26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Davutoğlu'nu kim atadı?

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

Irak işgali öncesinde AKP'yi iktidara ABD getirdi. Artık, "Efendim seçimler ..." diyen de kalmadı. Erbakan'ın partisinin bölünmesi, "Yenilikçiler"in AKP'yi kurması, hepsi planın parçaları. ABD Erdoğan'ı bulmuş ve kendisi için hazırlamıştı. Abromowitz bir gün anılarını yazarsa her şey bütün çıplaklığıyla görülecektir.

Şimdi Davutoğlu Başbakanlığa atanıyor. Görünüşte parti ve Erdoğan atıyormuş gibi bir hava yaratılıyorsa da aldatıcı. Davutoğlu'nu ABD'nin atadı. Eski ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'la "tak-şak" ilişkisi biliniyor. O fotoğraf arşivlerde. Nitekim, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Marie Harf de hemen mesajı da verdi. "Türkiye'deki bir sonraki başbakanla çalışmayı sabırsızlıkla bekliyoruz" dedi.

Harf, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin, bakanlığı boyunca Davutoğlu ile çok yakın bir çalışma içerisinde olduğunu da bildirdi. Açıklama yeterince aydınlatıcı oldu.

ABD BÜYÜKELÇİLİĞİ MEMNUN

ABD Büyükelçiliği Perşembe günü Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarını hiç merak etmedi. Çünkü çok önceden biliyordu. Durumdan da memnunlardı. Irak, Suriye, İran'da zaten Davutoğlu'yla çalışıyorlardı.

ABD Büyükelçiliğinin müdavimleri de Davutoğlu isminden çok önceden haberdardı. Ankara sohbetlerinde "Acaba Binali Yıldırım olur mu?" diyenlere küçümseyerek gülüyorlardı. "O iş biteli çok oldu" tavrındalardı.

Erdoğan "istişare" den söz etse de "istişare"nin kiminle yapıldığı belliydi. ABD ile sıkıntıya giren ilişkilerin tekrar eski haline getirilmesi için en uygun isim Davutoğlu idi. Paris'te ABD Dışişleri Bakanı Kerry ile buluşma ve çektirilen o fotoğraf da günün "mana ve ehemmiyetine"(!) uygundu.

ERDOĞAN'IN AÇIKLAMA ANLARI

Önceki gün AKP MYK'sından sonra Erdoğan'ın basın toplantısı vardı. Erdoğan Davutoğlu ismini açıkladı. Toplantıya katılan gazetecilerle görüştüm. "Salon Davutoğlu için hazırlansa da, hoşnutsuzluk alkışlarla kapatılmaya çalışılsa da arkalarda homurtular vardı" dediler.

Dışişlerinde Davutoğlu ile birçok toplantıya katılmış bir büyükelçi toplantıyı televizyondan izlemiş. İzlenimlerini şöyle anlattı:

"Davutoğlu her topa girmeye meraklıdır. Her hamlesi Türkiye'nin aleyhine sonuçlansa da fark etmez. Kürsüye çıkınca aynı havayı sürdürdü. Daha ilk günden bir sürü ahkam kesti. Her şeyi biliyorum havasında devam etti. Hatta 'Erdoğan'dan daha iyiyim' der gibiydi. O anda kameramanlar Erdoğan'ı gösterdi. Şaşkınlığı yüzüne yansımıştı. Yakında kıyamet kopar."

TÜRKİYE'NİN İTİBARI

Davutoğlu'nun Dışişleri Bakanlığı döneminde Türkiye'nin itibarı yerlerde. Şam'da, Mısır'da büyükelçimiz yok. Bağdat'la ilişkiler en alt düzeyde. ABD, Almanya, Türkiye'yi BBG evine çevirmiş. Her şeyimizi izliyor.

Uluslar arası toplantılarda Türk heyetine ağır eleştiriler yöneltiliyor. Moskova'daki toplantıya katılan bürokratlar Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Lavrov'un herkesin duyacağı bir sesle yaptığı, "Kurgulu fare" hakaretini anlatıyor. Toplantıya katılan emekli bir bürokrat, "Bunca yıllık diplomatım, ilk kez böyle bir durumla karşılaştım" diyor.

Dvuyoğlu döneminde yaşananlar anlatıla anlatıla bitirilemiyor...

***

ÇANKAYA DEDİKODULARI

Anlatılanlara göre Çankaya'da kıyametler kopmuş. Günün birinde ayrıntılarını birileri yazar mı bilmiyorum. Ama yaşanan gerilim tahminlerden çok yüksek olmuş. Sesli tartışmalar, koltuktan kalkmalar, "görüşeceğiz" tehditleri...

Karşılıklı dosyalar. "Bir çöplükte iki horoz olmaz" tavırları...

Abdullah Gül'ün yapamadığını Hayrunnisa Gül yaptı. Veda resepsiyonunda ağzına geleni söyledi. "Bir turnusol döneminden geçiyoruz. Neler yazıldı, gördük. Neler söylendi, duyduk. Ben her şeyi biliyorum. Kendisine çok yanlışlar, çok saygısızlıklar yapıldı. Bu süreçte bazı yaşadıklarımızı, 28 Şubat döneminde benim başörtümün tartışıldığı günlerde bile bu kadarını görmedik" dedi.

Meğer Hayrunnisa Gül bu serzenişlerini sadece gazetecilere yapmamış. Erdoğan'a yakın milletvekillerine ve bakanlara da çıkışmış.

Emine Erdoğan'ın adını ağzına bile almıyormuş. Adı geçince hemen konuyu kapatıyormuş. Bundan sonra onunla "aynı sokakta bile" yürümek istemiyormuş. Sık sık "Bu iş daha bitmedi, yeni başlıyor" diyormuş.

Emine Erdoğan'a gelince; çok neşeliymiş. Hayrunnisa Gül'ün ayrılışını görmek için sabırsızlanıyormuş. İzliyoruz. Önümüzdeki günler yeni gelişmelere gebe gibi..!