29 Nisan 2024 Pazartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Reisi'nin silahı tökezleyen ekonomi

İran seçimlerinin son virajında öne çıkan İmam Rıza Vakfı’nın Başkanı İbrahim Reisi, ülkedeki gelir uçurumunu eleştirmesiyle öne çıkıyor

Reisi'nin silahı tökezleyen ekonomi
A+ A-
Gökhun Göçmen

İran İslam Devrimi ile birlikte siyasal anlamda hareket alanına dönüşen camiler bugün de halkın eğilimini anlamak açısından büyük önem taşıyor. Bizler de 19 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde cuma namazını izlemek için Tahran Üniversitesi’nin yolunu tutuyoruz. Trafik engelini aşmak için kullandığımız metronun İnkılap caddesindeki durağına gelince boşalan vagonlar ve kulaklarımıza gelen Farsça ‘Kahrolsun Amerika, Kahrolsun İsrail, Şeytan İngiliz’ sloganları nerde inmemiz gerektiğini söylüyor.

Tahran Üniversitesi kampüsünden caddelere taşan kalabalığı ve sıkı güvenlik önlemlerini aşarak camideki yerimizi alıyoruz. Cuma namazı öncesinde minberde konuşan muhafazakar kanadın önemli temsilcilerinden Hafet Adil’in, Farça’nın korunmasına dönük vurgularının ardından konu Suudi Arabistan’ın tehditlerine geliyor. Riyad yönetiminin ‘Savaşları İran’ın içine taşırız’ açıklamasının kalabalığa hatırlatılmasıyla ABD’yi hedef alan söylemler bu kez yerine ‘Kahrolsun Suud’ sloganlarına bırakıyor.

Cuma çıkışı mini miting

Cuma namazının çıkışında gündem hafta sonu yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri. Tahran Üniversitesi’nin dışında muhafazakar aday İbrahim Reisi’nin posterlerinin dağıtılmasıyla cadde bir anda miting alanına dönüyor. Bir süre sonra sayısı artan kalabalık ‘Güle Güle Ruhani’ sloganlarıyla yürüyüşe geçiyor.

Eyleme katılan 33 yaşındaki Behram Tarem neden Ruhani’yi desteklemediğini “Nükleer Anlaşma sonrası yaptırımların kalkacağını söylemişlerdi. Batı bizi yine kandırdı. Sonunda bize 3 uçak verdiler ve onu devlet töreniyle karşıladık” ifadeleriyle dile getiriyor. Kargo işçisi olarak hayatını kazanan Behram’ın dile getirdiği gerçekler istatistiklere yanmış durumda.

Iranpool isimli araştırma şirketinin son anketine göre halkın yüzde 64’ü mevcut durumundan menuniyetsiz olduğunu belirtiken, IMF’nin son açıkladığı raporda Nükleer Anlaşma sonrasında işsizliğin yüzde 12 olduğu vurgulanıyor. Kimi bağımsız araştırmacılar ise işsizlik oranın yüzde 20 seviyelerinde seyrettiğinde ısrarcı.

Türkiye’nin AB rüyası gibi !

Başkent Tahran’da buluşma fırsatı yakaladığımız Nur Stratejik Araştırmalar Merkezi uzmanı Dr. Sadullah Zarei de benzer şekilde açıklanan rakamların halka yansımadığını düşünenlerden. İran’ın meşhur Kudüs Kuvvetler Komutanı Kasım Süleymani’nin danışmanı olarak bilinen Zarei Ruhani’yi “Öyle bir tablo çizdi ki tasviri kendisinden popüler hale geldi” ifadeleriyle eleştiriyor.

Birlşmiş Milletler’in 5 üyesi ve Almanya (P5+1) ile ülkesinin imzaladığı Nükleer Anlaşma’nın kendileri için ulusal mutabakat nitelediğinde olduğunu ve Tahran’ın sözlerine uyacağını belirten Zarei şöyle devam ediyor:

“ ABD bağlı kaldığı müddetçe biz de sözümüzden dönmeyeceğiz. Ancak, Ruhani Batı’dan umut bekliyordu ve yanıldı. Tıpkı bir dönemler Türkiye’deki AB rüyası gibi. Batılılar Ruhani’nin Hamaney’e benzemediğini biliyorlar. Ruhani seçilirse geçmişte yapılan hataların tekrarlanma riski var. Oysa, Batı sert tutumdan anlar. Ahmedinejad seçildiği zaman herkes ABD ve bizim aramızda savaş çıkacak sanıyordu. Fakat Obama, ilişkilerin düzelmesi için mektup yazdı. Reisi ve Galibaf ( seçimlerden çekildiğini açıklayan diğer aday) taviz vermeye yanaşmıyor. Onlar için kimi çevreler savaş çığırtkanı diyor olabilir ama bizde bir laf vardır: Deliye karşı sen daha deli olacaksın. “

Reisi demek İslam Devrimi demek

İran’ın dini lideri Ayetullah Hamaney’e yakın isimlerden olan Dr. Zarei, konuşmasının devamında İbrahim Reisi’nin kamuoyunda yeterince bilinmediği eleştirisini “ Reisi demek İran İslam Devrimi’nin temel ilkeleri demektir. Bu anlamda merak etmeyin Batı Reisi’yi gayet iyi tanır” diye yanıtlıyor.

Ülkede 11-14 Nisan arasında yapılan ankette halkın yüzde 46’sı Imam Rıza Vakfı Başkanı olarak görev yapan İbrahim Reisi’yi yeterince tanımadığını belirtmişti.

İran’da unuttuğumuz bir gelenek: Liderler açık oturumu

Atlantik medyası 19 Mayıs’ta düzenlenecek seçimlerin ‘anti demokratik’ olduğunu iddia etmesine rağmen İran’da seçim sürecinin hakkaniyetle tamamlanmasına büyük önem veriliyor. Ulusal Kanal’ın Tahran temsilciliğini yapan Yakup Aslan, liderlerin 3 açık oturumda bir araya geldiklerini dahası her adayın televizyonlarda 555 dakikalık sabit propaganda süresi olduğu bilgisini bizimle paylaşıyor. Aslan, bu seçimlere özel olarak Tahran belediyesinin şehrin belirli bölgelerine afişlerin asılması için panolar yerleştirdiğinin de altını çizerek “Burada seçim ve ticaret kol kola ilerlemiyor. Panolar, bilbordlar parası olanın kiralayacağı yerler değil” diye ekliyor.

Ahmedinejad taraftarları küskün

İran’da seçim sürecinin başlamasıyla birlikte en çok tartışılan konulardan biri ülkenin önceki cumhurbaşkanlarından Mahmud Ahmedinejad oldu. Cumhurbaşkanlığı döneminin birinci başkan yardımcısı Hamid Bakayi’ye destek vereceğini belirten Ahmedinejad daha sonra kendi adaylığını duyurmuştu. İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney ise ‘Bir bey’ diyerek işaret Ahmedinejad’a seçimlere katılmamasını tavisye etmiş ve gelişmeler üzerine harekete geçen İran seçim kurulu Ahmedinejad’ın veto edildiğini bildirmişti. Deyim yerindeyse ‘yılan hikayesine’ dönen süreci konuştuğumuz Ahmedinejad destekçisi İranlı gazeteci yaşanan sürecin kendileri için bir kırılma olduğunu belirterek “Artık İran’da devrim sürecinin bittiğini düşünüyoruz” diye konuştu.

İsminin açıklanmaması kaydıyla bilgi veren meslektaşımız şöyle devam etti: “Nükleer müzakerelerin öncesinde Batı’dan İran’a şimdiki anlaşmaya benzer talepler yine gelmiş ancak Ahmednijad kabul etmemişti. Ruhani ise masaya oturmadan önce ülkemizin maddi sıkıntı çektiğini iddia etti. Pazarlık değil teslimiyet süreci yaşandı. Ahmedinejad’ın reddedilmesi küskünlük yarattı. Örneğin hareketin önemli isimlerinden Ekber Cebbari sandığa gitmeyeceğini açıkladı, kimi Ahmedinejad destekçilerinin de tepki olarak Ruhani’ye oy vereceklerini biliyorum”

Son Dakika Haberleri