDP görüşmesiyle ilgili neler söyledi:

“Somut olan ittifak bu düzeydedir; en azından seçime kadar sürecek bir çatışmasızlık, eylemsizlik durumunun iki tarafça da kabul edildiği ve sürecin bu biçimde devam edeceği anlamına geliyor. Gelişmeler seçim sonuçla- rına göre olacak.”

Şimdi, AKP-HDP heyetlerinin “PKK silah bırakacak” şeklinde algılanan görüşmesinin, aslında her zamanki gibi AKP- İmralı ve Ankara-Kandil arasında gizliden yürütülen kimi planlar konusunda kamuoyunun gazını almaya yönelik bir piyes olduğunu gördünüz mü?..

Yani, AKP ile HDP genel seçimlere rahat girsinler, “Açılım”ın ileriki planları sekteye uğrama- sın diye her zamanki yöntem üzerinde anlaştılar; “seçime kadar eylem yok!..”

Yinelemekte yarar var; ne AKP “açılım” meselesinde ileriye gidebilir ne de PKK “asıl istediğini” almadan silah bırakabilir!..

Çünkü birileri İmralı’nın kilidini kırarak “Öcalan’a özgürlük” talebine yanıt vermek istese bile, Türkiye’nin bugünkü gericilik- bölücülük tehdidi koşullarında bu mümkün görünmüyor...

O halde “Açılım”ın soğumaya bırakıldığını ve asıl kartların haziran ayından itibaren açılacağını bir kez daha anımsatmakta yarar var... Bakalım ucu tutuşan o kartlar kimi yakacak?..