26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Dolar neden yükseldi?

Mustafa Pamukoğlu

Mustafa Pamukoğlu

Eski Yazar

A+ A-

Dolar 16 Ocak 2015’te yükselmeye başladığında bunun rekorlara gideceğini kimse tahmin etmemişti. Hangi etkenler Türk Lirası’nın dolar karşısında yüzde 16 değer kaybetmesine sebep oldu da, dolar tutulamıyor? 

Bunu üç ana etkenle açıklamak mümkün: 

DEVALÜASYON BİRİKİŞİ 

Yıllardır dolara büyük bir baskı vardı.Bu baskıyı açıklamak için ABD TFE ile Türkiye TFE’ni karşılaştırmak gerekir. 

ABD,Türkiye arasında toptan eşya endeksi arasındaki fark yüzde 172,8’dir. Yani Reelde Türk Lirası, dolar karşında bu oranda değer kaybetmiştir. Dolar kurundaki yükseliş yüzde 42,2 olduğundan (172,8-42,2 = 130,6) reel fark, dolar üzerinde sürekli baskı yapmaktadır. Bu nedenle dolardaki yükselişin en önemli sebeplerinden biri yılların getirdiği devalüasyon birikişinin baskıdır.

KÜRESEL GELİŞMELER 

Gelişmiş ülkeler arasındaki büyüme hedefleri ve oranlarına piyasalar odaklanınca dolar diğer para birimlerine karşı değer kazanmaya başladı. 

- Dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin yüzde 7 büyürken 2015 büyüme hedefi çok düşük belirlendi. 

- Dünya’nın üçüncü büyük ekonomisi Japonya büyümesi beklenenin altında gerçekleşti 

- Euro Bölgesi’nde bu ay başlayan aylık 60 milyar Euro tahvil alım programı açıklandı. 

- Yunanistan’ın borç yapılandırma görüşmeleri 

- Fed’in tahvil alımlarına son vermesi yakın zamanda faiz indirimine gidecek olması ve bu konuda belirsizliklerin artması 

- Hedge fonlar kadar gerçek para hareketlerinde de çok büyük dolar talebi doğmuş durumda 

- Çin para birimi yuanda günlük işlem bandının yüzde 2’den yüzde 3’e çıkartılabileceğine ilişkin söylentiler de küresel piyasalarda satış baskısı yarattı. Kur bandının açılması daha fazla döviz işleminin yapılabilir olması demek. 

Bütün bu gelişmeler doların yükselmesini etkiledi ve Euro’nun ise zayıflamasına neden oldu. Dolar/Euro paritesi 1.25’ten 1.06’ya düştü. 

YURT İÇİ ETKENLER 

- Merkez Bankası’nın 27 Ocak enflasyon raporuna kadar faiz indirimini belli aralıklarla yapacağı bekleniyordu. Enflasyon raporu açıklanıp faiz indirimi yapılmayınca Cumhurbaşkanı ve Hükümet tarafının Merkez Bankası’na baskısı başladı. 

- Fed’in faiz artırma beklentileri piyasada baskı yarattı. Her ABD verisinin iyileşmesi doların artmasına neden oldu. 

- Merkez Bankası faiz indirmedikçe Merkez Bankası’na Baskı Korosu sürekli aynı şarkıyı söyledi: “Faiz inmeli! 

ALINAN ÖNLEMLER 

Dolar yukarıda belirttiğimiz etkenler ve baskılarla arttıkça Merkez Bankası’nın faizi indirme olasılığı azaldı. Bu nedenle elindeki başka silahları kullanmaya başladı. 

- Birinci silah piyasaya günlük satış miktarını 40 milyon dolardan 60 dolara artırması oldu. Ocak ayında 840 milyon dolar, Şubat ayında 920 milyon dolar,12 Mart’a kadar 480 milyon dolar piyasaya satış yaptı. 

- Bankaların alabilecekleri bir hafta vadeli döviz depolarının faizini dolar için yüzde 7,5’ten yüzde 4,5’e düşürdü. Burada amaç bankaların dolar almalarını teşvik etmekti. Ancak bankaların yüksek döviz likiditesi nedeniyle bu faiz indirimi sınırlı kaldı veya kalacak. Bu önlem daha çok Merkez Bankası’nın bankalara zor zamanda yardım edeceğini göstermesi bakımından psikolojik bir rahatlatma olarak algılandı. 

- Rezerv opsiyon katsayılarında(ROK) değişiklik yaparak 1,5 milyar dolarlık döviz likiditesini serbest bırakacağını açıkladı.Bunun yanında döviz karşılık oranlarını artırarak (bunun gerekçesi kısa vadeli yabancı para yükümlülüklerinin vadesini uzatmak) Merkez Bankası rezervlerine 1,3 milyar dolarlık bir ilave sağlamayı hedefledi. Bu durumda iki kararın net etkisi 200 milyon dolarda kalacak. Bu da oldukça küçük bir katkı olacak. 

Doların yükselişinin sebepleri ve alınan önlemler birlikte değerlendirildiğinde doların 2,6-2,7 bandında kendini devamlı hissettireceğini tahmin etmek zor değil. Acaba doların baskısını ortadan kaldırmak için toptan bir devalüasyon mu yapılsa? Bunu bu hükümet yaparsa barajı aşamaz, dediğinizi duyar gibiyim.